Türkiye ve Yığınsal Göç

Getting your Trinity Audio player ready...

Bugün Türkiye’nin kaldıramayacağı sayılara ulaşan mülteci göçün gerçekleşmesi, ABD’nin BOP planı kapsamında, sınırlarını değiştirmek istediği 23 ülkeden biri olan Türkiye’ye farklı bir uygulamasıdır.

Türkiye’de ülkelere göre mülteci sayıları bugün Hükümet yöneticileri tarafından dahi tam bilinmediğine inandığım gibi, ürkütücü sayılara ve ülke boyutunda ekonomik bunalımlara ulaşmış görünüyor.

Türkiye’deki mülteci sayısına bugün altı milyon diyen de var. Dokuz milyon diyen de.

İltica etmek ve mülteci olmak, yaşamsal tehlikeler yaratıyorsa, kişiye sağlanması gereken en doğal bir haktır.

Aynı zamanda, BM sözleşmesi ve İnsan Hakları Konvensiyonu gereği, gerçek anlamda mülteci olma durumunda olanlara, Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları da açık olmalıdır.

Ve buna hiç kimse itiraz da etmemelidir.

Ama bu göçlere sebebiyet veren ve de silah satan etken ülkelere kalkan olmak için, Türkiye Cumhuriyeti kale barınağı olmamalıdır.

İşk olarak Suriye’den 2010’lu yılların ortalarında Türkiye’ye yönelik başlayan mülteci göçünü, diğer ülkelerden gelen mülteciler ile farklı ve de gizli hedeflerin gerçekleştirilmesi için uygulandığı, geçen her gün daha iyi anlaşılmaktadır.

Ve bu nedenle, Suriye sınırındaki mayınlar neden temizlenmiş olduğunu? Yönetenlerimiz hariç, biz Türk milletinin bireyleri olarak sonradan ve geç de olsa anlamış ve de öğrenmiş bulunuyoruz.

Amaç, BOP kapsamında diğer Ortadoğu ülkelerinde olduğu gibi değil de, Türkiye’de silahsız, tüfeksiz kültür ve etnik yozlaşma ve de bozulma yaratıp, I. Cihan Harbi’nde uygulanamayan Wilson Prensipleri ile I. Cihan Harbi sonrasında gerçekleşemeyen Sevr Antlaşması’na yakın bir konum yaratabilmek.

BOP sahipleri ve de destekçileri, bu planın kısmen başarılmış olduğunu bugün düşünebilirler.

Sonuç; BOP sahipleri ile işbirlikçilerin, hedefledikleri noktaya ulaşamadan, akılcıl Türk politikası ile bu bozulmayı, erken veya zamanında gerçekleşecek olan ilk genel seçimden sonra, ülkelerine dönmek isteyen mültecilere o imkanın yaratılması sağlanmalı, kalanlarına da doğru bir uyum politikası uygulanıp öngörülen, planlanan tehlikeleri durdurabiliriz.

Türk milletinin bu sıkıntılı yıllarını da atlatıp, akılcıl bir politika uygulayıp, bunu gerçekleştirebileceğine ben yürekten inananlardanım.

Exit mobile version