|
Getting your Trinity Audio player ready...
|
Siyasette, SP lideri Temel Karamollaoğlu’nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinin ve, Erdoğan’ın, yüzde 50+1 için “Mahsurlu olduğunu anladık” dediğini anlatmasının ardından “yüzde 50+1” tartışması başladı. Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP’ye göre “yüzde 50+1, temsilde adaletin sağlanması için gerekli”. Halkın yarısından fazla oy alan bir cumhurbaşkanının “güçlü bir temsil sağladığı” ileri sürülürken “bu sistemin koalisyonları bitirdiği” savunuluyor.
AKP Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir de sistemle ilgili “Cumhurbaşkanı’nın görüşüne saygı duyduğunu” belirterek “50+1, suni birtakım ittifakların önünü açıyor” eleştirisini yöneltti.
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Cemil Çiçek’in de “50 + 1” tartışmasına ilişkin bir gazetede “Ciddi problem çıkarıyor. Gelecekte de çıkaracak” ifadeleri yer almıştı. Tartışmalara AKP Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir de katıldı. Aydemir’in, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, “ittifakların kaybettirme amaçlı yapıldığını” ileri sürüp “Sayın Cumhurbaşkanımızın düşüncesine sonuna kadar saygı duyuyorum. 50+1, suni birtakım ittifakların önünü açıyor. Millet İttifakı’na bakın, öylesine savrulmalar yaşanıyor ki; HDP ile normal şartlarda İYİ Parti’nin bir araya gelme şansı var mı? Ama bir araya gelmişler. Bunu, karşı tarafa kaybettirme adına yapıyorlar. Kazanma değil, kaybettirme esaslı. Böyle bir mahsuru olduğu aşikâr” dedi.
SAHADA ERİME VAR
Ancak MHP kanadı, “yüzde 50+1” ile ilgili “AKP ile aynı noktada yer almıyor”. MHP’li kaynaklar, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile ilgili çalışmalar sürecinde AKP ile MHP’nin “yüzde 50+1” şartında uzlaştığına dikkat çekerek bu koşulun da “Halkın yüzde 50’sinden fazla oy alan bir cumhurbaşkanının temsilini de ‘güçlü kılacağı’ gerekçesiyle getirildiğini” belirtiyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde, cumhurbaşkanının yüzde 50+1 oyla seçilmesinin, yüzde 1 oy alan siyasi partileri de önemli kıldığı ileri sürülüyor.
AKP’lilerin, “artan döviz kurları karşısında ortaya çıkan ekonomik yükümlülük gibi nedenlerle partinin sahada oy kaybetmeye başladığı, muhalefetin giderek güçlendiği ve seçimlerin ikinci tura kalabileceği endişesiyle, yüzde 50+1’i yeniden gündeme getirdiği” dile getiriliyor.