|
Getting your Trinity Audio player ready... |
Ulu Önderimiz Atatürk’ün tasarladığı, uygulamaya koyduğu ve başarıya ulaştırdığı Türk Devrimi, Ulusal Bağımsızlık Savaşı’ndan başlayarak Türk devletinin kuruluşunda ve toplum yaşamında çağdaş ve uygar boyutlarda yapılan köklü ve ani değişikliklerle tanımlanabilir.
Atatürk’e göre hiç bir zafer amaç değildir. Zafer ancak kendisinden daha büyük olan bir amacı elde etmek için gereken en belli başlı araç, başlangıçtır. Amaç, fikri zemindir. Bu nedenle eskiden Atatürk inkilabı denen devrimler süreci, bir fikre dönüşerek yıkılması bugün bile imkansız hale gelmiştir.
Kurucu değerlere dönüşen fikirleri Atatürk’ü unutturmamış, milletin bağrındaki yerini bugüne kadar korumuştur. Bugünün gençliğine biz tam da bu nedenle Gelişim ve Demokrasi Partisi’ni Atatürk’ün fikirlerini, kurucu değerlerini savunan parti olarak gösteriyor, savunuyoruz.
Atatürk’ü fikirlerinden bağımsız hale getirip bir sembol, idole dönüştüren her görüş, paylaşım, anma aynı zamanda onun fikirlerini unutturmayı amaçlıyor. O, anma günlerinde anılıp unutulacak bir kahraman değildir. Onun fikirleri yılın 365 günü yolumuzu aydınlatan meşale, vazgeçmememiz gereken değerlerdir.
Bugün Atatürk hakkında en güzel videoları çeken, parlak sözleri bulan iş dünyası ve şirketler de unutmamalıdır ki onlar da ekonomik görüşlerde Atatürk’ten sapmış olmanın sonuçlarını yaşıyorlar. Halkı düşünen sosyal çözümlerden, sosyal fabrikalardan uzaklaştıkça, Atatürk’ün eşsiz fikirlerinden de uzaklaşıyorlar.
Atatürk ekonomide karma ekonomiyi savunan, devlete önemli denetim gücü veren ve onu sosyal devlet haline getiren adımlar attı. Bugün kar hırsıyla bu değerleri unutan burjuvazi, kendi varlığını, geleceğini de tehlikeye atmaktadır.
Aynı şekilde, Atatürk’ün fikirlerini unutarak sadece onu vitrin süsü haline getiren dernekler, partiler, topluluklar da kendilerinin ve toplumun geleceğini tehlikeye atmaktadırlar. Onun cumhuriyeti emanet ettiği gençlere ve halka düşen görev yalanla gerçeği ayırmak, Atatürk’ü bir vitrin süsü haline getirenlere karşı onun kurucu değerlerinden kopmadan hedefe ilerlemektir.
1919-1938 arasında Türkiye’de yaşanan büyük değişimin, Atatürk’ün kurucu düşünceleri doğrultusunda gerçekleştiği görülecektir. Hepimiz biliyoruz ki onun ölümü ardından hem kurduğu parti CHP, hem de iktidarlar onun yolundan saptılar.
O’nun bağımsızlık ilkesini unuttular, ülkemizi emperyalizmin kirli oyunlarına teslim ettiler. 1919 da yanan bağımsızlık ışığını yeniden yakmak, kurucu değerleri inşa etmek benim ve partimin temel görevidir.
Türk varlığını tamamen ortadan kaldırmayı deneyen Batılı emperyalist devletlere karşı O’nun milletin arkasına alarak verdiği bağımsızlık savaşını ve kazandığı zaferleri unutturmayacağız.
1923 devrimleri, kurduğu modern devleti, bağımsızlık ve çağdaş medeniyet ülküsünü yaşatmayı, geleceğe taşımayı temel görevimiz, vazgeçilmezimiz olarak göreceğiz.
Kurucumuz Atatürk’ü bir kez daha rahmet, saygı ve minnetle anıyoruz.
Özlem Ağırman
GDP Genel Başkanı
“Yarının Kadın İktidarı”
