Getting your Trinity Audio player ready... |
Dicle Nehri üzerinde inşa edilen ve adı Veysel Eroğlu olarak değiştirilen Ilısu Barajı göleti nedeniyle Batman’ın 12 bin yıllık tarihi ilçesi Hasankeyf dahil 199 yerleşim yeri sular altında bırakıldı. Yaşanan kuraklık nedeniyle sular çekildi ve Saha Bölgesi’nde yer alan Roma İmparatorluğu dönemine ait Saha Kilisesi (Dara Saha) gün yüzüne çıktı. 3 katlı bir mağaradan oluşan kilisenin üst katı rahiplerin yattığı yer, orta katı ibadet yeri, en alt kat ise rahiplerin mezarından oluşuyor. Suların çekilmesiyle rahiplere ait olduğu düşünülen kemikler de ortaya çıktı. Tarihi kilisenin yanı sıra birçok mağara ve ev de gün yüzüne çıktı.
Batman, Siirt, Mardin, Diyarbakır ve Şırnak’ın kapsama alanına giren baraj göletindeki su seviyesinde düşüş ve önlem alınmamamktan kaynaklı tarihi kilisenin tahrip olmuş bir halde gün yüzüne çıktığını belirten ekolojist Rıdvan Ayhan, daha önce, minaresi taşındıktan sonra kalanının üstü beton ile kapatılan 650 yıllık Koç Camii ile Küçük Hasankeyf Kalesi’nin de gün yüzüne çıktığına dikkati çekti.
HAFIZA DİRENİYOR
Saha Bölgesi’nin tarihi ve doğası ile müthiş bir yer olduğuna vurgu yapan Ayhan, “Bu bölgede tarihi mağaralar, kilise ve evler bulunuyordu. Buraya büyük bir set yapma yerine suyu bu bölgeye kadar getirmenin önünü açtılar. Ilısu Barajı’nın yapımı ile birlikte bu bölge su altında kaldı. Ancak suların çekilmesi ile birlikte bu bölge gün yüzüne çıktı” dedi. Kilise de büyük tahribatlar meydana geldiğinin altını çizen Ayhan, “Kayalara dokunduğumuzda dökülüyor. Suyun verdiği zarar büyük. Tarihi yazılar simgeler zarar gördü. Buranın onarılması çok zor. Tarihi bir katliam yaşandı. Burası tarihi bir hafızaydı. Ancak bu hafıza su altında bırakıldı. Hafızayı yok etmek istediler. Suların çekilmesiyle birlikte hafıza tekrar kendini gösterdi. Tarih ve doğa insana karşı direniyor” diye konuştu.
ÖNLEM ALINMALI
Gün yüzüne çıkan kemik ve mağaranın koruma altına alınması gerektiğini dile getiren Ayhan, şunları söyledi: “Kemikler 2018 yıllında gün yüzüne çıktığında buradan çıkarılıp alınması gerekiyordu. Ancak almamışlar. Bu kemiklerin binlerce yıllık tarihi var. Kilise de öyle. Bunların bir şekilde korunma altına alınması lazım. Çünkü buraya tekrardan suyun gelme durumu var. Tekrardan su altında kalmadan bu bölgeyi koruma altına alalım. Kemikleri de muhafaza edelim. İnsanların mezarına dini yerlerine saygı göstermek insani bir durumdur.”
MA / Fethi Balaman