Getting your Trinity Audio player ready... |
Yılmaz Özdil, “Türkiye’den kaldırdığı paralarla ABD’ye giden, Halkbank davasında itirafçı olan, beraber iş tuttuğu sayın büyüklerimizi gammazlayan hayırsever Rıza, gene ismini değiştirmiş, Sarraf’ın İngilizcesiyle, Aaron Goldsmith olmuş, at yetiştiriciliği ve binicilik merkezi kurmuş.” ifadelerini kullandı.
Özdil’in bugünkü yazısı şöyle:
Aslında ismi Reza Zarrab’tı.
Sayın hükümetimiz tarafından “istisnai kişi” sınıfına sokuldu, Türk vatandaşı yapıldı, ismini Rıza Sarraf olarak değiştirdi.
★
Asrın liderimiz kendisini pek takdir ediyordu, “hayırsever” diyordu, “ülkemize katkısı olan, hayır işleri yapan bir zat” diyordu.
★
17/25 Aralık kepazeliğinden sonra “milli kahraman” olarak yandaş televizyona çıkarıldı, Türk Bayrağı’nın önüne oturtuldu, “200 ton altın ihraç ettim, hepsini devletin denetimiyle yaptım, Türkiye’nin cari açığının yüzde 15’ini tek başıma ben kapattım” dedi.
★
“İhracat şampiyonu” ilan edildi, asrın liderimizin de katıldığı törende sahneye çıkarıldı, başbakan yardımcımız ve ekonomi bakanımızın elinden ödül takdim edildi.
★
Soma faciası meydana geldi, 301 işçimiz katledildi, Türkiye yas tutarken, sayın hükümetimiz kaşla göz arasında hayırsever Rıza’nın yurtdışına çıkış yasağını kaldırdı, herkes o matem atmosferinde Soma’ya odaklandığı için sayın medyamız dahil, kimsenin ruhu bile duymadı.
★
Hayırsever Rıza’nın hayırlara vesile işlerine bakan yardımcısı, bir çuval nakit döviz ve iki kilo altınla enselenmişti, kendisinden özür dilendi, tekerlekli bavulla hepsi iade edildi, el konulduğu süre karşılığında faizi hesaplandı, üstüne 27 bin 500 dolar faiz ödendi.
★
Cumhurbaşkanlığı seçiminde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak ilk kez oy kullandı, korumalarıyla birlikte oy kullanacağı okula geldi, oyunu sandığa atarken gazetecilere poz verdi, kime oy verdiniz diye sordular, “valla ben pusulada tek aday gördüm, başka aday var mıydı, Türkiye kazanacak” dedi, sadece hayırsever değil, pek de espriliydi.
★
Gümrüklerimizde at koştururken, at satın aldı, ismini “Dutyfree” koydu!
Bilahare, Forget Me Not, El Ganador, Saido ve Dayım Benim isimli atları aldı.
En meşhuru Dayım Benim’di… Çünkü, Dayım Benim’in babası, aygır olarak kullanılmak üzere, sayın tarım bakanlığımız tarafından 3.5 milyon dolara ABD’den ithal edilmişti.
Gel gör ki, ithal aygırın “tek testisli” olduğu ortaya çıkmıştı.
Muhalefet tarafından Tbmm’de soru önergesi verildi, “kardeşim, ithal etmeden önce testislerini kontrol etmediniz mi?” diye soruldu.
Tarım bakanımız cevap verdi, “kardeşim, testislere bakmadan alır mıyız, testisleri gayet iyiydi, doğuştan iki testisliydi, tromboz oluştu, testislerin biri mecburen ameliyatla alındı, ama tek testisle de gayet başarılı, isterseniz sperm raporunu göstereyim” dedi.
Ankara kulisleri günlerce bu mevzuyu konuştu.
Akp milletvekilleri Chp’yi eleştirerek, “işiniz gücünüz yok testis peşinde koşuyorsunuz” diyordu. Chp milletvekilleri de Akp’yi eleştirerek, “testise sahip çıkamayanlar memlekete nasıl sahip çıkacak” diyordu.
Tek testisli ithal aygırdan doğan tayların testis sayısı merak ediliyordu.
Yani… Hayırsever Rıza’dan çoook önce, hayırsever Rıza’nın atının testisleri manşet olmuştu!
★
Atının taşakları bile şaibeliydi ama, memleketin en itibarlı işadamıydı.
★
Bence en güzeli de şuydu…
Veliefendi hipodromunda “İstanbul Emniyet Müdürlüğü Koşusu” yapıldı. Yarışanlar arasında hayırsever Rıza’nın atı da vardı.
Üçüncü oldu, 10 bin 500 lira ödül kazandı.
Böylece… İstanbul Emniyeti tarafından enselenen hayırsever Rıza’ya, İstanbul Emniyeti sıfatıyla para ödülü takdim edilmiş oldu!
★
Ve, şimdi bakıyoruz…
Türkiye’den kaldırdığı paralarla ABD’ye giden, Halkbank davasında itirafçı olan, beraber iş tuttuğu sayın büyüklerimizi gammazlayan hayırsever Rıza, gene ismini değiştirmiş, Sarraf’ın İngilizcesiyle, Aaron Goldsmith olmuş, at yetiştiriciliği ve binicilik merkezi kurmuş.
★
Eee, boşuna dememişler tabii…
At koşar, baht kazanır.
Rıza’nın hayırsever olduğu zihniyetten hayır bekleyen, nah kazanır!