Getting your Trinity Audio player ready... |
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e “deccal” diyen Said Nursi’nin kurucusu olduğu Nur cemaatine bağlı İstanbul İlim ve Kültür Vakfı, “Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumu” adında bir etkinlik düzenledi.
“Fert ve Toplum Hayatında İman” başlığıyla çevrim içi düzenlenen sempozyumda Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Katar’dan İslam Âlimler Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ali Karadaği, Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kazım Uysal, Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan gibi isimlerle birlikte yurtdışındaki bazı üniversitelerden de profesörler konuşma yaptı.
Her konuşmacının Said Nursi’ye övgüler düzdüğü sempozyumda, Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kazım Uysal’ın yaptığı çağrı ise ayrıca dikkat çekti.
“DİNDAR NESİLLER VE FİKRİ İKTİDAR”
Said Nursi için “Bediüzzaman, ülkemizin son asırda yetiştirdiği nadide ilim alimlerinden birisidir. Bediüzzaman’ın telif ettiği Risale-i Nur eserleri ise bu asrın ihtiyaçları ve problemleri dikkate alınarak yazılmış bir tefsirdir” diyen Uysal, Nursi’den alıntılarla sürdürdüğü konuşmasının devamında konuyu okullarda okutulan ders kitaplarına getirip şu ifadeleri kullandı:
“Bediüzzaman, din ve fen ilimlerinin meyz edilmesi, fen kitaplarının tevhidi bir üslupla yazılması lüzumundan bahseder. İlimlerin Allah’tan bahsettiğini, tüm fıtrat kanunlarının ve ilimlerin Allah’ın Ali isminin yansımaları olduğunu nazara verir. Fen kitaplarının tevhidi bir üslupla yazılması ve takdimi halinde talebenin himmetinin ve gayretinin galeyana geleceğini söyler. Bu şekilde fen derslerinin marifetullah dersine döneceğini ifade eder. Kanaatimce milli eğitimdeki başarımız da buna bağlıdır. Yani başta biyoloji, kimya ve fizik olmak üzere tüm kitapları materyalist felsefenin kirlerinden temizlemek ve imani bir üslupla yazmaya bağlıdır. İşte o zaman biyoloji dersi marifetullah dersi olacaktır. İşte o zaman dindar nesiller yetişecek ve fikri iktidar olunacaktır. İşte o zaman eğitim milli olacak ve milletimizin beklentisini karşılayacaktır. Yoksa din dersinde ‘Allah yapıyor’, biyoloji dersinde ise ‘Tabiat ve doğa yapıyor’ demekle, herşeyi sebeplere verip Allah’ı gizlemekle Milli Eğitim’de istenen hedeflere ulaşılamaycaktır.