Getting your Trinity Audio player ready... |
ŞURASI yadsınamaz bir gerçek…
Önümüzdeki 2023 genel seçimleri Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli seçimlerinden biri olacak.
Bir yanda AKP iktidarı süresince tırmanan demokrasi, laiklik, çağdaşlaşma karşıtlığının, Atatürk düşmanlığının merkezi olan ve yolsuzlukların, yoksullaşmanın, hukuksuzluğun, cehaletin besleyicisi olarak oluşmuş bir cephe…
Öte yanda Atatürk ilkelerine geri dönüşü gerçekleştirerek Atatürk Türkiyesini, çağdaş hukuk devletini yeniden inşa etmeyi, yolsuzlukları, yoksulluğu ortadan kaldırmayı görev edinmesi gereken bir cephe…
Bu nedenle önce o cephenin ideoloji olarak, siyaset olarak, kadro olarak sağlıklı işleyecek şekilde titizlikle oluşturulması ve seçimlerin bütün kompartımanlarında çok dikkatli olunması ülkemizin geleceği açısından büyük öneme sahip…
***
SEÇİMLERİN en can alıcı noktalarından biri cumhurbaşkanı seçimi…
Seçim takviminde sayılı günler ilerleyip de takvim yaprakları gün, gün azaldıkça kamuoyunda cumhurbaşkanı adayı adaylarının adları ülke gündemine yavaş, yavaş girmeye başladı.
İktidarın adayı belli…
Olağanüstü bir gelişme olmadıkça o kanatta patronuna rakip olacak ikinci bir ismin aday adayı olarak ortaya çıkması pek mümkün değil gibi…
Durumun heyecan verici yönü Millet İttifakının aday adaylarının isimlerinin kamuoyunda konuşulmaya başlaması…
Kimi isimler var ki şimdiden destek almaya başladılar.
Kimi isimler var, onların seçimlerde AKP patronunun karşısında başarılı olamayacakları düşüncesi egemen bir görüş.
Kamuoyunun en çok dillendirdiği iki isim Ankara Büyükşehir Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Başkanı Ekrem İmamoğlu…
İki başarılı ve iki sevilen isim.
Toplumda bıraktıkları olumlu izlenim ve yönetimde gösterdikleri başarı, denilebilir ki gelecekte Cumhurbaşkanı olmaları halinde başarılı olacaklarının da güvencesi…
Gerek Ankara, gerek İstanbul AKP yönetiminde iken kentsel nitelik açısından, partizanlar, liyakatsiz yandaşlar ler eliyle aldıkları kamu hizmetler açısından büyük kayıplara uğradıkları yetmezmiş gibi yanı sıra çeşit, çeşit yolsuzluklarla hatta soygunlarla, gereksiz israflarla büyük darbelere maruz kaldılar. Çok şey kaybettiler.
Şimdilerde bu iki kentteki Millet İttifakı yönetimi hasarı hızla onarıyor ve “her şey çok güzel” olmaya aday…
****
ANKARA Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti olarak eşsiz önderimiz Atatürk’ü ün çorak bir arazide köy görüntüsündeki geri kalmış bir kasabadan yarattığı önemli bir dünya kenti ve atamızın aziz bedeninin ebedi uykusunda olduğu vatanımızın kutsal bir köşesi…
Ya İstanbul…
Yahya Kemal’in onda yaşamanın güzel bir rüyada yaşamak gibi bir şey olduğunu söylediği İstanbul…
Fransız ozan, yazar ve siyaset adamı Alphonse De Lamartine’in “İlk gördüğüm anda gayrı ihtiyarı haykırdım ve Napoli Körfezi ile onun bütün büyülerini ebediyen aklımdan çıkardım. Yeryüzünde herhangi bir yeri böylesine muhteşem bir bütünle mukayese etmeye kalkışmak hilkate karşı hakaret olur. Dünyaya sadece bir kere bakmaya izin verilse gelip onu buradan seyretmeli…” dediği İstanbul…
Ankara için de İstanbul için de yapılacak daha yapılması gereken çok şey var.
Kısa sürede içindeki başarılı hizmetleri ile yönettikleri kentin insanlarının gönüllerini fetheden Sayın Mansur Yavaş da Sayın Ekrem İmamoğlu da bu iş için aramakla kolayca bulunamayacak tam biçilmiş kaftan…
Keşke bir dönem daha devam etseler ve iki güzide kentimizi hak ettikleri yerlere, daha yükseklere taşısınlar.
***
BENİM sıradan bir vatandaş olarak cumhurbaşkanlığına uygun olacağına inandığım bir adayım var…
O Atatürk’ün yolunu izleyen önemli bir bilim insanı…
O aynı zamanda mütevazı, kibirsiz kimliği ile de tam bir halk adamı…
O bir yüksek eğitim kurumunu dünya çapında bilim yuvası haline getiren, yüksek eğitim alma olanağını geniş kitlelerin ayağına kadar götüren projenin başarılı uygulayıcısı…
Yaygınlaşan cehaletle savaş için gerekli donanımın, bilgi birikiminin sahibi…
Bilim adamlığı dışında kent yöneticisi olarak kentin ortasından yıllarca pis kokular saçarak lağım kanalı gibi akan bir akarsuyu kıyılarında plajlar kurulabilecek kadar değişen bir ortama dönüştürüp, gondollarla gezilen bir turizm merkezi haline getiren…
Kenti bir sanat ve kültür merkezi halinde bezeyerek Batıdaki modern kentlerle özdeş hale dönüştüren…
Sahte diplomalı diktatörün ülkemizin bütün dünyada yerlerde süründürdüğü itibarını bilim adamı kimliğiyle yeniden ayağa kaldıracak saygın bir isim…
Bilmem katılır mısınız?
Benim naçizane olarak Cumhurbaşkanı adayım Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen…