Getting your Trinity Audio player ready...
|
Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) avukatları; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Milli Eğitim Eski Bakanı Ziya Selçuk, Ulaştırma Eski Bakanı Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu, Ankara Büyükşehir Belediyesi Eski Başkanı İ. Melih Gökçek, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Eski Başkanı Mehmet Özhaseki, TCDD Eski Genel Müdürü Süleyman Karaman, AKP MKYK Eski Üyesi Ayşegül Esra Atik, 2014-2015 yılları arası AKP İzmir İl YK Üyesi Rahmi Genç, AKİT Kurucusu ve Yöneticisi Mustafa Karahasanoğlu hakkında suç duyurusunda bulundu.
TERÖR ÖRGÜTÜNE YARDIM VE YATAKLIK SUÇLAMASI
HKP avukatları yaptıkları açıklamada,“Terör Örgütüne Yardım ve Yataklık” suçunu işlediklerini belirterek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. HKP avukatları tarafından Başsavcılığa verilen dilekçede,“Suç duyurusu; bu sapık örgütün sırtını sıvazlayarak koçbaşı görevi yükleyen, etkinlik alanını devlet eliyle yaygınlaştıran, kamunun kaynaklarını bu örgütün emrine seferber eden AKP İktidarının etkili ve yetkililerine karşı yapılmıştır” denildi.
“BUZDAĞININ GÖRÜNMEYEN VE ÇOK DERİNLERİNDE OLAN…”
Dilekçe’nin devamında şu ifadelere yer verildi:
“Başta Adnan Oktar olmak üzere bu silahlı terör örgütünün diğer elemanlarının 2018 yılında yapılan bir operasyonda yakalanıp binlerce yıl hapis cezası alması, kamuoyuna karşı örgütün görünen ve deşifre olan, yani buzdağının görünen kısmına karşı yapılan bir operasyon ve cezalandırmadır. Ama buzdağının görünmeyen ve çok derinlerde olan, bu “fuhuş ve cürüm çetesi”ni alttan besleyen, bugünlere kadar büyüyerek gelmesini sağlayan unsurlar, devlet içindeki güçler açığa çıkartılmadıkça, bunlar hakkında soruşturmalar başlatılıp, TCK’nin ilgili maddelerine göre hükümler kurulmadıkça, bu tür örgütlerin yayılıp zehirlerini saçması engellenemeyecektir.”
DİLEKÇEDE O YAZILARA YER VERİLDİ
Dilekçede gazetemiz yazarı Barış Terkoğlu’nun, “Adnan Oktar’ın siyasi ayağı var mı?”, “Hem sen bunun farkındasın hem de polis farkında”, “Süleyman Soylu’nun telefonlarını dinleyen cemaat” başlıklı yazılarına, Gazeteci Mine Kırıkkanat’ın, “Kucaktan kucağa Milli Eğitim!”, “Adalet pazarlığı!”, “İktidardaki Adnancılar!” başlıklı yazılarına ve Gazeteci İsmail Saymaz’ın, “İdlib Çöplüğün Çıkalım” başlıklı yazısına yer verildi. Dilekçede, Gazeteci Hakan Erol’un Turnike isimli kitabından alıntı yapıldı.
GAZETECİLER VE EMNİYET YETKİLİLERİ TANIK OLARAK DİNLENİLMELİ
HKP avukatları dilekçede yer alan şüpheliler hakkında soruşturma yürütülerek kamu davası açılmasını talep etti. HKP avukatları aynı zamanda dilekçede, Gazeteci Barış Terkoğlu’nun, Gazeteci Mine Kırıkkanat’ın, Gazeteci İsmail Saymaz’ın, İstanbul Emniyet Eski Müdürü Mustafa Çalışkan’ın, İstanbul Mali Şube Eski Müdürü Furkan Sezer’in tanık sıfatıyla dinlenilmesini talep etti.
“İKTİDAR TARAFINDAN DESTEKLENMİŞLER”
Suç duyurusuna ilişkin HKP MYK Üyesi Adnan Okur açıklama yaptı. Okur şu ifadelere yer verdi:
“Halkın Kurtuluş Partisi olarak bugün, bir Silahlı Terör Örgütüne yardım ve yataklık yapanlar hakkında TCK m. 220’ye aykırılık nedeniyle suç duyurusunda bulunduk. Bu örgüte 1999 ve 2008 yıllarında yapılan operasyondan kaçarak kurtulan, 2018 yılında yapılan son operasyonda adı sanıkların ifadesinde yer alan, şirketinin telefonu yargı kararıyla dinlenen Murat Atik, TCDD’nin başına Genel Müdür olarak atanabiliyor. Bu örgüte kız eleman sağlamakla, daha doğrusu kadınları fuhuşa sürüklemekle görevli bir imamın şirketi Doğa Bilimleri Derneği ile ortak iş yapılabiliyor. Bu yılan yuvası örgüte yapılan son operasyonun sabahında örgüt üyelerinin ilk yardım talep ettiği bu ülkenin İçişleri Bakanı olabiliyor. Bu örgüte finansal destek sağladığı kesin olan şirketlere büyükşehirlerimizin işleri ihalesiz teslim edilebiliyor. Hiçbir din anlayışına uymayan sapık görüşlerin reklamının yapıldığı örgütün A9 televizyonunda açık açık bizim öğrencimiz denen Ayşegül Esra Atik, AKP MYK’sına girebiliyor. Bu yılan yuvası örgütün, Fuhuş ve cürüm çetesinin liderine Akit gazetesi köşe verebiliyor, Onun safsatalarla dolu, kendinin yazmadığı belgeli kitapları promosyon olarak dağıtabiliyor.
Demek ki Sapık Adnan Oktar ve müritleri durduk yere güç haline gelmemişler. 30 yıl boyunca iktidar tarafından desteklenmişler, önleri açılmış, meşru gösterilmiş, büyüyüp palazlanmasına imkân sağlanmış. Suç duyurumuzun ihbar kabul edilip şüpheliler hakkında soruşturmanın başlatılması, bir daha bu tür örgütlerin ortam bulamaması açısından önemlidir.”