Advert Advert
  1. Haberler
  2. 2. SAYFA
  3. Etkili Konuşmayla Güzel Konuşmanın Farkı

Etkili Konuşmayla Güzel Konuşmanın Farkı

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Getting your Trinity Audio player ready...

HİTABET SANATI

Etkili Konuşmayla Güzel Konuşmanın Farkı

Zannedilen anlamıyla güzel konuşma ile etkili konuşma aynı şey değildir.

İyi bir hatip, konuşmasıyla bir hamur yoğurur gibi oynayabilmelidir. Aşırı heyecanlı konuşmacı, dinleyiciler üzerinde strese ve mesajın anlaşılmamasına neden olur.

Cesur konuşmacı, güven yansıtır, dinleyiciler üzerinde etki uyandırır ve mesajın anlaşılmasına yardımcı olur.

Konuşmaya Başlarken Cesaret İçin Neler Yapılmalıdır?

Heyecanla cesaretin ayrıştığı ve şiddetle mücadele ettiği en keskin dönem, konuşmacının konuşmasına tam olarak başlama zamanıdır.

Öncelikle dik durmalı ve kafanızı kaldırmalısınız. Dinleyici kitlesi tarafından fark edilmeyecek şekilde derin bir nefes almalısınız. Sonra da dinleyicilerinize bakmalı, onlarla göz teması kurmalı ve ısrarla gülümsemelisiniz.

Bunların dışında, konuşma ortamına ısınmalısınız. Bunun için, ortamdaki bazı şeylere dokunabilir, yerlerini değiştirebilir, ayrıntılarla ilgilenebilirsiniz.

Bu davranışlar, size evinizde olduğunu hatırlatıp rahatlatacak davranışlar olmalıdır.

Bu şekilde başlayan bir konuşma sırasında heyecanınıza kesinlikle hakim olacağınızdan emin olabilirsiniz.

Ses Düzeyi (İşitilebilme)

Ses düzeyi dengede olmayan bir konuşmanın etkili olması düşünülemez.

Çok düşük düzeyde bir sesle konuşarak, sesi rahatlıkla işitilemeyen konuşmacı da çok yüksek düzeyde bir sesle konuşarak, dinleyicileri rahatsız eden konuşmacı da başarılı değildir.

Sesiniz, size en yakın olan dinleyici tarafından da size en uzak olan dinleyici tarafından da rahatlıkla duyulmalı, kelimeleriniz anlaşılabilmelidir. Ne söylediği anlaşılmayan bir konuşma, etki değil ancak stres ve gerginlik oluşturur.

Ses Organlarının Eğitilmesi ALIŞTIRMALAR
Nefes için
  • Doğru Diyafram Soluması için, derin nefes alırken omuzlarınız ve göğüs kafesinizin yukarı bölümü hareket etmemeli, karnınız hareket etmelidir. Sürekli nefes alımlarında bu alışkanlık kazanılmalıdır.
  • Derin nefes aldıktan sonra, verirken en az boyutta hava üfleyerek verme çalışmaları yapınız. Nefesi üfleme şeklinde verirken, ağzınızın önüne elinizi koyarak, en düşük boyutta nefes üflediğinizi hissetmeye çalışınız.
  • Soluğunuzu iktisatlı kullanmayı öğrenmek için, her defasında süresini artırarak, (s) ünsüzüyle nefesinizi boşaltınız. Sssssssssssss
Dil İçin :
  • Dilinizi ağzınızda sakız çiğner gibi hızla çiğneyiniz. Isırmayın.
  • Dilinizi yuvarlatarak dışarı çıkarınız.
  • Dilinizi, ağzınızın içinde dairesel hareketlerle dolaştırınız.
  • Dilinizi abartılı şekilde çıkararak en uç yönlere ulaştırmaya çalışınız.
Çene için:
  • Elinizi alt çenenize dayayarak “çak çak” diye bağıracak şekilde çenenizin yukarı itilmesini sağlayınız. Çenenizi aşağı iten kaslarınız güçlenecektir.
  • İki elinizin iç taraflarıyla yanaklarınıza masaj yaparak, avuçlarınızı aşağı çekip çenenizi aşağı doğru açınız.
  • Çenenizi hızla ve abartarak açıp kapayınız.
  • Çenenizi hızla ileri geri ve sağa sola hareket ettiriniz.
  • Çenenizi dairesel hareketlerle döndürünüz.
Dudak için:
  • Dudaklarınızla motor sesi çıkarmaya çalışarak “bırlama” yapınız.
  • Dudaklarınızı ileri geri, sağa sola ve dairesel olarak hareket ettiriniz.
  • Bir kalemi yatay olarak dudaklarınızda tutup, şu cümleleri okuyunuz:
  • “Benim memleketim”, “Bir ben vardır bende benden içeri”
Konuşma Tarzı

Ses ağızdan 3 şekilde çıkar.

  1. Ağız ucu ile çıkan ses, ince ve zayıftır.
  2. Ağız ortası ile çıkan ses, dolgun ve nettir.
  3. Ağız sonu (gırtlak) ile çıkan ses, kalın ve serttir.
    Ağız ortasından seslerin çıkarılmasına özen gösterilmelidir.
Vurgu

Konuşmalarımızda en dikkat çekici yönlerden biri de anlam bütünlüğünü sağlayacak şekilde başarılı vurgu yapıp yapamadığımızdır. Genellikle konuşmacının, konuşmasını önünden okuması durumunda ortaya çıkan yanlış vurgulama, dinleyiciler nazarında konuşmacı hakkında oldukça olumsuz intibaya neden olacaktır. Konuşmada olması gereken doğallık kaybolacak, iletilmesi istenen mesajda anlam kaymaları ya da anlamın tam anlaşılamaması meydana gelecektir.

Bunun için, içerik üzerinde yoğunlaşılmalı ve anlama dikkat edilmelidir. Hatta içerikte yer alan anlam yaşanabilmeli, hissedilebilmelidir. İçerikte (okunması gereken metnin olduğu durumlarda) yer alan kelimelerin hepsinin anlamları bilinerek, vurgu işlenmelidir.

Topluluk önünde konuşmalarda okumayı terk etmek, doğal konuşma ortamı havasını yakalamak ta büyük ölçüde yanlış vurgulamanın önüne geçecektir. Çünkü, vurgu hataları % 90 olarak okuma sırasında gerçekleşir

Durak

Konuşmalarımızda, zaman zaman rahatlamak ve dinleyicilerin zihinlerinde anlamı pekiştirmek amacıyla kısa veya uzun süreli duraklar oluşturmalıyız.

Durakların olmadığı, durağan süreklilik gösteren bir konuşma, etkisiz ve kısa süre sonra sıkıcı olacak bir konuşmadır. Çok hızlı konuşmalar, dinleyicilerde stres uyandırırlar.

Bu yüzden, konuşmalarımızda konuların birbirlerinden ayrıldığı yerlerde kısa süreli duraklama yapmalıyız.

Konuşma zekasını beslemek

Konuşma zekasını kelimelerle geliştirmek için mutlaka Türkçe sözlük okunmalıdır. Sürekli kullandığımız kelimelerin karşıtlarını ve benzer anlamlılarını bilmemiz gerekir.

Temiz ve Düzenli Bir Görünüme Sahip Olun

Giyilen kıyafetler, ortama göre belirlenmeli, çok pahalı ve abartılı olmak yerine, her zaman düzenli ve temiz olacak, konuşmacının yansıtacağı kişilikle bütünlük arz edecek giysiler olmalıdır. Genellikle ciddi giysiler, konuşmaya önem verildiğinin göstergesi olarak kabul edilir.

Ayrıca, lacivert takım elbise içine beyaz gömlek ve mavi kravat giyen insanların, muhataplarını daha kolay inandırdıkları ve ikna ettikleri uzmanlarca gözlenmiştir. Göğüste anlamlı bir rozet bulunabilir.

Doğal ve Rahat Davranın

Konuşmacının kürsüde doğal ve rahat davranması, onu dinleyicilere daha yaklaştıracak, dolayısıyla aralarında bir sempati köprüsü oluşturacaktır.

Doğal ve rahat olmak, konuşmacının muhtemel heyecanını da asgarîye indirecektir.

Bunun sağlanması için, kürsüde özel bir konuşmacı gibi davranmak yerine, gerektiğinde dinleyicilerle beraber gülmeli, onlarla yakın olmalıdır.

“Sesim duyuluyor mu?” veya “Daha önce de katılımcı bazı dostlarla bir arada olmuştuk?” gibi yakınlaştırıcı sorular, konuşmanın ilk başında daha doğal ve rahat bir havaya girilmesine yardım edecektir.

Etkin Jest ve Mimik Kullanın

Hatip, dinleyicileri karşısında durağan bir görünüm sergilememelidir.

Konuşmanın daha canlı ve renkli geçmesi için, yansıtmakla yükümlüğü olduğu kişilikle uyum sağlaması için, doğallıktan uzaklaşmaksızın jest ve mimikler kullanmalıdır.

Jest, bedensel duruş için, mimik ise yüz kaslarının hareketleriyle verilen anlamlar için kullanılan kelimelerdir. Konuşmanın başından sonuna, jest ve mimikleri etkin ve anlamlı kullanmak için fırsatlar aramalıdır.

Mesaj – Beden Dili Uyumu

Konuşmada verdiğimiz mesaj, beden diliyle desteklendiği takdirde, dinleyicilerin algılama sürecine “görsellik” unsuru da katılmış olacak, böylece zihinlere yerleşen anlam da güçlendirilmiş olacaktır. Bu yüzden içeriğe uygun olarak beden dili de konuşturulmalıdır.

Örneğin, gülümsemenin anlatıldığı bir bölümde gülümsemek, hüzünlü bir bölümde mimiklerle hüznün yansıtılması, coşkulu bir şölende bu coşkunun paylaşılması, anlamlar üzerinde olumlu güçlendirme üretecektir.

Tüm konuşmalarda, bedensel duruş da genelde dik ve güvenli olmalı, fakat mesaja göre değiştirilebilmelidir. Anlamın en fazla yükleneceği bölümlerde, dinleyicilere doğru bedenin hafifçe eğilmesi, kucaklayıcı intiba bırakılması gereken konuşmalarda kolların açılarak avuç içlerinin muhataplara yönlendirilmesi gibi jestler yapılmalı.

Konuşmada eller mutlaka kullanılmalı.

Nasıl Bir Başlangıç?

Her zaman ilk intibaların çok önemli değerleri vardır. Konuşma için kürsüye çıkıldığı zaman da ilk bir dakikanın (hatta 20 saniyenin) içinde dinleyiciler olumlu veya olumsuz bir kanaate erecekler, tüm konuşmayı büyük ölçüde bu gözlüğün arkasından seyredeceklerdir.

Özür dileyerek başlamayın

Hatip kürsüye çağrıldığında, dinleyicilerin nazarında o konuda söz söyleme hakkına sahip olan ve dinlenilmeye değer biridir. Ancak eğer kürsüde konuşmasına, dinleyicilerdeki bu intibayı kırıcı ifadelerle başlarsa, dinleyiciler de intibalarını hemen değiştirmeye eğilimli olacaklardır.

Çok konuşmacının yaptığı büyük bir hata, konuşmadan geç haberi olması dolayısıyla hazırlanamadan geldiğini söyleyip, muhataplarından özür dilemektir. Ya da bazı konuşmacılar, kendilerinin “konuşmaktan anlamadığını” söyleyerek söze başlayıp, sözde tevazu örneği sergilerler. Aslında bu ifadelendirme tevazudan beklenen olumlu puanlar yerine, kesinlikle zarar getirecektir.

Kürsüye çıkar çıkmaz başlamayın

Kürsüye veya konuşma alanına çıktığınızda, 5 ile 10 saniye arasında bir müddet ses çıkarmadan durunuz. Bu sırada hemen takınmayı adet edindiğiniz hafif tebessümünüzü takınarak, derin bir diyafram soluması yaparsanız, en başta konuşma cesaret ve güvenini önemli ölçüde tesis etmiş olursunuz.

Aynı müddet içerisinde duruşunuzu kontrol ederek, daha dik bir hale geçebilirsiniz. Bu sürecin en ihmal edilmez görevi ise, dinleyici kitlesi üzerinde göz gezdirmektir. Yapılan bu sessizce göz gezdirme işlemi sırasında dinleyicilerin dikkatleri üzerinizde toplanacak, kendi aralarında konuşma halinde bulunan dinleyiciler bile bundan vazgeçerek size yöneleceklerdir.

Ayrıca bu göz gezdirme, muhataplarınız hakkında zihninizde bir kanaat uyanmasına ve onlar hakkında beslediğiniz korku ve endişenin önlenmesine yardımcı olacaktır.

Dinleyicilere ilgi gösterdiğinizi hissettirin

Herkes kendisine ilgi gösterilmesinden, değer verilmesinden ve önemsenmekten hoşlanır. Konuşmacı da daha başlangıç safhasından itibaren muhataplarının gönüllerini almaya başlamalıdır. Bu yüzden öncelikle yapılması gereken hareket, selamlamaktır. Ortamın durumuna uygun bir biçimde dinleyiciler selamlanmalı ve eğer gerekiyorsa, hatip kendini uygun bir şekilde tanıtmalıdır. Bu selamlama faslında, dinleyiciler safında bulunan ve önemli kabul edilen kişiler (toplantı başkanı, bakan, rektör, dekan, genel müdür, saygın toplumsal lider vs.) ile organizasyonda emeği geçen tüzel kişilikler de (kuruluş, vakıf, dernek, üniversite, komisyon vs.) kesinlikle unutulmamalıdır.

Söze Başlama Yolları

Konuşmanın başında söylenecek sözlerle, dinleyicilerin konuşmacıyla ilgili kanaatlerini olumlu hale çevirmek ve özellikle de konuşmanın geri kalan büyük kısmının ilgiyle dinlenebilmesini sağlamak için;

Öncelikle dinleyicilerde merak hissi uyandırmak, dikkatlerin çekilmesine yarayan, zihinlerde içerisi doldurulmayı bekleyen yeni kapılar açılmasına neden olan faydalı bir yoldur. Burada merak hissine sebebiyet vermek için, soru ifadelerinden de istifade edilebilir.

Örnek: “Biliyorum ki, bugün bu konuşmayı dinlemeye gelen insanlar, boşa vakit geçirmeye veya kendilerini israf etmeye tahammülleri olmayan; azim, gayret ve zamanlarını daha etkili insanlar olarak daha fazla insanın dünyasını değiştirmeye adayan, amaç ve hedef sahibi, değerli insanlardır.”

Fıkra ile konuşmaya başlamayın!

Kısa bir şiir ya da veciz bir sözün desteğiyle konuşmaya başlanabilir. Bu şiir veya sözün de içerik itibariyle herkes tarafından kabul gören mesajlar içermesi gerekir.

Nasıl Bir Son?

Konuşmamızın kötü geçtiğini, dinleyicileri etkileyemediğimizi düşünsek bile, olumsuz kanıları olumlu hale dönüştürebilecek son bir fırsatımız vardır: “Kapanış bölümü”. Veya etkili sonuçlar vereceği zannedilen bir konuşmanın, az veya çok etkisini azaltabilecek bir risk vardır: “Kapanış bölümü”.

Öyleyse ustalıkla üzerinde durulması gereken kapanış bölümü için nelere dikkat edilmelidir?

Hatip, konuşması bittikten ve iyi ya da kötü bir kapanışla hitabesini bağladıktan sonra, aceleyle gözlerden uzaklaşmamalıdır. Ortamdan aceleyle hemen ayrılan konuşmacı, etrafına, kendi konuşmasında çok başarılı olmadığını düşündüğü mesajını verecektir. Sanki hemen bakışlardan uzaklaşarak, gelecek eleştirilerden kaçınmak istemektedir.

Bununla beraber, eğer konuşmacı konuşması ile ilgili anlatacaklarını anlattıktan sonra, içerisinde “bu kadar” ifadesi geçen bir cümle (“anlatacaklarım bitti, bu kadardı” örneğindeki gibi) kuracak olursa, dinleyicilerin zanlarındaki bilgi potansiyelini kısıtlamış olacaktır. Ayrıca, konuşmacının hitabet becerisinden ne kadar uzak olduğunu göstermeye yeterli bir sebeptir.

İyi bir kapanış, kendisini uzun süre sonra hatırlarda bırakacak kadar etkili ve vurgulu olmalıdır. Bunun için de en güzel yol, muhatap kitlenin his ve heyecanlarına hitap etmektir. His ve heyecanların yoğunluğunun zirvede olduğu bir noktada konuşmacı son teşekkürlerini sunarak, kürsüden ayrılabilir.

Son söz olarak, konuşmanın ana fikrini kapsayabilecek nitelikte, unutulmaması istenen, kısa, veciz ve etkili bir cümle de sarf edilebilir.

Dinleyicileri zaman zaman hareketlendirin

Hitabe ne kadar şahane yapılmış olursa olsun, anlatılan konu ne kadar ilgi çekici olursa olsun, bir müddet sonra, insan psikolojisi gereği, dinleyiciler konuşmadan sıkılacaktır. İnsanın fizyolojik yapısına göre de kan dolaşımının sağlıklı bir şekilde sağlanabilmesi için insanların en az 30 dakikada bir ufak çaplı da olsa, hareketlenmeleri gerekir. En azından oturanlar çok kısa süreliğine ayağa kalkmalıdır. Şüphesiz, dinleyicilerin de bu ihtiyaçları söz konusudur. Öyleyse etkili bir konuşmacı, yer yer önceden planladığı çeşitli bahaneleri türeterek, çoğu zaman da “alıştırma yapıyoruz” kılıfı altında, dinleyicilerini hareketlendirmeli, en az bir kez kısa süreli olarak ayağa kaldırmalıdır.

Ses Tonunuzla Oynayın

Mesajın iletilmesi esnasında zaman zaman anlama uygun olarak ses tonuyla oynamak, mesajın anlaşılma düzeyini güçlendirir. Fakat anlam itibariyle gerekmese bile, özellikle vurgulanması düşünülen ifadelerde ses tonunda değişikliğe gidilmelidir.

Konuşma Hızınızla Oynayın

İnsanlar konuşuyor oldukları zaman, genellikle dakikada ortalama 120-130 kelime sarf ederler. Bu miktarın zaman zaman değişmesi, başka bir ifadeyle, konuşma (söyleme) hızının daha yavaş veya daha hızlı hale getirilmesi de dikkat çekmek için kullanılabilecek bir yöntemdir.

Unutulmamalıdır ki, genel ortalamanın seyri içinde, farklı olanlar dikkat çekerler. Konuşmanın akışı içinde de monotonluk önlenmeli, farklılıklar sergilenmelidir.

Dil ve üslup

Dil ve üslûp kullanımı, anlattığınız konunun anlaşılma seviyesine ve konuşmanız sırasında yansıttığınız kişiliğin algılanmasına etki eder. Öyle konuşmacılar vardır ki, insanlar dil ve üslûpları dolayısıyla onları dinlemekten tarifsiz heyecan duyarlar. Lisanın etkin kullanımı için kelime hazinesinin çok geniş olması gereklidir

Üslûp önceden belirlenmelidir.

Hatip, konuşmasında kullanacağı üslûbu önceden saptamalı ve hazırlıklarını bu üslûba göre yapmalıdır. Aşağıda belirtilen kriterlere göre, “uzlaşmacı – ciddî –yumuşak – eleştirel – kavgacı – eğlendirici – duygusal – ispatlayıcı – sohbet” üslûplardan biri veya birkaçını seçebilir. Bu seçimde yararlanması gereken kriterler şunlardır:

  • Konuşma ortamı
  • Konuşmanın amacı
  • Konuşmanın ana fikri
  • Dinleyicilerin beklentileri
  • Dinleyicilerin kimlikleri
  • Kişisel yetenekler
Her zaman geçerli olabilecek üslûp

Yukarıda ifade edilen üslûp tarzlarına göre bir belirleme yapılması tavsiyesi ile birlikte, tüm konuşmalar için geçerli olabilecek, kullanımında tüm dinleyicilerin memnun olacakları temel üslûp yaklaşımları da söz konusudur.

Tüm insanlar, birleştirici ve uzlaşmacı tavırlardan hoşlanırlar. Daha da genel olan bir üslûp ise, “tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır” sözünde kendine yer bulmuştur.

Etkili bir konuşma yapmayı maddeler halinde yeniden belirtelim:
  • Heyecanlı olunmayacak. Kendinden emin, özgüvenli olunacak
  • Sesimizi tüm salonda duyulacak şekilde ayarlayacağız. Bağırarak ta, alçak sesle de konuşulmayacak. Dinleyici sesten rahatsız edilmeyecek.
  • Konuşmada vurgulamalar gerektiği yerde yapılacak
  • Konuşmada konu değişikliği yapıldığında birkaç saniyelik duraklama yapılmalı
  • Kıyafet aykırı olmamalı.
  • Doğal ve rahat bir görünüm içinde olunmalı
  • Beden dili abartılı olmadan kullanılmalı.
  • Jest, mimik ve el hareketleri konuya uygun bir şekilde gerçekleştirilmeli.
  • Konuşma kürsüsüne gelindiğinde hemen konuşmaya başlanılmayacak 5-10 saniye beklenecek. Bu süre içinde salondakilerle göz teması kurulacak
  • Konuşmaya başlandığında selamlama yapılacak
  • Konuşma esnasında ses tonu konunun özüne göre ayarlanacak. Bazı yerlerde yüksek, bazı yerlerde anlaşılır tarzda alçak, bazı yerlerde hızlı konuşulacak. Kesinlikle özür dilenmeyecek.
  • Dil anlaşılır olup, üslup konuya göre ayarlanacak
  • Konuşmada uzun cümleler kullanılmayacak. Cümlelerimiz kısa ve öz olacak
  • Konuşma yazılı belgeye bağlı kalarak, bazı yerleri okumadan anlatımlar etkili olmaktadır.
  • Konuşurken önünüze bakarak konuşmayın. Mutlaka dinleyicileri gözlerinizle denetleyin.
  • Konuşma bittiğinde salon hemen terk edilmeyecek. Dinleyicilere teşekkür edilip, esenlikler dilenecek.
  • Konuşma gününden önce evde aynanın karşısına geçip, video kaydı yaparak alıştırma yapılmalı. Daha sonra kayıt dinlenmeli ve yanlış olduğu görülen yerlerin düzeltilmesi için çalışılmalı. YILMAZ KARAHAN
Kaynak: Sağlık-Sen Eğitim Programları El Kitabı
Bölüm Etkili Konuşma ve Hitabet Sanatı / Muhammed ALPKENT

Etkili Konuşmayla Güzel Konuşmanın Farkı
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin