Yeni anayasa değil güçlü, denetlenebilir hükümet ve tam demokrasi istiyoruz.

Getting your Trinity Audio player ready...

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan anayasa çalışmasını halka götüreceğiz açıklamasını “Halka sunmaktan kasıt, referanduma götürmek değil. Anayasa milletle, halkla paylaşılacak. ‘Yeni anayasamız’ budur denilecek” demiş.

Anayasa budur deyip yapılmaz ayrıca yeni anayasaya da gerek yok, darbe anayasasının ilgili bölümlerini demokratikleştirerek tam demokrasinin alt yapısı kurulabilir.

 

Yeni anayasa diyenler başlangıç maddeleri ile sorunu olanlardır. Herkes çok uyanık olmalıdır.

 

Uyanıklık, çıkarcılık hala sürüyor.

AKP li Cumhurbaşkanı 500 bin vatandaşın bir araya gelip meclise teklif verebileceğini söylemiş. VAtandaşların meclise teklif vermesinin anlamı yok, işine gelmeyen hiç bir teklifi kabul etmiyor iktidar. Şu anda bir vekile rica edip her tür teklif verilebiliyor. 100 Bin vatandaş bir araya gelip teklif verme yerine yasa veto edebilmeli, AYM ye gönderebilmeli.

 

GDP Önerisi ile parlamenter rejim güçlenir.

Çıkan yasalar bir ay askıda kalsın. Mecliste kabul edilen yasaya 100 bin vatandaş bir araya gelip veya muhalefet partileri meclis tam sayısının 1/4 ünün imzası ile AYM ye götürebilsinler. Askı süresi dolmayan yasa resmi gazeteye veilemesin, yürürlüğe girmesin.

 

GDP Önerisi ile hükümet de denetlenebilir.

Bakanlar, muhalefetin soru önergesine mecliste cevap versin.

Meclis muhalefet komisyonu, bakanları icraatleri için sorgulayabilsin,

Bu komisyon dilerse bakanlar için gensoru kararı alıp mecliste oylatsın, 1/4 oyla yüce divana gönderilsin.

 

Güçlü parlamenter rejim, kuvvetler ayrılığı zorunludur.

Bugün muhalefet parlamenter rejime döneceğiz yalanına başvuruyor, niyetleri bu değil. tek adam rejiminin yetkileri onların da başlarını döndürüyor. Bu nedenle vatandaşlarımız, parlamenter rejim yalanına kanmamalı, taahhüt ve metin istemelidir.

 

Kendi partilerinde tek adamlık ve faşizm ilan eden, muhalefetine nefes aldırmayanlar yarın ülke yönetimine gelirse halka özgürlük verebilir mi, tam demokrasiyi kurabilir mi? Vatandaşlarımızın bu konuları samimiyetle düşünmelerini istiyoruz.

 

GDP ile tam demokrasi, güçlü, denetlenebilir hükümet ve çağdaş yönetim, güçlü parlamenter rejim kurulabilir. Nasıl ki hukuk devleti “demokratik devlet” yapısıyla bütünleşmek zorundaysa siyasi parti yönetimlerinde de hukuka uygunluğun tamamlayıcısı demokratik, katılımcı yapılardır.

 

Ele geçirdikleri parti yönetimlerini diledikleri gibi dizayn eden genel başkanlar özgürlük vaat edemezler.

 

 

 

Özlem Ağırman

GDP Genel Başkanı

“Yarının Demokratik, Güçlü İktidarı”

Meclisten çıkan yasaları 100 bin imza ile AYM ye, 250 bin imza ile referanduma götürebilmeli vatandaşlarımız Ayrıca yerel meclis kararları da yargı ve üst denetimlere açılmalı, nüfusun belirli bir oranında imza ile referanduma da götürülebilmeli.

 

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan anayasa çalışmasını halka götüreceğiz açıklamasını “Halka sunmaktan kasıt, referanduma götürmek değil. Anayasa milletle, halkla paylaşılacak. ‘Yeni anayasamız’ budur denilecek” demiş.

Anayasa budur deyip yapılmaz ayrıca yeni anayasaya da gerek yok, darbe anayasasının ilgili bölümlerini demokratikleştirerek tam demokrasinin alt yapısı kurulabilir.

 

Yeni anayasa diyenler başlangıç maddeleri ile sorunu olanlardır. Herkes çok uyanık olmalıdır.

 

Uyanıklık, çıkarcılık hala sürüyor.

AKP li Cumhurbaşkanı 500 bin vatandaşın bir araya gelip meclise teklif verebileceğini söylemiş. VAtandaşların meclise teklif vermesinin anlamı yok, işine gelmeyen hiç bir teklifi kabul etmiyor iktidar. Şu anda bir vekile rica edip her tür teklif verilebiliyor. 100 Bin vatandaş bir araya gelip teklif verme yerine yasa veto edebilmeli, AYM ye gönderebilmeli.

 

GDP Önerisi ile parlamenter rejim güçlenir.

Çıkan yasalar bir ay askıda kalsın. Mecliste kabul edilen yasaya 100 bin vatandaş bir araya gelip veya muhalefet partileri meclis tam sayısının 1/4 ünün imzası ile AYM ye götürebilsinler. Askı süresi dolmayan yasa resmi gazeteye veilemesin, yürürlüğe girmesin.

 

GDP Önerisi ile hükümet de denetlenebilir.

Bakanlar, muhalefetin soru önergesine mecliste cevap versin.

Meclis muhalefet komisyonu, bakanları icraatleri için sorgulayabilsin,

Bu komisyon dilerse bakanlar için gensoru kararı alıp mecliste oylatsın, 1/4 oyla yüce divana gönderilsin.

 

Güçlü parlamenter rejim, kuvvetler ayrılığı zorunludur.

Bugün muhalefet parlamenter rejime döneceğiz yalanına başvuruyor, niyetleri bu değil. tek adam rejiminin yetkileri onların da başlarını döndürüyor. Bu nedenle vatandaşlarımız, parlamenter rejim yalanına kanmamalı, taahhüt ve metin istemelidir.

 

Kendi partilerinde tek adamlık ve faşizm ilan eden, muhalefetine nefes aldırmayanlar yarın ülke yönetimine gelirse halka özgürlük verebilir mi, tam demokrasiyi kurabilir mi? Vatandaşlarımızın bu konuları samimiyetle düşünmelerini istiyoruz.

 

GDP ile tam demokrasi, güçlü, denetlenebilir hükümet ve çağdaş yönetim, güçlü parlamenter rejim kurulabilir. Nasıl ki hukuk devleti “demokratik devlet” yapısıyla bütünleşmek zorundaysa siyasi parti yönetimlerinde de hukuka uygunluğun tamamlayıcısı demokratik, katılımcı yapılardır.

 

Ele geçirdikleri parti yönetimlerini diledikleri gibi dizayn eden genel başkanlar özgürlük vaat edemezler.

 

 

 

Özlem Ağırman

GDP Genel Başkanı

“Yarının Demokratik, Güçlü İktidarı”

afis-yeni-anayasa-03.png

ekrem pehlivan <ekremp@gmail.com>, 6 Ağu 2021 Cum, 16:20 tarihinde şunu yazdı:
ÇARE: GDP, ÇÖZÜM: KURUCU DEĞERLER

GDP Genel Başkanı Özlem Ağırman “GDP nin çözüm için ne önerdiği soruluyor, çözüm “kurucu değerlerin” inşasıdır.”

 

Sıklıkla sosyal medyada, iktidar ve meclis muhalefetini eleştirdiğimizde bize siz ne öneriyorsunuz, eleştirmek yerine anlatın deniyor.GDP kurulduktan sonra da, öncesinde de önerilerimizi hep sıraladık, yine anlatırız.

 

Bir kere rejimin yeniden inşası yerine, kurucu değerler ilkeleri ile revizesinden yanayız. Özgürlükçü bir anayasa çerçevesinde, 1923 devrimlerinin, ekonomik hedeflerinin ışığında devleti, demokrasiyi yeniden inşa edeceğiz.

 

Çözümün ilk adımı laik, demokratik devlet düzenini inşa etmektir. Bu olmadan devleti hiç bir zaman halk yönetemez, yönetenler milletin bağrından, onun iradesinden aldığı güçle yönetmeli, anayasa ve yasalar ekseninde yürütme olmalıdır.

 

Çözümün ikinci adımı, 1938 den sonra emperyalizmle imzalanmış bütün anlaşmaların halka açıklanması ve ülkemizin ekonomisini, demokrasisi aleyhine olanların iptali ve kent meydanlarında yakılmasıdır. 1938 den sonra oluşmuş bütün anlaşmalar ve kurulan bütün hükümetler emperyalist planlarla, onların yararına kurulmuştur.

 

Çözümün üçüncü adımı siyasi bağımsızlıktan sonra ekonomik bağımsızlığı kazanmaktır. ABD nin 1946 da imzalattığı Marshall ve Truman anlaşmaları ile elimizi kolumuzu bağlayan bütün ekonomik prangalardan kurtulacağız, AB ile yapılmış gümrük birliği anlaşmasının ülkemiz lehine yeniden görüşülmesini sağlayacağız.

 

Ekonomik bağımsızlığı kazanacak adımlar ardında, tarımda ve sanayide üretim eksenli büyüyeceğiz, yeniden üreten Türkiye olacağız. Bunu getireceği üretim artışı ile tarımda 100 milyar dolar ihracat, ekonomide 1,5, ihracatı da 1 trilyon $ seviyelerine çıkaracağız.

 

Üretimde teknolojik ürünler, yazılım ihracatı en önemli kalemler olacak. Ülkemiz ekonomik havzalara bölünerek üretimin coğrafi uygunluk haritası oluşturacağız.Vergi kaçırma suçları müebbet hapse kadar varan ağır cezalar, afsız infaz haline gelecek, vergi oranlarını düşürüp, yatırım ve istihdam yapan şirketi düşük vergilendirme, vergiden muaf hale getireceğiz.

 

Yükselen ekonominin gelirlerinden adil vergi toplayacağız, serbest mesleklerde beyan usul vergiler kalkacak herkes kazancının her kuruşunun vergisini ödeyip, bütün kişisel harcamaları da dahil vergiden düşecek.

 

Sosyal devlet emeklilik haklarını yeniden ele alacak, mezarda emeklilik uygulamasını bitireceğiz, emekliye yaşamını rahatça sürdüreceği oranda emeklilik ABO oranı belirleyeceğiz. İşsizlik ve SGK primleri devletin kara deliklerine yama yapılmayacak, yatırım, teknoloji ve üretim fonlarına dönüşecek.Emeklilikte Yaşa takılanlar mağdurlarının sorunlarını, gaspı ortadan kaldırarak bitireceğiz.

 

Bütün bunları yapacak kadroları da bilimsel, laik eğitim ve programı ile sağlayacağız.Büyük eğitim şuralarının kararları ile eğitimi programlayacak, özerkleştireceğiz. Milli Eğitim Bakanlığını eğitime karışıp yön veren bakanlık olmaktan çıkarıp, eğitim hizmetlerinin iyi yürütülmesini sağlayacak yapıya dönüştüreceğiz.

 

Köylerde üretimi artırmak için gereken insan kaynağını modern Köy Enstitüleri ile sağlayacak, yeterli sayıda Köy Enstitüsü açacağız. Üniversite açılmalarını kısıtlayıp, ülke veri tabanında ihtiyaç olan sayıda bölüm açma ve öğrenci kaydını sağlayacağız.

 

Lise bitiren öğrencilerden sadece %20 si üniversiteye devam edebilecek, kalanlar iyileştirilmiş meslek yüksek programlarında ülke ihtiyacını karşılacak şekilde mesleki eğitim yapacaklar. İmam Hatip okullarındaki farklı bütün ad ve uygulamaları kaldırıp sadece mesleki lise haline dönüştüreceğiz.

 

Bütün bu hedeflerimizi gerçekleştirecek bir demokrasiyi bağımsız yargı ve adalet ile donatacağız HSK daki siyasi yapılanmaya son verip hükümet temsilciliğine son vereceğiz. HSK özerk bir yapılanma haline dönüşecek.

 

Hiç bir alanda toplu af çıkarmayacağız, suçların insani koşullarda infazını sağlayacak hapishane sayısı ve koşullarını sağlayacağız. İnfaz sırasında iyi hal gibi konular sadece kişisel olarak ele alınacak bir sistem kuracağız.

 

Dış politikada komşularımızla bütün sorunları gidererek, ülkemizde yasadışı olarak bulunan bütün geçici sığınmacıları ülkelerine gönderip ucuz işgücü olarak sömürülmelerinin önüne geçeceğiz. Sınırlarımızdan yasadışı geçen herkes sadece kamplarda tutulabilecek.

 

Ülke liyakatinden emin olunan kadrolar ve modern yönetim sistemleri ile yönetilecek. Yerel yönetimlerde ve devlette işe almada inanç, etnik köken, partizanlık kesinlikle sonlandırılacak, her vatandaşımız eşit olacak.

 

Siyasi parti yasasını demokratikleştirecek, genel başkanları üyelerin seçmesini zorunlu hale getireceğiz, kadın erkek eşit temsil yönetimlerde zorunlu olacak. Partilerde demokrasi inşa edilemiyorsa devlette de demokrasiyi inşa edemeyiz.

 

Bütün bunları yapmak için sadece halka sırtımızı dayayacağız, ondan başka hiç bir güce güvenmeyeceğiz, dini hiç bir ritüeli yada söylemi siyaset için kullanmayacağız.

 

Halkımızın modern, müreffeh devletler seviyesine çıkarıp onları geçmek tek hedefimiz olacak. İnanç ve ibadet bütün inançlar için geçerli olacak, devlet bu işe müdahil olmayacak Diyanet yapılanmasını da bütün inançları yönetime katacak şekilde revize edeceğiz.

 

Bunlar için hazırlanıyoruz, yapacağız söz veriyoruz.

Yaşasın laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti.

 

Özlem Ağırman

GDP Genel Başkanı

“Yarının demokratik İktidarı”

 

4-care-gdp-1-02.png
4-care-gdp-2-04.png3-gdP-bagis-CARE-03.png

Exit mobile version