Getting your Trinity Audio player ready... |
“Taliban bizim için ölüm demek, bu zihniyetiyle yaşanmaz” diyen Samimi, özgür Afganistan özlemini Atatürk’ü anarak dile getirdi. Hosaini ise “Taliban gelmeden önce çalışıyorduk, geleceğe dair planımız vardı…Hayatımız tehlikede olduğu için 10 gündür evden çıkmış değiliz. Her gün gözyaşı döküyoruz” dedi.
NATO ve ABD’nin 20 yıldır süren işgalin ardından askerlerini çekmesiyle terör örgütü Taliban, ülkeyi tekrar kontrol etmeye başladı. Katı şerait kuralları uygulayarak özellikle kadın ve çocukların korkulu rüyası olan Taliban’ın yüzünden ülkelerini arkalarında bırakarak göç yolunca giren yüz binlerce Afgan, başta İran ve Türkiye olmak üzere özellikle komşu ülkelere gitti. Afganistan’dan çıkamayan Afganlar ise evlerde hapsedilmiş durumda. Türkiye’de okuyan Kâbil’de yaşayan Sakhi Samimi ve Uzra Hosaini, “Evlerde tedirgin bekliyoruz. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Geleceğimiz belirsiz. Taliban bizim için ölüm demek, bu zihniyetiyle yaşanmaz. Afganların içerisinde Atatürk gibi bir lider çıkar güçlü bir hükümet kurulursa ancak ülkemizde yaşayabiliriz” dedi.
Sakhi Samimi (30), kız kardeşi, anne ve babasıyla birlikte Kâbil’de yaşıyor. Erciyes Üniversitesi’nde İnşaat Mühendisliği bitiren Kırklareli Üniversitesi’nde yüksek lisans öğrenciliği süren, 2018’de ailesinin yanına dönen Samimi, 8 yıl Türkiye’de yaşamış. Afganistan’da Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı’nda mühendis, Behsud Enstitüsü’nde ise hoca olarak çalışmış. Yaşamı Taliban ile birlikte değişmiş. Samimi, hiç kimsenin, Taliban’ın ülkeyi tekrar ele geçireceğini tahmin etmediğini vurgulayarak, “Herkes şu an şokta. Evlerde tedirginlikle bekliyoruz. Korkuyoruz. Bir yere gidemiyoruz. Dışarı çıkamıyoruz. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Taliban terörist bir örgüt. Taliban daha başa geçmiş değil. Gelecek belirsiz. Her yer kapalı. TV’ler çalışmıyor. Pasaport verilmiyor. Pakistan zaten Taliban’a destek veriyor. İran’da iş yok. Ailemle birlikte nereye kaçabiliriz ki? İmkânımız yok” diyor.
‘ŞİRİN GÖRÜNME MESAJLARI’
Taliban’ın uluslararası topluma şirin görünmek için ılımlı mesajlar verdiğini ancak, uluslararası toplum tarafından tanınması halinde tavırlarının sertleşeceğini belirten Samimi, şöyle konuştu: “Taliban bizim için ölüm. Yıllarca camileri, hastaneleri, okulları, bizleri bombaladılar. Her aileden bir şehit verdik. Anne, babalarımız 20 yıl önce, 5 yıl boyunca Taliban hükümeti altında yaşadı. Katliam yapan Taliban şimdi de gelip bizi mi yönetecek? O büyüklerimiz Taliban’la tekrar nasıl yaşayabilir? Taliban dini kullanıyor, zihniyetlerinin İslamla alakası yok. Sadece bu bir haftada bile hayatımızı mahvettiler. Ne olduklarını biliyoruz. Taliban’ın zihniyetiyle yaşanmaz, yaşayamayız, Afgan halkına bunu kabul ettiremezler. Taliban kimi gazetecilere, aktivistlere dönük ölüm listesi hazırlıyor. Taliban’dan en çok kadınlar, Şiiler, devlet memurları etkileniyor. Bizim köyde Taliban’a karşı çıkan 5 kişi öldürüldü. Hükümete ait ne varsa ya yağmalıyorlar ya yakıp yıkıyorlar. İstedikleri araca el koyuyor, yiyip, içip para vermiyor. Kim ne diyebilir ki. Bazı kadınları da alıp ‘artık eşimsin’ diyecek kadar pervasızlar.”
‘TERÖRİST BİR ÖRGÜT’
Afganistan’daki savaşın uluslararası bir savaş olduğunu söyleyen Samimi, “NATO ve ABD karşısında Çin, İran ve Rusya siyasi çıkarları adına terörist bir örgüt olan Taliban’a destek verdi. Bu çok üzücü bir şey. Hükümet ihanet etti. Baştaki siyasetçiler vatanı sattı. Devletler ne kadar mülteci alabilir ki? Afganistan için çözüm özellikle Çin, Rusya ve Pakistan’ın Taliban ile Afganistan’da nasıl bir hükümet kuracağından geçiyor. Ama şu ana kadar kurulan hükümetler hep başka ülkelere bağlı olduğu için gelecek konusunda bir umudum yok. Biz demokratik bir hükümetin kurulmasını istiyoruz. Gençler Taliban’a karşı savaşı tercih ediyor. Uluslararası ülkelerin bir şey yapmasını bekliyoruz. Afganların içerisinde Atatürk gibi biri olursa, güçlü bir hükümet kurulursa ancak ülkemizde yaşayabiliriz” diye konuştu.
‘KADINLARI ALIYORLAR’
Uzra Hosainide şu an yeğenleri ve yengeleri dahil 18 kişiyle birlikte Kâbil’de bir evde yaşıyor. Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünden mezun Hosaini, 8 yıl Türkiye’de kalmış, 2016’da okulu bitirdikten sonra Afganistan’a dönmüş. Devlet memuru olarak çalışan Hosaini, Taliban’ın kadınlara yönelik baskıları nedeniyle işini bırakmak zorunda kalmış. Taliban’ın özellikle kadınlar ve çocuklar üzerinde etkisini vurgulayan Hosaini, “Taliban gelmeden önce çalışıyorduk, daha pozitif düşünüyorduk, geleceğe dair planımız vardı. Ama bugünden sonra kadınların bırakın rahat bir şekilde işe, okula gidebileceğine inanmıyorum. Özellikle kadınların hayatları tehlikede. Daha önce kadınları kendileri için alıyorlardı aynı durumun yaşanmasından korkuyoruz. Yüz binlerce kadının, ortak sorusu; ‘Geleceğimiz nasıl olacak?’ Hayatımız tehlikede olduğu için 10 gündür evden çıkmış değiliz. Her gün gözyaşı döküyoruz” dedi.
‘BU HALDE NASIL YAŞAYABİLİRİM?’
Hâlâ kendisini bu duruma geldiklerine inandıramadığını belirten Hosaini, “Bir medya kurumunda çalışan birini götürdüler, şu an nerede olduğu belli değil. Taliban’dan özellikle Hazaralar olumsuz etkilenecek. Durum daha kötüye gidecek. Yıllarca okudum, emek verdim. Ben şimdi Taliban’ın zorunlu hale getirdiği burkayı nasıl giyebilirim? Onu giysem bile işe gidebilecek miyim? Bu halde nasıl yaşayabilirim? Buradan çıkmak istiyorum. Tüm ailemi çıkaramasam da 4 kız kardeşimi önce buradan kurtarmak istiyorum. Çevremdeki herkes de ülkeden ayrılmak istiyor. Türkiye’yi kendi ülkem gibi görüyorum. Lütfen Türkiye’deki hocalarım, oradaki yetkililer sesimizi duysun. Bir el uzatın buradan çıkmak istiyoruz” diyor.
CUMHURİYET