Getting your Trinity Audio player ready... |
Kocaeli’nde iki çocuk babası işçi Muhterem Çıtanak’a, 2013 yılında “Cumhurbaşkanına alenen hakaret”ten dava açılmış ve 12 yıla kadar hapsi istenmişti. Buna gerekçe olarak da sosyal medya paylaşımları gösterilmişti. Adli sicil kaydında herhangi bir suça rastlanmadığı için de hapis cezası ertelenmişti.
Çıtanak’a bu yıl Nisan ayında da Sağlık Bakanlığı MHRS sistemi olan 182 çağrı merkezini arayarak Sağlık Bakanlığına ve Sağlık Bakanı Fahrettin Bakan Koca’ya yönelik eleştirel konuşmasından dolayı dava açıldı. Çıtanak’ın iddiasına göre ise savunma yoluna gidilmeden Temmuz ayında hapis cezasıyla verildi.
Bakan Koca’ya yönelik eleştirisinin ardından açılan davadan haberdar olmadığını söyleyen Çıtanak, yargılama yoluna da gidilmediğini ve e-devlet üzerinden ilk duruşma görüldükten sonra Ankara 11. Asli Ceza Mahkemesi’nde hakkında dava açıldığından haberdar olduğunu aktardı. Ve ardından davada gerekçeli kararın yazıldığını öğrendiğini söyledi.
Çıtanak, 182 çağrı merkezi üzerinden Sağlık Bakanı Koca’ya yönelik eleştirisinin sebebini de şu sözlerle açıkladı:
SAVUNMA HAKKI VERİLMEMİŞ
“Benim engelli bir çocuğum var. Evladımı her ay psikiyatriye götürüp ilaç için onay almam gerekiyor. Çünkü bize ilaç raporu bile verilmiyor. Kocaeli genelinde çocuklar için 8-9 tane psikiyatrist var ve bunların hiçbirine randevu alamıyorum.
Sağlık Bakanlığını arayarak çocuğuma randevu alamadığımı söyledim. “İnsanlar yoğun bakım bulamadığı için ölüyor, o zaman Sağlık Bakanı istifa etsin” dedim. Bu konuşmayla birlikte suç işlediysem önce bana savunma hakkı tanınması gerekiyor.”
“DEVLET HASTANELERİNİN VE SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN NE HÜKMÜ”
“Bugün bile eşim çocuğumu özel bir kliniğe götürdü; 400 lira muayene ücreti ödedim. Çocuğuma ilaç yazdırmak için özel bir hastanede bu kadar para ödüyorum çünkü niye, devlet hastanelerinde sıra yok. Ve ben bunu söylediğim için suç işlemiş oluyorum.
Benim maaşımdan kesintiye gidiliyor ve ben vergi ödüyorsam devlet hastanelerinin ve Sağlık Bakanlığının ne hükmü kaldı. Normalde benim ilaç ücreti ödememem gerekiyor fakat en ucuz ilaç 200 TL. Devlet üzerine düşeni yapmayınca sorumluluğu yurttaşa yıkıyor.”
Çocuğunun engelli olduğunu söyleyen Çıtanak, 2-2 buçuk ay cezaevinde yatması halinde, hiçbir gelirinin olmadığını ve ailesinin mağduır olacağını belirterek “Bana savunma hakkı tanımadılar. Ben zaten sağlık sisteminden yana mağdurdum, şimdi daha da mağdur edildim” dedi.
Mağdur edildiğini ve mahkeme hukuksuz bir karara imza attığını belirten Çıtanak, mahkemenin kendisini yargıladığını fakat savunmaya fırsat bırakmadığını aktardı. Çıtanak, “‘Hangi gerekçeyle bunları söyledin?’ bile denilmedi. Nisan ayında dava açılıyor ve Temmuz ayında da sonuçlanıyor. e-devletimde bile bu dava gözükmüyor. Karara bağlandıktan sonra da benim elime evrak geliyor. Bu nasıl bir hukuk devleti?” ifadelerini kullandı.
Çıtanak devamında şu ifadeleri kullandı:
“DAVAM, 45 GÜNDE BU KADAR HIZLI SONUÇLANIYOR?”
“Bizim ağır aksak işleyen bir hukuk sistemimiz var, çok önemli davalar yıllarca sürerken benim davam, bana kendimi savunma hakkı verilmeden nasıl 45 günde bu kadar hızlı sonuçlanıyor?
Ailecek çok stresliyiz, çocuklarımın psikoojisi bozuldu. Her akşam kapı çaldığında ‘polis mi geldi’ diyoruz. Bana savunma hakkın tanınsa avukat tutup kendimi savunacağım.”