Getting your Trinity Audio player ready... |
Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel ise perakende sektörünün yeni bir kapanmayı kaldıracak gücünün olmadığını belirterek acil önlem alınmasını ve çift doz aşı olmayanların kapalı yerlere alınmamasını istedi. Reel sektörde artan aşısızlara kısıtlama talebine sendika ve hukukçular ise “Zorlama bir uygulama iş davalarını artırır” yorumunu yaptı.
Yeni bir kapanma dalgasından korkan turizm, sanayi, yeme-içme ve perakende sektöründe giderek artan bu talepler hukukçulara ve sendikalara göre gerçekçi değil. Patronlardan gelen bu önerileri değerlendiren Devrimci İşçi Sendikaları Başkanı (DİSK) Arzu Çerkezoğlu, aşı konusunda bireyleri cezalandırmaktan ziyade güvenilir aşı politikaları üretilmesi gerektiğini söyledi.
Pandeminin başından bu yana fabrikalara hapsedilen ve bütün önlemlerin dışına itilen işçilerin, böyle bir tehditle baş başa kalmaması gerektiğini söyleyen Çerkezoğlu şöyle konuştu: “Salgına karşı en etkili yöntem aşı. Aşıya dair tereddütleri kaldırmak Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nun topluma güven veren politikalar üretmesiyle mümkündür. Kişileri cezalandırmaktansa kurumların güvenilir politika üretmesi gerekiyor. Pandemi boyunca işçisine en az destek ayıran ülkeyiz. Biz bütün işçileri de aşıya davet ediyoruz.”
İstanbul Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Komisyonu Başkanı avukat Hasan Erdem ise anayasal olarak devletlerin aşıyı zorunlu tutmasının mümkün olmadığını, dolayısıyla şu aşamada ne kamuda ne de özel sektörde aşı zorunluluğunun getirilmesinin pek mümkün olmadığını belirtti. Hasan Erdem şöyle konuştu:
DAVALAR YIĞILIR
“Böyle bir işten çıkarma yaşanırsa çalışan yargıya gider. Davalar yığılır. Çalışanlar feshin geçersizliğini ileri sürer veya eşitliğe aykırılık tazminatı talep edebilir. Öte yandan çalışanın kabulü olmadan tek taraflı olarak ücretsiz izne çıkartılması da mümkün değil. Ancak tüm bunların yanı sıra virüsün de geçireceği mutasyonlar tehlikeyi artırırsa özellikle sağlık sektöründe çalışanlara karşı bazı yaptırımlar mümkündür.”