Getting your Trinity Audio player ready... |
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk TV’de Hülya Hökenek moderatörlüğünde gazetecilerin sorularını yanıtlıyor.
Hükümetin orman yangınlarına yönelik açıklamalarına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Kendi içinde kaos, kendi içinde söylem birliği sağlayamayan bir iktidarla karşı karşıyayız” dedi.
Kılıçdaroğlu, “Türk Hava Kurumu, bu ülkenin gözbebeğidir. THK’yı bu duruma kim getirdi bulmalıyız. Bugüne kadar başarıyla görev yapan kurumu kim bu hale getirdi. 80 milyon dolar kredi almışlar, bu para neye harcandı bilen var mı, denetleyen var mı? Büyük yolsuzluklar var” dedi.
Kılıçdaroğlu, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Manavgat ziyaretine ilişkin olarak da “Oraya gittiğinizde hizmetin aksamaması lazım. Erdoğan gidince itfaiyeyi beklettiler. Ormanlar cayır cayır yanıyor. Ben bunları söylemezsem görevimi yapmamış olun. İki yerde büyük yangın oldu. Antalya ve Muğla’da. Antalya Büyükşehir Belediye başkanına vali telefon açıyor ‘Bu işi beraber götüreceğiz’ diyor, doğru diyor. Ama Muğla Valisi, Muğla Belediye Başkanını kriz masasına davet etmeye korkuyor. Çünkü İçişleri Bakanı orada. Telefon açıyor belediye başkanına ‘önlem alıyorsunuz’ değil mi diye sorunca belediye başkanı ‘Zaten sahadayız’ diyor. Muğla’ya ormanla, ormancılıkla hiç ilgisi olmayan birisini atarsanız” görüşünü dile getirdi.
“80 MİLYON DOLAR NEREYE HARCANDI?”
THK’nin Türkiye’nin gözbebeği kurumu olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Kuruluşundan bu yana orman yangınlarıyla en tutarlı mücadeleyi yapan kurum. THK’yı bu duruma kim getirdi? Bugüne kadar başarıyla görev yapan kurumu kim getirdi bu noktaya? Sayın Bülent Arınç, ‘THK bu hale nasıl geldi, DDK harekete geçsin’ diye. Böyle bir rezalet Türkiye Cumhuriyet tarihinde hiç yaşanmadı. THK’da bu iktidar döneminde büyük yolsuzluklar var. 80 milyon dolar kredi almışlar. THK’nın geliri ne? Gayrimenkullerden kira. 80 milyon dolar nereye harcandı? Bilen var mı, denetleyen var mı? Gerçekten içim yanıyor” diye konuştu.
“YANGIN ORMANDA ÇIKMIŞ, BUNU BİLMİYOR MUSUN ARKADAŞ?”
Kılıçdaroğlu, THK’nin elinde çalışan uçak ve helikopter olduğunu belirterek, “THK’nın şu anda çalışan hem uçak hem helikopteri var. Sivil Havacılık’ın kriterlerini taşımayan uçakları var. Destek sağlanabilirse bu uçakları da kullanabiliriz deniliyor. Biz bu kuruma sahip çıkmamız gerektiğini söyledim. Orman Bakanı’nın ormandan haberi yok. Konuşması gereken kim? Orman Genel Müdürlüğü. Bakanlıktan daha bağımsız bir yapıya sahip. Yangın söndürmeyle ilgili yeterli bütçesinin ayrılıp, ayrılmadığını gazeteci olarak sordunuz mu? Hayır. Neden engellendi? Orman Kanunu’nu okuduğum zaman gerçekten bu büyük bir devlet. Yardımla ilgili bizim belediyemiz suçlandı. Belediyeler bu yangınları söndürecekler diye. Yangın ormanda çıkmış, bunu bilmiyor musun arkadaş?” şeklinde konuştu.
“ORMAN YANGINLARINI SÖNDÜRECEK KURUMLARI FELÇ ETTİLER”
‘Help Turkey’ etiketli paylaşımlarını da gündemine alan Kılıçdaroğlu, “Hükümetin yetersizliği vatandaşı isyan ettirdi. Önce RTÜK’ü devreye soktular. Uçak yok, helikopter yok. Azerbaycan’a gittiler, Rusya’ya telefon ettiler. Vatandaş sen böyle yapacağına ben de açayım bir şey isteyen göndersin dedi. Devleti acz içine sokan sarayda oturan kişidir. Orman yangınlarını söndürecek kurumları felç ettiler” dedi.
Kılıçdaroğlu, “74. maddede orman yangınlarıyla mücadele için katma bütçeye yeterli miktarda ödenek konulur deniyor. Konuldu mu? Konulmadı. Siz fazla mesaiyi dahi ödeyemeyecek pozisyonda bırakılmışsanız bu devleti yönetemezsiniz. Türkiye yönetilmiyor, vatandaş arayış içerisinde. Vali orada. İçişleri Bakanı olarak denetleyebilirsin. Oraya gidince ne oluyor? Bir masanın etrafında hep beraber oturuyorlar. Ormanlar yanıyor. Vatandaş ‘Buraya uçak, helikopter gönderin’ diyor. Üç gündür ‘santral yanacak, önlem alın’ deniyor, alınmadı.” ifadesini kullandı.
‘DIŞ POLİTİKAYI 180 DERECE DEĞİŞTİRECEĞİM’
Hükümetin dış politikasını eleştiren Kılıçdaroğlu, “Göçmen sorununu Türkiye’nin başına kim bela etti? Dış politikayı yürüten kimdi? Her şeyi anlayan, kadının giyimine müdahale eden, dış politikayı çıkmazın içine sokan kim? 3 milyon 600 bin Suriyeliyi getiren ben miyim? Bu dış politika Türkiye’ye, bölgeye, Avrupa’ya, dünyaya zarar veriyor. Bu dış politikayı 180 derece değiştireceğim” dedi.
Ortadoğu’ya barış ve huzuru getireceğini belirten Kılıçdaroğlıu, “Ortadoğu Barış ve İş Güvenliği’ni kuracağız. Gittiler oraya burunlarını soktular, Suriye’yi karıştırdalar. Biz barışı sağlayacağız. AB’ye gittim yetkililerle konuştum. Mültecilerden niye şikayet ediyorsunuz dedim. Orada kan akıyordu, rahatsız olmuyordunuz. Bu adam nereye gidecek? Bu adam demokrasi istiyor sizde var sözde. İyi bir yaşam istiyor. Buraya gelecek, siz buna duvar çekseniz de engel olamazsınız.” diye konuştu.
“ERDOĞAN YANGIN BÖLGESİNE GİTTİ, SUİKAST OLUR DİYE HELİKOPTERİ İNDİRDİLER”
Devlet yetkililerinin yangın bölgesine gittiğinde hizmetlerin aksamaması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Erdoğan da gitti, itfaiye aracını bile beklettiler. Uçakları havada beklettiler. Helikopterleri indirdiler. Hiç kimse çıkmayacak, Erdoğan’ın uçağı var, suikast olur diye. Ormanlar cayır cayır yanıyor, gitme kardeşim o zaman! Ben bunları söylemek zorundayım” ifadelerini kullandı.
İdari amirliklerin yerel yönetimlerle koordinasyonuna değinen Kılıçdaroğlu, “Muğla ve Antalya’da büyük yangın oldu. Antalya’da Büyükşehir Belediye Başkanı, vali beye telefon açıp kriz merkezine davet ediyor. Ama Muğla Valisi, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı’nı davet etmekten korkuyor İçişleri Bakanı orada diye. Devletin güçlü yasaları var ama dağılmış bir vaziyette. Çünkü işin ehli yok” şeklinde konuştu.
‘İLK YAPACAĞIMIZ İŞ SURİYE’DE BÜYÜKELÇİLİK AÇMAK OLACAK’
‘Suriyelileri davul zurna ile göndereceğiz’ sözünü hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Elinizi cebinize atacaksınız. Hastanesini, evini yapacaksınız. Okulunu yapacaksınız. Benim söylediğim bir söz var, davulla zurnayla göndereceğiz. Hiç kimse asgari ücretin yarısıyla burada dilenci konumuna düşmek istemez. Elbette yüzde 100’ü gitmeyecek. Zaten bir kısmına vatandaşlık verilmiş. Ama burada günün 12 saati çalışan, asgari ücretin yarısıyla gelir elde eden, sigorta primi ödenmeyen insanları kendi ülkelerinde ev sahibi yaptınız zaman, fabrika kurduğunuz zaman giderler. Gaziantep’teki işadamlarına ‘Buradaki fabrikalardan bir tane de oraya yapın’ diyeceğiz. İlk yapacağımız iş Suriye’de büyükelçiliği açacağız, diplomatik ilişkileri kuracağız.” görüşünü dile getirdi.
Kılıçdaroğlu şu şekilde devam etti:
Hiç tedirgin olmasınlar, ırkçılık söz konusu değil. Suriye’de yaşam standartını sağlayacağız. Bize turist olarak gelsinler. Bizim iş dünyamız sadece orayı değil Irak’ı ve her yeri ayağa kaldırır. Suriye’de de kişi başına gelir artacak, bizde de artacak. Orada da demokrasi olacak, burada da olacak.
CHP lideri İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya seslenerek, “Bu kadar Afgan geliyorsa adını değiştir kardeşim. Yapılanın önemini tek anlayan lider Merkel. Sınırda ‘sınır namusumuzdur’ diye tabela vardır. Yol geçen hanına döndü” dedi.
“27.5 yıl devlette çalıştım. Devletin ve bürokrasinin nasıl çalıştığını bilirim. Bir bakan veya bürokrat yabancı bir devletle görüştüğünde büyükelçilikte mutlaka birisi olur. Bu kuralı da yerle bir ettiler. Dışişleri Bakanlığı devletin namusudur. Yapılan her görüşmenin tutanakları devletin arşivine konur” diyen Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:
“Cumhurbaşkanı, yanında diplomasiyle hiç alakası olmayan birisini götürüyor. Dışişleri’nin haberi yok. Erdoğan’ın Türkiye Cumhuriyeti’nden sakladığı nedir? Yaptığın her görüşmenin tutanakları Dışişleri’nde kaydı olur. Tercüman bile dışarıda. Arkasından Amerikalılar açıklama yapıyor. Biz oradan öğreniyoruz. Gelecekler Türkiye’ye bekleyecekler, buradan ABD seçecek bazılarını götürecek. Bekledim bir açıklama gelsin. Dışişleri’nden yok, Erdoğan’dan da yok. Onun üzerine tweet attım, nedir bu diye. Sonra Dışişleri ‘çok üzüntülüyüz, niye böyle bir açıklama yaptınız’ diye. Afganistan’dan gelenler tamamı askerlik yapmış veya o çağda olanlar. Nasıl geliyorlar peki? Süleyman Soylu Bey’in sizinle yaptığı (Nagehan Alçı kast ediliyor) görüşme var.”
‘TANJU ÖZCAN’IN KARARI DOĞRU DEĞİL’
Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın, yabancı uyruklu kişilerin su faturası ve katı atık vergisi ücretlerine 10 kat zam yapılacağı açıklamalarını değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Tanju Özcan bulunduğu bölgenin politik iklimi içinde öyle bir şey söylemiş olabilir. Erdoğan’a defalarca Suriye konferansı yap dedim, sonuçta biz yaptık. Göçmenlerle ilgili, yangınlar ve iklim konusunda çalışma yapacağız. Burası bir göçmen deposu olmayacak. Bolu Belediyesi’nde öyle bir karar çıkacağını zannetmiyorum. O doğru değil, kimseyi susuz ve aç bırakamazsınız. Hiçbir canlıyı bırakamazsınız. Doğa ormana yağmur veriyor. Düşmanınız dahi olsa aç bırakamazsınız. O politik atmosfer içinde, kendi seçim bölgesinin getirdiği politik atmosfer içinde söylemiş olabilir. Ama CHP’nin politikası asla ve asla ırkçı olamaz. İnançlara, kimliklere saygı gösteririz. Temel hedefimiz budur” yorumunda bulundu.