|
Getting your Trinity Audio player ready... |
2019-2020 Avustralya’da orman yangınları, Haziran 2019’da başlayarak 240 gün süren ve Avustralya’nın birçok bölgesini etkisi altına alan, ülke tarihindeki en büyük orman yangını olararak tarihe geçti. Yaklaşık 8 milyon hektar alanı kapsayan, ağırlıklı olarak ülkenin güneydoğusundaki başlayan orman yangınlarında 2500’den fazla bina kullanılmaz hale gelmiş, 28 kişinin ve 1,1 milyardan fazla hayvanın ölümüne neden olmuştur.
Bu konuya deyinmemin en büyük nedeni haber gündemine oturan bu felaket sosyal medya ağlarında, internet, TV kanallarında konuşulmaya başlarken; Türkiye’ de böyle bir yangın olursa ne gibi önlemler alınacağı konuşulmuştu. Demem o ki yangın kriz yönetimi, yangın söndürme ekip ve donanımları, sosyal yardımlaşma, uluslararası dayanışma konularımız ele alınmıştı ve yetersiz olduğumuz yangın söndürme uçaklarımızın olmaması en büyük kanayan yaramız olmuştu.
Bütün bu yetersizlikler, eksiklikler neden tamamlanmadı?
Ülkemizi yönetenler ümmetçi yaklaşımlarla Avustralya yangınlarını bile vahametini görmezden gelip, ümmetçi yobaz cahil kesim orada yanan Develere üzülmüştü sadece.. Deve onların kutsalıydı çünkü, diğer hayvanlar onlar için önem arzetmiyordu. Hayvanı bile seçen bir anlayışla karşı karşıya kalmak cehaletin ülkemizde ne denli büyük ilerlediğinin göstergesidir.
Kediyi de , köpeği de seçiyorlar. Kedi olan evde namaz kılınmazmış, köpek olan eve melek gelmezmiş. Getirdikleri mülteciler bile kedi köpek düşmanı oldu önce, Konya’ da sokak köpeğine saldıran Suriyeliye karşı çıkan gencimiz sokak ortasında aynı köpek katili tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Kedi köpeğin bilekleri kesip sosyal medyaya servis eden Suriyelilere kimse ceza vermedi.
Zihniyetinize tüküreğim. Kendi karanlığınızda boğulasınız!
2013′ de Manavgat’ta TürkBeleni’ni yaktılar. Ancak 2021 de rant odaklı onardılar! 27 Temmuz 2021′ de çıkan Manavgat yangını eş zamanda 4 – 5 noktada başlamakla birlikte köyleri yakıp kavurdu, ormanlar yandı kül oldu, insanlarımız evsiz barksız kaldı.Ardından Türkiye’nin bir çok ilinde çıkarılan yangınlar haber gündeminin manşetine oturdu.
Sabotoj girişimleri, tutuklamalar sanki bir şeyler yapılıyormuş gibi devletin önlemler aldığı yönde toplumsal bir algı oluşturuldu. Oysa ateş düştüğü yeri yakmıştı, esen rüzgar küllerini savurmuştu, geride virane mahalleler, köyler sahipsiz çaresiz bırakılmış köylülerimiz, dağılmış ocaklar, boynu bükük kalan çocuklar, isli bakışları ile aslında çok şey anlatıyordu…
Bölge yönetiminin çaresizliği, felaket bölgesine sessiz bir çığlık olarak düşmüştür!
Bakanlar bakmayanlar kısacası; ” Sayın” kesimi bu felaket bölgesine gelirken bile büyük koruma ordusu ile halkın acısını sözde dindirmeye geldiler…
Birilerine “sayın” derken iki kere düşünelim; birisi teröristbaşı bebek katili en az kırkbin askerimizi katleden imralı canısi, diğeri çiftçiye ” Ananı da Al Git Diyen” kişi uçaktan aşağıyı izledi…Durakladığı yerde ise 1 yıl içerisinde hepinizin evleri yapılacaktır” dedi ve gitti.
” Sorgulamayan cahil, sorgulatmayan zalimdir ” diyor yüce Başkomutan Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK.
“Köylü Milletin Efendisidir ” sözünün anlamını anlayan kesim sorgulayanlardır. Atatürk onun ilke ve inkilaplarına düşman olanlar sorgulatmayan kesimdir, halkı aşağılayan, hor gören birlik ve beraberliğimizi mültecilere peşkeş çeken Zalimlerdir!
Yüce Tanrım bu zalimlerin şerrinden, fitnesinden asil ve yüce Türk milletini korusun, sakınsın ; acıya dayanma gücü sorgulama iradesi versin! ..
Atatürk’ün ormanla ilgili sözlerini hatırlatalım;
– “Ormansız bir yurt, vatan değildir.”
– “Yeşil görmeyen gözler,renk zevkinden yoksundur.Burasını öyle bir ağaçlandırın ki,kör bir insan dahi yeşillikler arasında olduğunu anlasın.”
– “Uygarlığın temelinde ağaç, çiçek ve yeşillik bulunmaktadır. Bunlarsız uygarlığın korunması olası (mümkün) değildir. Yeşillikle her şey tamamlanır; gözle görünür bir rahatlama, elle tutulur bir gelişme içine girilir.”
– “Orman zenginliğimizin korunması gereğine ayrıca işaret etmek isterim. Ancak, bunda önemli olan, koruma esaslarını, ülkenin türlü ağaç gereksinimlerini sürekli olarak karşılaması gereken ormanlarımızı dengeli ve teknik bir biçimde işleterek faydalanmak yoluyla akla yatkın bir yolda uzlaştırmak zorunluğu vardır.”
– “Ağaç, çiçek ve yeşillik uygarlık demektir.”
Nereden nereye geldik. Ayaklar baş oldu Türk’ ün yurdunda, yurdumuz perişan oldu cahil yolunda.
Gökten yağmur değil, kül yağıyor
Bağrımızda koskoca orman yanıyor
Mülteci vatanımda yan gelip yatıyor
Bizim askerimiz onlar için Şehit oluyor
Şehide kelle, katiline “Sayın”diyenler ülke yönetiyor!
Avrupa bizi çok kıskanıyor(!)
“Türkün ocağını söndürenin ocağı sönsün” – M.K.ATATÜRK🇹🇷
Fidan KORKMAZ
Türk Milletinin Özgür ve Bağımsız Ferdi
01.08.2021
