CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM Başkanlığı’na sunulan torba yasa teklifinde OHAL sonrası uygulamalarının üç yıl daha uzatılmasına ilişkin maddelerin yer almasına tepki gösterdi. Özel, “İşkenceye karşı sıfır tolerans’ sloganıyla iktidar olan AK Parti, iktidarının sonlarına yaklaşırken, OHAL’i kalıcı hale getirmeyi, özgürlük-güvenlik dengesinde güvenlikçi politikalarda yana ağırlığını koymayı tercih ediyor. Bu düzenleme, iktidar partisinin İnsan Hakları Eylem Planı’nda (İHEP) dile getirdiği hedeflerle de taban tabana zıt. AK Parti, Türkiye’yi hızla otokratik bir polis devletine doğru sürüklüyor. Bu düzenlemeyi doğru bulmadığımızın altını tekrar çiziyoruz” dedi.
CHP’li Özel, 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından TBMM’de grubu bulunan partilerin FETÖ’yle mücadele yönünde irade beyanına rağmen Meclis’in yetkilerinin by-pass edilerek, ülkenin iki yıl boyunca OHAL kararnameleriyle keyfi biçimde yönetildiğini belirtti. Özel, “İktidar partisi bu yetkiyi darbeyle mücadele etmek yerine, muhaliflerini sindirmek için kullandı. OHAL’in ardından da bazı yetkileri 3 yıl boyunca kalıcı hale getirdi. Düzenlemenin sona ermesine 20 gün kala yetkiyi 3 yıl daha uzatmak istiyorlar. Bu düzenlemeyle gözaltı süresinin anayasaya aykırı biçimde uzatılması, TMSF’nin kayyım olarak atanması ile kamu görevlilerinin görevden uzaklaştırılması ve ihracı gibi konularda OHAL hükümleri kalıcı hale getirilmek isteniyor” dedi.
‘BEZDİRME ARACI OLDU’
Gözaltı sürelerinin 12 güne kadar uzatılabilmesine olanak tanıyan düzenleme ile gözaltının 3 yıl daha cezalandırma aracına dönüştürülmesinin amaçlandığına dikkat çeken Özel, “AİHM nezdinde Türkiye’den yapılan başvuruların sayısı da artacak. İktidar partisinin son birkaç yıldır ortaya koyduğu pratikler, gözaltı işlemlerinin bir bezdirme aracı olarak kullanıldığını gösteriyor” ifadelerini kullandı. AKP’nin OHAL uygulamalarının 3 yıl daha uzatmaya gerekçe olarak “terörle mücadelenin etkin bir şekilde sürdürülmesini” gösterdiğini anımsatan Özel, “AKP’nin güvenlik bürokrasinin her gün terörle ne kadar etkin mücadele edildiğini anlattığı bir dönemde bu gerekçe ikna edici değil’ dedi.
