Getting your Trinity Audio player ready...
|
İktidar freni boşalmış kamyon gibi önüne kattıklarını ezip geçiyor. Halkın alım gücü tükenmiş evlerde fırtınalar kopuyor. Ülkenin bağrına çöken ekonomik krize çözüm bulunamıyor. Enflasyon durdurulamıyor. İşsizler bunalımda. Maaşlar mutfak masraflarını bile karşılamaz oldu. O nedenle freni boşalan iktidar önüne kattığı halkı uçuruma doğru sürüklüyor.
Seçmen bir an önce sandığın önlerine gelmesini bekliyor. Sandık sonuçları iktidarı öyle bir duvara toslatacak ki, sormayın gitsin. Peki, bu tablonun sorumlusu kim? Doğaldır ki on dokuz yıldır ülkeyi yöneten iktidar, ancak; sanki hiç bir sorumlukları yokmuş gibi boyna muhalefete saldırıp suçluyorlar.
Hani tulumbanın suyu bitti denen günler var ya, bırakın tulumbayı derelerin, nehirlerin, göllerin bile suları tükendi. Aynı miras yedi gibiler. Genç Cumhuriyetin on dokuz yılda yaptığı üretime dönük işletmeleri on dokuz yıllık iktidarlarında sata sava bitiremediler. Şimdi de sıra Makine Kimya Enstitüsüne geldi iyi mi? Artık borç isteyecek kanalları da kalmadığı için, İstanbul Kanalının etrafındaki arazileri bile çoktan sattılar.
Öte yandan halk umudunu muhalefete bağlamış durumda da, muhalefetin kamyonu da yokuş yukarı gaza bastıkça tekliyor. Baksanıza tekledikçe de kasadan atlayan atlayana, kimi parti kuruyor, kimi de başka partilerde alıyor soluğu.
Muhalefete öncülük edeceğim diye CHP’nin solunu boşaltan Kemal Bey’ de ne çekiyor şu arabadan atlayanlardan sormayın gitsin. Bu güne kadar hiç emek harcamamış, partinin önünden bile geçmemiş tavsiye ve tasfiye edilenleri milletvekili yapıp sonrada arkalarından baka kalıyorlar.
Ondan sonra da Kemal Bey dava adamı arıyorum diye dert yanıyor. İyi de CHP’ni bu günlere taşıyan dava adamlarını niye göremiyor da devşirmelerin peşinden koşuyor. O nedenle Kemal Bey, sağa kaydırdığı partisinin solunu tekrar doldurmazsa kasadan atlayıp kaçmaya hazır daha çok devşirme var sırada.
Haydi, gelin halk sabırsızca sandığın önüne gelmesini beklerken bu güne kadar ötekileştirilen dava adamlarına sahip çıkın. CHP’ni sağa çekmek yerine sosyal demokrasi anlayışıyla üyelerine sahip çıkan, parti içi demokrasiyi uygulayan CHP’yi yaratında bak o zaman görün nasıl dava adamları partisine sahip çıkıyor.
Hani o ağızdan düşürülmeyen Z kuşağı var ya, sayıları neredeyse CHP’nin aldığı oy sayısına ulaştı. Onlarında ağız dalaşlarına karnı tok. Onlar özgürlüklere sahip çıkıyorlar, yeşile sahip çıkıyorlar, doğaya sahip çıkıyorlar, geleceklerine sahip çıkıyorlar, ha birde bunlara sahip çıkacak parti arıyorlar.
Onun için CHP bir an evvel aş, iş için politika üreterek onlara sahip çıkmalı. Eğer umut verilemezse on dokuz yıldır halkın üstünde tepinen iktidarın, kuralsızca yönetimlerine, yaptığı yanlışlara karşın, kamyon altında kalma pahasına aynı kamyona binmek zorunda kalacaklar.
Ersin Ertürk – Eskişehir – ersin.erturk26@gmail.com – 28 Haziran 2021