Getting your Trinity Audio player ready...
|
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’in, HDP’nin kapatılması istemiyle tekrar hazırladığı iddianame Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından kabul edildi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 2 Mart’ta HDP ile ilgili inceleme başlatmıştı. 12 gün içerisinde ise Bekir Şahin tarafından 609 sayfalık bir iddianame hazırlanmıştı. AYM ise 31 Mart’ta, iddianameyi incelemiş ve eksiklikler olduğunu söyleyerek Bekir Şahin’e iade etmişti. AYM’nin iade gerekçesinde, “Terör örgütünün odağı olma” suçlamasının partiyle ilişkilendirilmediği ifade ediliyordu.
Bekir Şahin ise AYM’nin iade kararından yaklaşık 3 ay sonra 7 Haziran’da yeni bir iddianame hazırlamıştı.
Bugün ise HDP’nin kapatılması istemiyle tekrar hazırlanan iddianamenin ilk incelemesi tamamlandı. Ve AYM, Bekir Şahin tarafından hazırlanan iddianamenin kabul edildiğini açıkladı.
52 HDP’Lİ VEKİLE SİYASİ YASAK İSTENDİ
Hazırlanan yeni iddianamede yer alanlar ise dikkat çekti. İddianame bir öncekinin aksine 247 sayfa daha fazlaydı. 846 sayfalık iddianamede HDP’nin, Siyasi Partiler Yasası’nın 78, 80, 81, 82 ve 90. maddelerine aykırı eylemlerde bulunduğu öne sürülüyor ve kapatılması talep edildi. İddianamede 520 şüpheliye yer verildi ve terör örgütü PKK ile bağlantılarına dair iddialardan bahsedildi.
52 HDP’li vekil için siyasi yasak istenirken, “HDP örgütün ‘demokratik özerklik stratejisi’ni hayata geçirmek için kurulan siyasi bir oluşumdur. HDP’ye silahlı terör örgütünün illegal amaçlarına legal görünüm kazandırmak gibi bir misyon yüklendiği görüldü. Terör örgütüne bir kısım katımları HDP organize etti, milletvekilleri makam araçlarını silah ve eleman aktarımında kullandı” ifadelerine yer verildi.
“İMRALI GÜNLÜKLERİ” YERİNE “GÖRÜŞMELER” DENİLDİ
Hazırlanan ilk iddianamede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve AKP hükümetinin öncülüğünde yapılan Çözüm Süreci’ndeki görüşmelerden bahsedilmişti. Ve İmralı Günlükleri’ne atıfta bulunularak, Selahattin Demirtaş, Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder, İdris Baluken ve Altan Tan’ın Öcalan’a “Başkanım, sayın başkanım, önderlik” diye hitap ettikleri belirtilmişti.
Yeni iddianamede İmralı Günlükleri’ne ve bu hitaplara yer verilmediği görüldü. Ancak iddianamede, İmralı Günlükler’inde PKK lideri Öcalan’la HDP’li yöneticiler arasındaki görüşmelerden bahsedildi. Yöneticilerin Öcalan’ı övdükleri belirtildi. Öte yandan bu görüşmelerde devletin yetkilileri de bulunuyordu.
BİRİ “MAHİR” DİĞERİ “ULAŞ”: GİZLİ TANIKLARI NE DEDİ?
Hazırlanan yeni iddianamede çok sayıda gizli tanığa da yer verildi. Bu gizli tanıklardan dikkat çekenler ise “Ulaş” ve “Mahir” isimleriydi.
“Ulaş” adlı gizli tanığın, “İhtiyaç oranında KCK Türkiye kadrolarından HDP, HDK, DBP, DTK yapılarına/partilerine takviye kadro örgüt mensubu aktarılır. HDP; Abdullah Öcalan’ın HDP içerisinde ‘3 tane PKK’lı yok’ eleştirisi sonrası, Nadir Yıldırım (örgütlenmeden sorumlu Eş Başkan Yardımcısı), Besime GONCA, Çağlar Demirel ve Dilan Dirayet Taşdemir isimli şahıslar milletvekili seçildi” şeklinde ifade verdiği görüldü.
Bir diğer “Mahir” adlı gizli tanığın, 6-8 Ekim Kobani olayları ile ilgili ifadeleri iddianamede yer aldı. Gizli tanık, Kobani olayları ile ilgili “Türkiye’de PKK/KCK adına gerçekleştirilen legal, illegal, korsan gösteri ve eylemlerin hiçbiri rastgele, kontrolsüz, plansız veya talimatsız yapılmaz” diye ifade verdi.
Bununla birlikte HDP’nin PKK’nin “üst çatı” örgütü KCK ile tüzüklerinin benzer olduğu iddia edildi. Buna örnek olarak ise HDP ile KCK’nin tüzüklerinde yer alan emperyalizm karşıtlığına ve cinsiyet özgürlüğüne dair ifadeler gösterildi.
İddianamede tüzüklerle ilgili şunlar söylendi: “Görüldüğü üzere KCK sözleşmesinde, PKK ve DTK Tüzüğünde demokratik özerklik, özgür-eşit yurttaşlık, kadın ve gençlik, çocuk olmak üzere örgütün sözde Anayasa’sında düzenlenen hususların paralel şekilde HDP parti tüzüğünde yer aldığı tespit edilmiştir.”
Son olarak iddianamenin genel değerlendirmesinde HDP’li yöneticilerin, Erdoğan’ın ve AKP hükümetinin öncülüğünde yapılan Çözüm Süreci’ndeki görüşmelerdeki sözlerine atıf yapıldı. Ve “Halkların Demokratik Partisi genel başkan, eş başkan, milletvekilleri ile merkez karar organı temsilcilerinin, örgüt lideriyle periyodik aralıklarla görüşmeleri, kendisine hitap şekilleri, övgüsüne mazhar olabilmek için sarf ettikleri çaba, her sözünün emir gibi telakki edilmesi, gelişmelere göre faaliyet raporu verilmesi noktasında duydukları sorumluluk dikkate alındığı” sözlerine yer verildi.