Getting your Trinity Audio player ready...
|
Cumhuriyet Gazetesi yazarı Barış Terkoğlu, bugünkü köşe yazısında, Total’in satın alındığı toplantıda yaşananları kaleme aldı.
Gazetemiz yazarı Barış Terkoğlu; “Üzgünüm ama Sedat Peker haklı çıktı” başlıklı bugünkü köşe yazısında Total’in OYAK tarafından “fahiş fiyatla” nasıl satın alındığını köşesine taşıdı.
Terkoğlu’nun yazısına göre; OYAK’ın, “fahiş fiyatla” Demirören’den aldığı Total’e ilişkin Sedat Peker’in iddiasını kaynaklar doğruladı. Satın almanın görüşüldüğü toplantının tanıklarına göre Deniz Kuvvetleri adına katılan Cihat Yaycı, “Pazar payı küçük, 4 yılda birçok bayisini kaybetmiş” diyerek itiraz etti.
YETKİ AŞIMI YAPILDI
Yaycı, OYAK yönetiminin yetki aşımı yaptığını da belirterek toplantıyı terk etti. “Yukarıdan gelen” uyarının ardından, Deniz Kuvvetleri Komutanı devreye girdi. Komutanın “Sen benim adıma oradasın” sözlerinin ardından Yaycı satışa onay vermek zorunda kaldı.
Terkoğlu’nun yazısının tamamı
Üzgünüm ama Sedat Peker haklı çıktı
Hava ciğerimizden geliyor. Gırtlağımızdaki tellere çarpıyor. Boğaz, burun ve ağız; sese şekil veriyor. Anne karnında duyuyoruz, doğduğumuz anda çığlık atıyoruz. Ne garip, sessizliği sonradan öğreniyoruz.
Sedat Peker ne demişti:
“Pambıkören, seni unuttum zannetme. Kâr etmeyen Total’i Mehmetçiğin parasıyla kurulan OYAK’a nasıl sattığını mutlaka anlatacağım. Mavi Vatan’ın isim babası Cihat Yaycı Paşa’nın, bu satışın adil olmadığını söylemesi üzerine onu etkilemek için nasıl baskı kurdurduğunuzu da biliyorum. Pambıkören, Mehmetçiğin parasına göz dikenin Yüce Allah gözlerini çıkarır biliyor musun? Bu satış usulüne uygunduysa, Cihat Yaycı Paşa neden bunun usulsüz olduğunu her yerde dillendirdi ve siz onun üzerine hangi güçlerle baskı kurdurdunuz?”
Peker’in “Pambıkören” diye kastettiği “Demirören”. Sözünü ettiği satış ise OYAK’ın geçen yıl haziran ayında, Total Türkiye’yi ve akaryakıt şirketi M Oil’i Demirören’den toplamda 450 milyon dolara alması.
Peker’in açıklamalarının ardından işaret ettiği Cihat Yaycı, OdaTV’ye konuştu. Şunu söyledi:
“Yönetim kurulu toplantısı kayıtları, ses kayıtları zaten alınıyor. Muhatap OYAK’tır. Benim bu konuda konuşmam uygun olmadığı gibi yasal da değildir.”
Kısacası Cihat Yaycı ne yalan ne de doğru dedi. “Kayıtlara bakılsın” demeyi tercih etti.
Peki, işin doğrusu ne?
YAYCI’NIN OYAK’TAKİ GÖREVİ
Önce şunu söyleyelim: OYAK dediğimiz şirketin adı Ordu Yardımlaşma Kurumu. 27 Mayıs ihtilalinin ardından 1961 yılında 65 bin üyenin katılımıyla kuruldu. Aslında örneğine dünyanın pek çok ülkesinde rastlanan bir tamamlayıcı emeklilik fonu. Ancak OYAK’ın sermaye birikimi, bugün 400 bini aşan üye sayısı, kritik sektörlerdeki varlığı; onu Türkiye gibi kırılgan bir ekonomide adeta bir dev haline getiriyor. OYAK Renault, OYAK Çimento, Ereğli Demir Çelik gibi önemli şirketlerin sahibi olan OYAK’ın 2019 yılı hasılatı 48.8 milyar liraya, toplam varlıkları ise 118.3 milyar liraya ulaştı. OYAK’ın aynı yıl 4.9 milyar dolarlık ihracatı, Türkiye’nin toplam ihracatının yaklaşık yüzde 2.7’siydi.
OYAK’ın yönetim yapısı da adıyla uyumlu. Kurum doğal olarak Milli Savunma Bakanlığı’nın kontrolünde. Askeri üyelerden oluşan ve sayısı 50-100 aralığında değişen bir temsilciler kurulu var. Bu kurul aynı zamanda 20 asil 10 yedek üyeden oluşan genel kurulu seçiyor. Diğerleri ise 205 sayılı OYAK Kanunu’nca kuvvet komutanlarının da aralarında olduğu doğal üyelerden oluşuyor. Genel kurul üç yönetim kurulu üyesini belirliyor. Bu da kanunda şöyle yazıyor: “Yönetim kuruluna seçilecek Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görevli üç üyeden ikisi Milli Savunma Bakanı tarafından gösterilecek 4 aday arasından, biri de Genelkurmay Başkanı tarafından gösterilecek iki adaydan Genel Kurulca seçilir.” Kalan 4 yönetim kurulu üyesi ise sektörel uzmanlık taşıyan isimlerden oluşmak şartıyla bir komite tarafından seçiliyor. Kısacası OYAK’ın en genişten en dara inen yönetim şemasının en tepesinde, asker-profesyonel dengesi var. Anlattığım gibi, yönetimin bütününde Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları etkili.
Peki, Cihat Yaycı’nın durumu?
Deniz Kuvvetleri Komutanı eski Kurmay Başkanı olan Yaycı, geçen yıl kızağa çekilerek Genelkurmay emrine alınınca istifa etmişti. Yaycı, Total’in satışı sürecinde, OYAK Yönetim Kurulu’nda, Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın temsilcisi olarak bulunuyordu. Yaycı’nın adı işte bu yüzden şimdi gündeme geldi.
YAYCI, TOPLANTIYI TERK ETTİ
Her şeyi özetledikten sonra asıl soruya yanıt verelim: Yaycı, OYAK’ın satışına yönetim kurulu üyesi olarak itiraz etti mi? Ettiyse neden etti? Sonrasında baskı gördü mü?
Yaycı konuşmadı ama bu soruların yanıtını dönemin tanıklarına sorarak araştırdım. Başından söyleyeyim, Peker’in anlattıklarını kaynaklar doğruladılar.
OYAK kulislerine göre Cihat Yaycı, Total’in alınış sürecine itiraz etti. Bunun birkaç nedeni vardı. Satış sürecinde OYAK, Total’de kapsamlı bir araştırma yapmıştı. Total’in bilançolarını inceleyen Yaycı, bu alımın OYAK için kârlı olmayacağını söyledi. 2016’da Demirören tarafından 358 milyon dolara satın alınan Total, dört yılda birçok bayisini kaybetmiş, pazar payı azalmış, kârı düşmüştü. Bu verileri yönetim kuruluna taşıyan Yaycı, “Neden bize yarar sağlamayan bir şirketi alıyoruz” sorusunu sordu.
Bunun ötesinde Yaycı’nın itiraz ettiği başka noktalar da vardı. Total’in yüzlerce satış noktasının olduğu söyleniyordu. Ancak bunların çok az bir kısmı resmen Total’indi. Çoğunluğu bayilik sistemiyle çalışıyordu. Üstelik dört yılda, Demirören döneminde bu bayilik sistemi de kötü bir şekilde yönetilmişti. Bu gerekçeleri sıralayan Yaycı, satın almanın yanlış olduğunu, ayrıca satın alınsa dahi 450 milyon doların bu satış için fahiş olduğunu söyledi. Yetmedi, Yaycı, kararın OYAK teamüllerine göre yönetim kurulu tarafından değil, genel kurul tarafından verilmesi gerektiğini söyledi. Ona göre yönetim kurulunun bu kararı alması yetkinin aşımıydı. Ve satışın görüşüldüğü yönetim kurulu toplantısını terk etti.
KUVVET KOMUTANI DEVREDE
Yaşanan olay OYAK yönetiminde deprem etkisi yarattı. “Yukarıdan gelen” uyarının ardından, bir süre sonra Deniz Kuvvetleri Komutanı devreye girdi. Yaycı ile baş başa bir görüşme gerçekleştirdi. Yaycı’ya özetle “Sen benim adıma orada görev yapıyorsun” diyen Komutan Adnan Özbal, Yaycı’dan satışa onay vermesini istedi. Yapacak bir şeyin kalmadığını düşünen Yaycı, Milli Savunma Bakanı’nın görüşünün de bu yönde olduğunu görünce satışa onay verdi.
Sadece Yaycı değil, o dönem satış OYAK tabanında da tepki yaratmıştı. Satışın ardından gerçekleşen genel kurulda, önceki yıl yüzde 42 olan kâr payının yüzde 20.5’e düştüğünün açıklanması üyelerin tepkisini çekmişti. Sosyal medyaya yansıyan eleştiriler arasında “Bizim paralarımızla biz ve çocuklarımız yerine tüpçüyü (Demirören) kurtardınız” mesajı dikkat çekmişti. Birçok üyesine göre de OYAK; parasını, kuruluş felsefesine aykırı şekilde, asker için değil, zor durumdaki Demirören’i rahatlatmak için kullanmıştı.
Bacon, “Sessizlik budalaların erdemidir” diyor. Kulaklarımızı, gözümüzü açtık; suskunluk çağında bize gerçeği söyleyecek ahlaklı insan arıyoruz. Ağız ve burun var, peşinde olduğumuz nefes nerede?