Getting your Trinity Audio player ready... |
Günlük yaşamımızda ve üretim süreçlerinde daha verimli ve verim artırıcı etkinliklerimizde, usulüne ve ihtiyacına uygun eklemeler yapmadığımızda doğaya ve dolayısıyla yaşama fark etmeden büyük zararlar vermekteyiz. Aslında bunu sosyal devletler bu alandaki kurum ve oluşumlarının bu sürece daha etkin katılımlarıyla önleyebiliyorlar. Ancak üretici sadece var olan geleneksel alışkanlıklarıyla baş başa bırakıldığından dolayı, daha fazla verim için daha fazla kimyasala başvuruyor. Diğer yandan sanayicilerin işletmelerinde gerekli önleyici tedbirleri almadığından, madencilikte açık işletmelerde çevreye yayılan partiküllere önlem almamaları yüzünden canlı yaşamına çok yönlü olumsuz etkileri oluşmaktadır. İşte bu süreçte patronların aşırı kâr etme dürtüleri ve üreticilerin verim artırmak için başvurulan bu aşırılık ise aşağıdaki sonuçları doğurmaktadır.
* İhtiyaçtan fazla gübre ve ilaç kullanımından dolayı yer altı sularında NİTRİK kirlenmenin had safhaya çıktığı artık gizlenemiyor.
* İhtiyaçtan fazla gübre ve ilaç kullanımından dolayı toprakta aşırı FOSFOR birikimi yosunlaşmaya yol açtığı gözlenmektedir.
* Büyük Menderes ırmağına 165 Belediyenin atık sularını arıtmadan akıttığından haberdar mısınız?
* Uşak, Denizli ve Aydın illerindeki OSB’lerrde işletilen 20’den fazla, değişik alanda üretim yapan fabrikaların atıklarını arıtmadan yada kısmi arıtarak menderese bıraktığını artık resmi mercilerde dillendiriyor.
* Büyük Menderes Irmağında Bakır, Çinko, Kadminyum, Krom, Kurşun, Nikel ve Demir ağır metallerinin normal sınırların çok üstünde bulunuyor.
* Artık Menderes Irmağının suyunun tarım sulamasında kullanılamayacağını DSİ belirtiyor.
* Menderes Irmağındaki ağır metallerin bitkilere geçerek beslenme zinciri ile bize ve besi hayvanlarına ulaştığından haberdar mısınız?
*Ovada yetişen Börülce, Bamya, Mısır, Ispanak, Patlıcan, Domates, Karpuz ve Fasulyede ağır metaller tespit edildiğini biliyor musunuz?
*OSB ve diğer sanayi kuruluşlarının 1. Derece tarım arazilerine kurulmasından dolayı, tarım alanlarının elden çıktığının farkında mıyız?
* Sulardaki bu ağır metallerin, akciğer kanseri ve beyin tümörlerini tetiklediğinin farkında mısınız?
* NİTRİK kirlenmenin tüm canlılar için zararları her geçen gün daha çok açığa çıkıyor.
* NİTRİK birikmenin, taş yapıları ve tarihi sanat eserlerine de zarar verdiğinden haberdar mısınız?
* Toprakta FOSFOR birikmesi, bitkilerin Demir, Çinko ve Bakır alımını engelleyip bitkilerin gelişimini etkilediğinden haberdar mısınız?
* Topraktaki aşırı Fosfor birikiminin tatlı sulara sirayet edip insanlara zarar verdiğinden haberdar mısınız?
*Şifa kaynağı Meyan Kökü ve yağının geçmişte en çok üretildiği Söke ve Aydın yöresinde artık adının konuşulmadığının farkında mıyız?
* Akarsuları ile zengin olan ülkemizin, temiz su fakiri haline geldiginden haberiniz var mı?
* Dünyada en ilkel yöntemlerle maden işletmeciliği yapılan ülkenin ülkemiz olduğunu biliyor musunuz?
*Beşparmak dağlarındaki LATMOS bölgesindeki 8 Bin yıllık eşsiz Kaya resimlerinin Maden şirketlerince yok edilmeye çalışıldığına nereye kadar seyirci kalınacak?
*Bu ocaklarda havaya karışan Kuvars ve Feldispat tozlarının Slikozis, Tüberkuloz ve Akciger kanserine neden olduğunda haberiniz var mı?
*Jeotermal sıcak akarlarının topraktaki mikroorganizmaları yok ettiğini biliyor musunuz? *Jeotermallerin akarlarının karıştığı dere ve ırmaktaki su canlılarını da katlettiğinin farkında mısınız?
*Jeotermal enerji santrallerinde filtreler takılmadığından dolayı havaya Hidrojen sülfür, Amonyum sülfür ve benzeri tehlikeli gazların havaya karıştığını biliyor musunuz?
* Kömür ocaklarından açığa çıkan toz partiküllerin içinde ağır metallerin havaya yayılarak, yağmurla toprağa ve suya düştüğü de ayrı bir gerçek.
* Havadaki, sudaki ve topraktaki kirliliğin her şekilde bizlere ulaşıp sağlığımızı bozduğunu biliyor musunuz?
* Besin zinciri ve su döngüsü yoluyla doğadaki kirlilikten kaçınamadığımızın farkında mıyız?
*Deniz Patlıcanlarının avının serbest bırakılmasının sonucunda, sahillerde kirliliğin arttığını ne zaman fark edeceğiz?
* Deniz kıyı şeridindeki Deniz Çayırlarının, balık çiftlikleri yüzünden yok olmak üzere olduğundan haberdar mıyız?
*Deniz Çayırlarının, deniz canlılarının üreme alanı ve Oksijen üretme kaynağı olduğunun farkındamıyız?
* Eğer bunların farkındaysak, insan olarak, birey olarak buna karşı mücadele etmek gerektiğinin de farkında olacağız. Bu kirlilikleri önleyebileceğimizi de bilerek, çözümü için baskı grupları yaratmak göreviyle karşı karşıyayız.
* Çağdaş insanlar olarak, çevre sorunları karşısında örgütlenmek, mevcut mücadele örgütleri saflarına katılarak, onlara güç katmalıyız. Yaşanır bir çevre oluşturmak için birlikte hareket ederek mücadele örgütlerinin saflarını sıklaştıralım.
*Yaşanabilir bir çevre ve Türkiye için ileri diyelim.