Ayasofya’da başka bir ihanet!

“Bu ve bu gibi mabedlerin mabed olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldiki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze haline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kâfir kim olabilir… Yarabbi bir daha bu zihniyetin bu ümmetin başına gelmesini mukadder buyurma… ” diyen meczup; Kurucu Liderimiz GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ü rahmetle anmak yerine lanet okumak suretiyle alenen hakaret etmiş ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik ederek sürüklemiştir.,

Gaflet ve delalet içerisinde olduğu bizce aşikâr olan bu şahsa İlkadım Şehri Samsun’dan cevabımız;
Cumhuriyeti kurduğu 98 yıldan beri, Ölümünden üzerinden geçen 83 yıldan beri Gazi Mustafa Kemal Atatürk hep yol göstericimizdir. Bitti denilen bir Ulusu küllerinden yeniden ayağa kaldırarak ümmet olma bilincinden Milet olma iradesine o ulaştırmıştır. Daima İlke ve Devrimleri ile, bize bıraktığı yegane miras olan akıl ve bilimin ışığı ile Türk Milletinin yol göstereni olacaktır. Kurtuluş reçetesi Atatürk’ün bize çizdiği ve miras bıraktığı muasır medeniyet yolu, Atatürkçü Düşüncedir. Ve hep böyle kalacaktır.

Bundan on, on beş sene önce Anıtkabirde veya Atatürk anıtlarında bazı çember sakallılar ellerinde salladıkları kutsal kitap ile ortaya çıkarlar ve Sözde puta tapmak olarak gördükleri bu saygı duruşlarına karşı kendilerince eylem yaparlardı. Arada bir özellikle geceleri Anıtlara saldırılarda yapılır ama genellikle faali pek bulunamazdı. Bu tür eylemcilere genellikle meczup denir ve ruhsal sorunlarının olduğu varsayılır ve çokta üzerinde durulmazdı.
Şimdi o yobazlara meczup denilerek yaklaşan gericilik ve taassubun üzerinin nasıl örtüldüğünü, gizlendiğini, sulandırıldığını daha iyi anlıyoruz. Artık o gün meczup dediklerimiz bugün karşımıza öğretmen, akademisyen, siyasetçi, bürokrat, gazeteci, belediye başkanı veya TV sunucusu olarak çıkıyorlar. İşte bunlardan biri de bu imamdır. Gündüz hemde devletin en üst düzeyi oradayken yapmıştır.

Hilafet ve şeriat özlemi içinde olanların bu hadsizliği ve cüreti nereden ve nasıl aldıkları apaçık ortadadır! Öncelikle; Türkiye Cumhuriyetinin kamu görelilerinin, Cumhuriyetin kuruluş felsefesine uygun davranmaları gerekmektedir. Türkiye de milyonlar Atatürk’ü saygı, minnet ve rahmetle anarken bu bölücü söylemler Milleti kutuplaştırmaktadır.

Bu söylem; İstanbul’u ve Türkiye’yi düşman işgalinden kurtaran Kurucu Liderimiz GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’e, çağdaş kazanımlara, laik ve demokratik cumhuriyete açıkça meydan okumadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı Atatürk tarafından kurulmuş ve Laik Cumhuriyetin teminatı olarak görülmüştür. Bugün artık bu görevin sorumluluğunu yapamadıklarını biliyoruz.
Laiklik ve demokrasiden uzaklaşmış Ülkemizde; Maalesef son yıllarda kimi devlet erkânın da içinde bulunduğu gerek Atatürk gerekse Cumhuriyetimizin tüm kazanım ve devrimlerine hakaret, hatta iftiralara dayanan şiddetli bir saldırıyı üzüntüyle görüyoruz. Üstelik bu tecavüzlerin devletin en üst makamlarından başlayarak, adeta komut alınmış gibi tüm seviyelerde görülmesi Türkiye Cumhuriyetinin yıllardır sistemli bir saldırıya maruz kaldığının da göstergesidir.

Unutulmamalı ki ulus olmak ancak sahip olunan ortak değerleri korumakla olur. Türkiye için bu değerlerin en önemlilerinden biri Cumhuriyet, bir diğeri ise Mustafa Kemal Atatürk’tür. Atatürk, Türkiye Cumhuriyetinin bir simgesidir. Milli mücadelenin kahramanı, memleketin kurtarıcısı, devrimlerin mimarı olması nedeniyle hatırasına, eserlerine ve onu ifade eden varlıklara saldırılar, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyetine ve onun kazanımlarına da bir saldırıdır. Bu tarz saldırılar milletimizde derin yaralar açmakta, toplumu kin ve nefrete itmektedir.
Özellikle Atatürk’ün mirası makamlarda Cumhuriyetin faziletleri sayesinde oturanların fütursuzca sarf ettikleri hadsiz değerlendirmeler, ne yazık ki kimi kraldan çok kralcı yaltakçılarında Atatürk’e hakaret, hatta iftira etme cüretini doğurmuştur.

Atatürk ve Türkiye Cumhuriyetinin değerleri yasalarımızla da koruma altındadır. Bu sebeple Mustafa Kemal Atatürk’e, Türkiye Cumhuriyetine ve devrimlere dil uzatmak aynı zamanda suç teşkil etmektedir.
Atatürk ve Cumhuriyet sahipsiz değildir! Artık Atamıza yapılan bu hadsiz, terbiyesiz, arsız saldırılara tahammülümüz kalmamıştır.
ADD Samsun şubesi ve Türkiye Cumhuriyetinin emanetçileri olarak bizler; ismini dahi söylemek istemediğimiz bu meczup ve onun zihniyetindekilere hakaretlerini iade etmekle kalmıyor, bu ahlaksızlığa karşı Türkiye Cumhuriyetinin yasaları gereğince suç duyurusunda bulunacağımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Bizler, Atatürk’ün Cumhuriyeti emanet ettiği gençler olarak haykırıyoruz; Türkiye Cumhuriyetini asla yıkamayacaksınız! Mustafa Kemal Atatürk’ün Anadolu’da inşa ettiği bu Cumhuriyet ilelebet payidar kalacaktır.
Atatürk demek Türkiye Cumhuriyeti demektir. Atatürk’e saldırı, Türklüğe, Türkiye’ye ve Cumhuriyete de saldırıdır.
Sonsuza kadar Atatürk ve Cumhuriyet demeye devam edeceğiz.
Yaşasın Tek ve Ebedi Liderimiz Mustafa Kemal Atatürk!
Yaşasın Cumhuriyet!
31 Mayıs 2021
ADD Samsun Şubesi
Dr. Işık ÖZKEFELİ

Exit mobile version