Gezi;

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Getting your Trinity Audio player ready...

Gezi;
Korku dağlarının yıkılacağının kanıtıdır!
Anılarına saygıyla…

Onca çile çekerek,
mücadele ederek;
Bu fani dünyada elde ettikleriniz,
yarın birgün öldüğünüz gün beraberinizde götüremeyeceğinize göre;
Başka insanların olacaktır.

Ama adınız;
Kim oduğunuz,
neler yaptığımıza yönelik bıraktığınız izler,
yapıtlar;
Sonsuza kadar sizinle kalacak ve sizi yaşayacaktır.
Tıpkı;
Nazım Hikmet’i ayakta bekleten cezaevi savcısının adını bilen yokken,
bir dünya şairi Nazım Hikmet’i tanımayan,
eserlerini bilmeyen yok.

Korku çok insani bir gerçeklik!
Yine de insan’ın en büyük düşmanı da korkularıdır.
Doğaldır da…
Değişik nedenler ile her bireyin korktuğunu biliyoruz!

Sevgisizliğin,
başarısızlığın,
hastalığın ve zayıf insan ilişkilerinin arkasında hep korku vardır.

Çok doğal olarak;
Milyonlarca insan geçmişten,
gelecekten, yaşlanmaktan,
delirmekten,
İşkence görmekten,
esir tutulmayan ve ölmekten-öldürülmekten hep korkmuşlardır.

Ancak;
Korku insanın zihindeki bir düşüncedir. Bu da kendi düşüncelerimizden korktuğumuz anlamına gelir.
Onun için korkularınızın esiri olmamalısınız.

Korkularınızın sizi sömürmesine izin vermemelisiniz…

Ülkemizde;
Burjuva demokratik devriminden söz etmek isterim.
Bizim ülkemizde sınıf örgütlenmesi yok.
Sınıf sendikacılığı yok,
proleter devrimci bilinç de yok,
Bir kaç sadece kendine “Sosyalist” içi boş yapılar var o kadar…

Gezi direnişinde ki örgütsüzlüğe ve başarısızlığı görüp yaşadık.
Hala da sömürülmekte.
Asıl tartışılması gereken; Türkiye’de Demokratik bir birlikteliğe gereksinim var.
Sosyalist düşünür olmak bunları masaya yatırıp;
Türkiye için
Somut tahlil yapmak zamanı hemen şimdi olmalı.
Her geçen gün bizim için kötü bir kayıp…

Berkin Elvan…
Ah!
be çocuk,
ben sana gittiğin gün,
darılmak istedim ama
darılamadım.
Ve yine,
aynı gün sarılmak istedim,
sarılamadım…

Biz o gün,
seni bir kez daha kucaklayıp,
bir deri bir kemik kalan bedenini,
son kez kucaklayıp,
sana,
benim türküm dediklerinden,
sen gibi,
ezgiler söylemek istedik…

Haykırmak,
aşk ile,
isyan etmek istedim.
Ben o gün çok şey istedim.
Ve kara gözlüm,
o gün,
istediğim hiç bir şeyi yapamadım…

Gözlerim dondu kaldı,
sarılamadım.
Bırakıp gittin diye darılamadım.
Belki haberin olmadı,
sen gittin,
ben aşk ile hala oradayım,
ayrılmadım,
asla da ayrılmayacağım…

Yani Berkin’im,
sapanını bize emanet.
O sapan ki;
kalleş olan hayatta,
inan sarılamadıklarını unutmuyor,
unutturmuyor be gözüm!..

#AşkÖrgütlenmektir!
Atilla Yüceak

Gezi;
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin