Getting your Trinity Audio player ready... |
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun (TİHEK) TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Belirlenmesi Araştırma Komisyonu’nda paylaşılan sunumunda “şiddet tanımlarıyla kadın veya erkekler arasında düşmanlık oluşturulduğu ve bunun cinsiyet ayrımcılığını tırmandırdığı” savunuldu. Sunumda, “Bir kadın öldürüldüğünde bir kocaya, bir babaya, bir çocuğa, bir ağabeye zarar verilmiş demektir. Aynı şekilde, bir erkek öldürüldüğünde bir kadının kocası, babası, oğlu veya kardeşi öldürülmüş demektir” ifadeleri tepki çekti.
AKP Malatya Milletvekili Öznur Çalık başkanlığında toplanan komisyonda TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Belirlenmesi Araştırma Komisyonu’nda, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanı Süleyman Arslan’ın sunumu tepki çekti. Arslan’ın sunumunda şu ifadeler yer aldı:
SAPKIN İLİŞKİLER
“Aile kurumundaki erozyon, hem dünyada hem de ülkemizde devam etmektedir. Evlilik oranları azalırken boşanma oranları ve nikâhsız beraberlikler artmaktadır. İnsan fıtratına aykırı sapkın ilişkilerin belli çevreler tarafından kasıtlı şekilde meşrulaştırılmaya çalışılması aile kurumuna yönelik ana tehditler arasında yer almaktadır. Nikâh akdi değersizleştirilirken, evlilik dışı ilişkiler normal sayılmakta, boşanmalar adeta teşvik edilmektedir.
Evlenmeksizin birlikte yaşama, toplumsal değerlerimizle bağdaşmadığı gibi kadının şiddete ve farklı şekilde mağduriyetine neden olabilmekte; kadın ve çocuk hakkı ihlalleri öncelikli olmak üzere, birçok sosyal ve psikolojik problemleri de beraberinde getirmektedir. Şiddetle ilgili çalışmalarda en büyük eksiklik genellikle şiddete cinsiyetçi, dar bir çerçeveden bakılmasıdır.
Oranları farklı olsa da kadın ve erkek her iki cinsiyetin de şiddet mağduru olduğu ve her iki cinsiyetin de şiddet uygulayabildiği açıkça görülmektedir. Araştırmalar fiziksel güçleri farklı olsa da kadın ve erkeklerin aynı oranda öfkelendiklerini göstermektedir.”
Sunumda, “Kadın veya erkeğe yönelik şiddet tanımlamalarıyla kadın veya erkekler arasında düşmanlık oluşturulmamalı, aileler parçalandırılmamalıdır” denildi.
SÖZLEŞME BİTTİ, 6284 SAYILI YASA DA HEDEFTE
Süleyman Arslan ayrıca Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nin Meclis’te “bir gece yarısı” oturumuyla kabul ettiğini de ileri sürdü. Muhalefet milletvekilleri ise sözleşmenin tüm partilerin oylarıyla kabul edildiğini ancak yalnızca Erdoğan’ın kararıyla feshedildiğini anımsattı. Bunun üzerine Arslan, sözleşmeden Erdoğan’ın “bir gece yarısı” kararıyla çıkılmasını, “Yarım saatte hemen geçmemeli. Böyle bir şey olduğu zaman çıkışı da aynı olmuş oluyor işte” dedi.
Arslan 6284 sayılı yasanın da “cinayetleri artırdığını” savundu. Komisyondaki bu sunuma CHP’li Gamze Taşcıer’den sert tepki geldi. Taşcıer, “Kadın öldükten sonra nasıl iki tarafı da iyileştireceksiniz?” diye sordu. Sunumdan örnekler veren Taşcıer, “Nikâhsız beraberliği sapkın bir ilişki olarak mı görüyorsunuz?” diye sordu. Taşcıer, dün düzenlediği basın toplantısında da Arslan’ı istifaya davet ederek, “Kadınların birey olduğuna dahi inanmayan bir kişi ile karşı karşıyayız. O kadar bilimsellikten uzak bir sunum izledik ki helal gıda ile beslenmenin şiddeti azalttığı gibi deli saçması bir ifade bile mevcuttu. TİHEK Başkanı Süleyman Arslan, bir an önce o makamı boşaltmalı ve istifa etmelidir” diye konuştu.
Uyarı: Koronavirüs mutasyona uğraması ve Covid-19 nedeniyle çok yuvalar yıkıldı, çok acılar yaşandı. Bu nedenle Maske, mesafe ve hijen konusunda gereken hassasiyeti gösterelim.