Kayıp yakınları: Nefesimizin sonuna kadar davamızın ve kayıplarımız arkasındayız

Getting your Trinity Audio player ready...

17-31 Mayıs Gözaltında Kayıplara Karşı Uluslarası Mücadele Haftası dolayısıyla konuştuğumuz kayıp yakınları, “Ne köşklerinde, ne saraylarında gözümüz var. Tek istediğimiz bizden aldıkları evlatlarımız, eşlerimiz, kardeşlerimiz… Biz can istiyoruz. Bizden aldıkları canları geri istiyoruz” diyor.

Bir devlet geleneği olan gözaltında kaybetme politikasına karşı insan hakları örgütleri, kayıp yakınları, yeni kayıplar yaşanmasın, kaybedilenlerin akıbeti açıklansın diyerek yıllardır mücadele sürdürüyorlar. İnsanlık suçu olan gözaltında kaybetme dosyaları kayıp yakınlarının mücadelesi sonucu açılıyor ancak zaman aşımı bahanesiyle kapatılıyor. Bu dosyalardan biri de 26 yaşında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın dosyası…

‘DAVA SÜRÜMCEMEDE KALDIYSA BU YARGININ SUÇU’

1980 darbesi sonrası, Kars’ta gözaltına alınarak kaybedilen Cemil Kırbayır’ın ağabeyi Mikail Kırbayır, 40 yılı aşkın süredir kardeşinin akıbetini öğrenmek için mücadele verdiklerini söyleyerek, “Cemil’in yargısız infazla yaşamına son veren devlet, dosyasını zaman aşımı bahanesiyle kapatan yine devlet. Gözaltında kaybetme insanlık suçudur. İnsanlık suçunda zaman aşımı söz konusu değildir. Devlet katlediyor, sonra zaman aşımı diyor. Niye zaman aşımı? Biz mi şikayette bulunmadık? Ailesi olarak yetkili tüm mercilere başvurduk. 41 yıldır bizim şikayetimiz devam ediyor. Buna rağmen dosyayı devletin savcıları sümen altı ettiler. Eğer dava sürüncemede kaldıysa bu yargının suçu. 40 yıldır biz ne olduğu ortaya çıksın diye mücadele veriyoruz, devlet ise ortaya çıkarmamak için mücadele veriyor” ifadelerini kullandı.

‘BU DAVAYI ONLAR KAPATSA DA BİZ KAPATMAYACAĞIZ, MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK’

Zaman aşımı kararını tanımadığını söyleyen Kırbayır, “Devlet niye vardır öncelikle vatandaşın canını, malını korumak için. Sen gözaltında kardeşimi yok etmişsin, yaşamına son verdiğin gibi 41 yıldır da adaleti sağlayamamışsın. Kimse, ‘Ben darbeye ve darbecilere karşıyım’ demesin. Eğer darbe ve darbecilere karşıysan 12 Eylül darbesinin hesabını sorardın. Bırakın hesap sormayı onları korumuş ve kollamışlardır ve dosyayı kapatmışlardır. Demek ki 12 Eylül zihniyeti aynen devam ediyor. Bu zihniyet devam ettiği sürece bizim mücadelemiz devam edecek. Devlet için Cemil Kırbayır davası kapanabilir ama bizim için kapanmayacak. Onlar kapatsa da biz kapatmayacağız” dedi

‘NE İSTEDİNİZ BENİM OĞLUMDAN’

23 Şubat 1995 tarihinde gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız, tüm çabalarına rağmen oğlunun akıbetini öğrenemediğini aktardı. “Evde yine içimiz buruk, kime, nasıl sesimizi duyuracağız bilmiyoruz” diyen Yıldız, “Zaten bugüne kadar söylediklerimiz ne duyuldu, ne biz görüldük. Ama biz nefesimizin sonuna kadar davamızın ve kayıplarımızın arkasındayız. Hiçbir zaman vazgeçmeyeceğimizi bilmelerini istiyoruz. Biz davacıyız. Ama sokağa çıktığımız, gerçekleri söylediğimiz zaman biz davalık oluyoruz. Biz kimseden bir şey istemiyoruz. Ne köşklerinde, ne saraylarında gözümüz var tek istediğimiz bizden aldıkları evlatlarımız, eşlerimiz, kardeşlerimiz… Biz can istiyoruz. Bizden aldıkları canları geri istiyoruz. Bu insanların ya ölüsü, ya dirisi, ya mezarı. Bir anne için bunu söylemek kadar zor bir şey. Bir anneye bunu söylettiler ya bunlara ne desem az. Ne istediniz benim oğlumdan? Geride kalan annelere de ölene kadar ceza verildi. Şimdi çıkmışlar helallik istiyorlar. Benim çocuğumu alacaksın, yok edeceksin, sonra helallik isteyeceksin. Evet bu dönemde bu suçlar işlenmedi ama o dönem bu suçları işleyenler şimdi makam sahibi oldu. Biz hâlâ mezarlarımızın peşindeyiz” diye konuştu.

KAYNAK:EWRENSEL GAZETESİ

Exit mobile version