Getting your Trinity Audio player ready... |
Bayramlar, birlik ve beraberliğin pekiştiği, kardeşlik, dostluk, sevgi ve saygı duygularının paylaşıldığı dinî bayramların millet olma şuuruna ermenin temelidir. Bayramların toplumun manevî zenginlik kaynaklarıdır.
Bayramlar, özellikle de dini bayramlar dayanışmanın, yardımlaşmanın ve barışın yaşandığı istisna günlerdir.
Bireyleri ortak duygu ve düşüncelerde buluşturarak, üzüntüde ve kıvançta birleştirmekte ve bu değerlerin içtenlikle yaşanmasını sağlamaktadır.
Huzur ve barış ortamının değerini iyi bilerek, kavgadan, kötülüklerden uzaklaşarak, insanlara iyi davranmayı bir yaşam ilkesi olarak benimseyerek, çevremizdekileri de buna teşvik etmektir.
Bu nedenle, birey ve toplum yaşamında çok önemli bir yeri bulunan bayramları, çocuklarımıza anlamına uygun biçimde yaşatmalıyız. Millî ve manevî değerlerimize sahip çıkarak, yardımlaşma, dayanışma ve hoşgörü duygularını öne çıkararak yarınların büyükleri olacak çocuklarımızı, gençlerimize örnek olmalıyız.
Parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerin bayramlaşmalarını T V ekranlarından izlerken, o partilere oy veren halk birbirleriyle barış içinde yaşarken, siyasi partilerin hem de bir dini bayramda birbirlerini yok saymalarını, kavgalı bir görüntü verdiklerini görmek, halkımızı derinden üzmüştür.
İnanıyorum herkes “BİZİ BUNLAR MI YÖNETİYOR” diyerek, durumun vahametini paylaşmaktadırlar.
Yaşamın her alanında dayanışma içinde olan, barışık bir biçimde yaşayan bu halk, birbirlerine kin ve nefret kusan siyasal güruh tarafından yönetilmeyi hak etmiyor.
Gün gelir, devran döner sandık önlerine gelir, bakarsın bu halk hiç biriniz bizi yönetmeye hak etmiyorsunuz diyerek, hepinizi denizin derinliklerine gömerek yeni bir çıkış, yeni bir başlangıç yapar..