Getting your Trinity Audio player ready... |
SOLMEDYA-İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında iktidara eleştirilerde bulundu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 23 Nisan’da yaptığı “Toprak kan dökülmemişse zaten vatan olmaz. Arsa var arazi var. Araziyi arsaya dönüştürmek için bedel ödemek gerekir” sözlerini değerlendiren Akşener, “Aynen böyle dedi. Baş müteahhit Erdoğan vatanı kupon arazi zannediyor. Vatanı tarif ederken aklına arsanın ücretinden başka bir şey gelmeyen ahlaksızlığa bakın” dedi.
ABD Başkanı Joe Biden’in Ermeni Soykırımı açıklaması sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarını da değerlendiren Akşener, “Rüzgar esse atarlanan Erdoğan, pek minnoş olmuş, ‘mistır Erdogan’ olmuş” şeklinde konuştu.
Salgına karşı tam kapanma için şimdiye kadar yaptıkları uyarılara rağmen adım atılmadığını belirten Akşener, kapanma sürecinde destek paketi açıklanması gerektiğini ifade etti. Akşener, “Bari bu kapanma sürecinde milletin yanında olun” dedi.
Akşener’in açıklamalarından satır başları şöyle:
TÜRKİYE TARİHİNİN EN BÜYÜK YÖNETİM KRİZİ:
AK Parti iktidarının elinde Türkiye tarihinin en büyük yönetim krizlerini yaşıyor. Öyle bir koltuk sevdasına kapıldılar ki, ne maneviyat kaldı ne de ahlak kaldı. Bugün bu ahlaki çöküşün sonuçlarını ekonomiden, dış politikaya, her alanda yaşıyoruz. Onlar sarayda sefa sürerken bu yönetim krizinin faturasını milletçe ödüyoruz. Sayın Erdoğan’ın 23 Nisan’da 83 milyon vatandaşımızın gözüne bakarak yaptığı vatan tarifi için önce yanlış mı duydum dedim. “Toprak kan dökülmemişse vatan olmaz” dedi. “Ben bunu şuna benzetiyorum” onun sözleriyle söylüyorum. “Arazi var, arsa var. Araziyi arsaya dönüştürmek için belli bir bedel ödemek gerekiyor. Aksi takdirde arazinin bir anlamı yok.” Aynen böyle dedi.
VATANI KUPON ARAZİ ZANNEDİYOR:
Türk devletini idare eden birine vatan nedir anlatmak zorunda kaldığım için utanç duyuyorum. Baş müteahhit Erdoğan, vatanı da kupon arazi zannediyor. Vatan dendiğinde milletçe yüreğimiz titrerken, Mehmetçik can verirken, kendisi vatanı rant peşinde koşup araziler parsellemek olarak görüyor. “Bayrakları bayrak yapan üzerindeki kandır, toprak, uğrunda ölen varsa vatandır” dizelerindeki kutsiyete bakın bir de bu dizelerden hareketle aklına arsanın ücretinden başka bir şey gelemeyen vicdansızlığa bakın. Allah ıslah etsin. Sayın Erdoğan ve şürekası: Vatan, sizin kupon araziniz değil, şehitlerimizin bize emanetidir.
‘SAYIN BIDEN’ DEMEKLE YETİNDİ:
(Erdoğan’ın ABD Başkanı Biden’a Ermeni Soykırımı tepkisi) Bir baktık ki kafası bozulana posta kovmakla övünen dünya lideri gitmiş, yerine pek bir minnoş “mistır Erdogan” gelmiş. Rüzgar esse atarlanan Sayın Erdoğan, çıkıp da ‘Eyy Biden, sen kimsin’ çekmek yerine, ‘Sayın Biden’ demekle yetinmekle kalmış. Milletimiz için ar meselesi olan bu meselenin aslında Sayın Erdoğan için haziranda yapılacak görüşmenin maddelerinden biri olduğunu da öğrenmiş olduk. Oysa Türk milleti tarihine atılan çamura karşı devletin başından dirayetli bir duruş bekliyordu. Rıza Zarrab için seferber olanların, en azından bir nota vermesini bekliyorduk, müzik notasına bile razıydık. Kürecik ve İncirlik üslerine karşı bir hamle bekliyorduk. Güvenlik ve işbirliği protokollerini masaya yatırmasını bekliyorduk. Sayın Erdoğan ise Biden’a kibarca sitem edip, Ermenistan’a yaptırım sinyali verdi. Paşinyan değil ki o lafı eden. Ayrıca zaten Ermenistan’la diplomatik ilişki yok. Sayın Erdoğan yemezler, Ermenistan bu yalanı 100 yıldır söylüyor. Sen 5 bin yıllık Türk devletini temsil ediyorsun. Korkma, cesaretini topla ve çık. Milletimizin beklentisine göre iki çift laf et, iki adım at. Geçen sene Kurban Bayramı’nda benzer bir krizde, “Ülkenin Cumhurbaşkanı olarak muhalefeti de dahil ettiğin bir memleket masası topla, sorunları ortaya koy, bilgileri atar. Muhalefet lideri de görüşlerini bildirsinler ve ortaya bir karar çıksın. Ondan sonra da Türkiye’nin birliği içinde bir tablo ortaya çıksın” demiştim. AK Parti’nin sözcüleri dahil, her türlü hakaretle karşılaştım. O gün memleket masasını toplasaydın, bugün “mistır Erdogan” olmak zorunda kalmazdın.
BEĞENMEDİĞİ DEMİREL’İN YANINDAN BİLE GEÇEMİYOR:
Keşke yapabilse ama yapamaz. Türkiye’yi ekonomik ve diplomatik alanda öyle karanlık bir cendereye soktu ki bir çift laf edecek cesareti bile bulamıyor. Kürsü delikanlısı Sayın Erdoğan, nefret ettiği rahmetlik İnönü’nün Johnson mektubuna koyduğu postayı Biden’a koyamıyor. Beğenmediği rahmetli Ecevit’in Kıbrıs’ta gösterdiği dirayeti, Biden’a karşı gösteremiyor. Zerre hazzetmediği rahmetli Demirel’in İncirlik Üssü’ne Türk bayrağı diken dik duruşunun yanından bile geçemiyor. O diline sakız ettiği eski Türkiye’nin başbakanlarının, memleketin zor zamanlarında gösterdiği devlet insanlığının kırıntısını bile gösteremiyor. Sayın Erdoğan’ın bize yutturmaya çalıştığı yeni Türkiye, aslında yenik Türkiye’dir. AK Parti’nin bu millete reva gördüğü ekonomide bitik, dış dünyada ezik Türkiye’dir. Buna izin vermeyeceğiz.
DAMADINI SEVDİĞİN KADAR TÜRKİYE’Yİ DE SEVECEKSİN:
Türkiye, kabile devleti değildir. Damadını sevdiğin kadar Türkiye’yi de seveceksin. Rıza Zarrab’ı koruduğun kadar devletini de kollayacaksın. O 5 müteahhitin kesesini dert ettiğin kadar, milletin kesesini de dert edeceksin. Öyle kürsüden tarihi nutukları atıp bildiğimizi bize anlatarak konuyu geçiştirmek yok. Kuyruğu kıstırıp milleti hazirandaki görüşmeyle oyalanmak yok. Türk milleti senden adım bekliyor. Makamına yakışır bir cevap vermeni, kırk yılda bir devlet insanlığı bekliyor. Ya oturduğun koltuğun ciddiyetiyle durumun gereğini yap, ya da beceriksizliğini kabul et ve memleketi seçime götür. Ya saray sefasını bırakıp işini yap, ya da sandık gelsin, milletimizden yetkiyi alıp biz gerekeni yapalım. (HABER MERKEZİ)