Getting your Trinity Audio player ready...
|
“AKP’nin başarısız dış politikasına yeni bir halka”
Açıklamasında, “18 yıldır ülkeyi yöneten iktidar, en hafif tabirle başarısızlıklarla dolu dış politikasına yeni ve acı bir halka daha eklemiştir.” diyen BTP Sözcüsü Polat şöyle devam etti;
“Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan, ‘Biden’in sözleri bizi ziyadesiyle üzmüştür, kendisi ile Haziran’daki NATO zirvesinde görüşürüz’ demekle yetindi. Zaten Süleymaniye’de askerlerimizin başına çuval geçirildiğinde ABD’ye nota verilmesini isteyenleri, ‘Ne Notası müzik notası mı ‘ diye azarlayan bir zihniyetten daha fazlasını beklemiyoruz.”
ABD hala stratejik ortak mı?
Montrö ve Kanal İstanbul tartışmasına da değinerek, “AKP hükümetinin her alana sirayet etmiş olan ABD angajmanı, ülkemiz için ulusal güvenlik meselesi haline gelmiştir diyen BTP sözcüsü Polat,
parasını verdiğimiz F-35’leri vermeyen, Suriye ve Irak’ta terör örgütüne desteğinin sürdüren bir ülke için için hala stratejik ortak ifadesinin kullanılmasını nasıl yorumlamalıyız’ diye sordu.
İktidarın ‘Konstantinapol’ sessizliği manidar
ABD Başkanı Biden’in ‘soykırım’ ifadesini kullandığı açıklamasında İstanbul için “Konstantinapol” demesine iktidarın sessiz kalmasına da dikkat çeken BTP Sözcüsü; “İktidar bu ifade karşısında adeta 3 maymunu oynamaktadır. İstanbul’un Bizans dönemindeki adıyla anılmasına karşı yaşanan sessizlik manidardır. Hele hele, Ayasofya konusunda millete pazarlanan görüntü ile Konstantinapolis ifadesine karşı oluşan bu sessizliği yanyana koyduğumuzda tablo daha net anlaşılmaktadır. Şu bilinmelidir ki İstanbul’u Konstantinapol ilan eden Biden daha önce de Fener Rum Patriğini de ‘Ekümenik’ ilan etmişti. Yüce milletimizden Kanal İstanbul ve Montrö tartışmalarına bir de bu açıdan bakmalarını tavsiye ediyoruz. ”
BTP tehlikeyi 20 yıl önce gördü ve uyardı
Açıklamasında BTP’nin Türkiye’ye kurulan Ermeni tuzağı karşısındaki tavrına da dikkat çeken Emre Polat, “Tüm alanlarda olduğu gibi Ermeni meselesinde de ilk adım, önleyici tedbir Bağımsız Türkiye Partisi’nden gelmişti. Merhum genel başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş daha 2000li yılların başında bu tehlikeyi görmüş ve ülkemizin dört bir yanında “Soykırım İddialarını Red ve Ulusal Bağımsızlık Mitingleri” düzenleyerek hem devletimizi hem de milletimizi bu konuda ayık olmaya davet etmişti. Genel Başkanımız Hüseyin Baş da ‘soykırım bahane asıl hedef bu topraklardaki Müslüman Türk varlığıdır” diyerek meselenin özüne işaret etmiştir.“ dedi.