Çiğdemler Açıyorsa Umut Hep Vardır

Getting your Trinity Audio player ready...

Pir Sultan Abdal’ın ‘Sordum Sarı Çiğdem’e, sen nerede kışlarsın’ diye başlayan, Habibe Dereli ve Muzaffer Sarısözen tarafından Yozgat yöresinde  ‘Yaz gelirse sarı çiğdem uyanır’ olarak derlenen sözlerin yer aldığı örneklerde olduğu gibi çiğdem, yüzyıllardır söylenen türkülerimizde yer almıştır. Kadim bir geçmişe sahip çiğdemin, son yıllarda yeni endemik türleri keşfedilmiştir.

Sevgili okurlarım gelin hep birlikte başkentimiz Ankara’dan başlayan İstanbul, Antalya, Kocaeli ile devam eden ve Osmaniye-Kahramanmaraş sınırında son bulan çiğdem yolculuğuna çıkalım. Ne dersiniz? Sanırım, hazırsınız. O zaman başlasın bahar turumuz.

Ankara Çiğdemi, botanik literatüründe ‘’Crocus Ancyrensis’’ adı ile yer alır. İngiliz doğa bilimcisi Herber,  çiğdemi keşfetmiştir. Ama Kocatepe’den götürüp İngiltere’de yetiştirdiği Ankara Çiğdemi’ni Kırım’da yetişen bir başka çiğdem türü sanmış. Aynı dönemde Maw adlı bir başka İngiliz araştırmacı da dünyanın her tarafından çiğdem türlerini toplamaktadır. Londra’daki Kew Kraliyet Botanik Bahçesi’nde çalışmalar yapmıştır. Ankara Çiğdemi olarak tescil edilecek türü belirlemiştir. 1881 yılında yayımlayarak bilim dünyasına tanıtmıştır. Botta adlı bir Fransız da bu çiçeği Paris Nebatlar Bahçesi’nde yetiştirmeyi başarmıştır.

Ankara Çiğdemi’nin mevsimine denk geldiğimiz için şanslıyız. O’nu Ankara çevresindeki yüksek yaylalarda görebildik. İncek, Kızılcahamam Sey Hamamı Vadis’nde, Işık Dağı’nda, Beypazarı – Karagöl arasındaki Ahlatlık ve Burgaz geçitlerinde, Ilgaz’da Kadınçayırı ve Gerede Cankurtaran, Aktaş yaylalarında çiğdemler ile unutulmaz bir görsel şölen yaşadık. Şimdi sıra geldi bahar turumuzun ikinci etabını süsleyen İstanbul Çiğdemi ile tanışmaya.

‘’Crocus olivieri istanbulensis”, Türkçe adıyla “İstanbul Çiğdemi”, dünyada sadece İstanbul’un Sultanbeyli ilçesinde, Aydos Tepesi’nde yetişmektedir. İlk olarak Türk botanikçi-bilim adamı Turhan Baytop tarafından 1981 yılında keşfedildi.  Mathew adlı botanikçi tarafından 1982 yılında bilim dünyasına tanıtıldı.

Sultanbeyli Belediyesi ,  İstanbulensis Çiçeği’ni tanıtmak amacıyla 2009 yılında çiçeği logosuna taşıdı. Çevresel duyarlılık oluşturmak ve bu nadide bitki türünün korunması ve tanıtılması için çiçek adına festivaller düzenledi. İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ile birlikte “İstanbul’un Adını Taşıyan Çiğdem Koruma Altında Projesi” geliştirildi. Bu değerli çalışmaların devam etmesini diliyor ve rotamızı Antalya’ya çeviriyoruz.

Antalya Çiğdemi (Crocus Antalyensis),  Çok yıllık bir bitkidir. 900-1250 metre yükseklikte, meşe ormanlarında yetişir. Ekim-Aralık aylarında çiçek açar. Bunun yanı sıra Antalya’da Termessos Antik Kenti’nde yetişen ve antik dönemde lahitlerin üzerine de işlenen “Termessos Çiğdemi” de vardır.

Termessos Antik Kenti, Döşemealtı ilçesi yakınlarında yer almaktadır. Güçlü savunmasıyla Büyük İskender’in fethedemediği şehir olarak tarihe adını yazdırmıştır. Sonbaharda açan çiğdemlerle bambaşka bir görüntüye kavuşur.

“Termessos Çiğdemi’’, menekşemsi ve mavimsi renkleriyle sonbaharın süsüdür. Antik kentin simgesidir. O’nu ve diğer antik bitkileri korumak için geçtiğimiz 2020 yılında çalışmalar başlatıldı. Bitki türlerinin önemini anlatan tanıtım videoları, 4 dilde broşür ve posterler hazırlandı. Antik kentin girişine tabelalar yerleştirildi. Bilim insanları, antik bitkilerin korunması, sürdürülebilir ekonomiye kazandırılması ve gelecek nesillere aktarılması için çalışmalara devam etmektedir. Antik kentte yapılabilecek kazı ve düzenleme çalışmalarında zarar görmemesi için bitkilerin lokasyonu GPS cihazlarıyla belirlenmektedir.

Yazı aratmayan güzel mi güzel bir Antalya gününe ister istemez veda ediyoruz. Bahar turumuzun son duraklarından olan Kocaeli etabı için sabırsızlanıyoruz. Biliyoruz ki, umudu aşılayan çiğdemler bütün zarafetiyle bizleri bekliyor.

“Keltepe Çiğdemi”,  İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sırrı Yüzbaşıoğlu’nun çalışmaları sonucunda geçtiğimiz yıl literatüre geçti. Dünyanın önde gelen Phytotaxa adlı dergide yayımlanan bilimsel makale ile dünyaya tanıtıldı.

Kocaeli Samanlı Dağları’nın en yüksek kısımlarında bulunan Keltepe Çiğdemi, bizleri adeta büyüledi.  Uyanmak istemediğimiz rüya bahçelerinde devam eden bahar turumuzun ne yazık ki son etabına geldik. İşte karşınızda efsanevi halk şairi Karacaoğlan’ın adını alan çiğdem.

Bilimsel olarak ‘’Crocus Asymmetricus’’ olarak adlandırılan Karacaoğlan Çiğdemi‘nin keşfi Prof. Dr. Osman Erol ve Doç. Dr. Hasan Yıldırım tarafından yapıldı. Osmaniye – Kahramanmaraş sınırındaki Düziçi Beldesi’nde yaşayan Mehmet Çelik ve doğasever öğretmen Öcal Derin, çiğdemi fotoğraflarını çekince onun, diğer çiğdemlere benzemediğini fark etmiş.  Bitkinin fotoğraflarını Prof. Dr. Osman Erol ve Doç. Dr. Hasan Yıldırım’a ulaştırmışlar.

Konunun uzmanı Prof. Dr. Osman Erol, bu türün şu ana kadar hiç bir çiğdem türünde görülmeyen asimetrik bir toprak altı gövdesine sahip olduğunu ve köklerinin ilk kez bu türde görülen bir özellik olarak tek bir bölgeden çıktığını fark etti. Bundan dolayı yeni bir tür olduğu kanaatine vardı.

Bitki, uluslararası bitki taksonomisi dergisi Phytotaxa’da “Crocus asymmetricus Erol” ismiyle yayınlandı. Bitkinin Türkçe ismi ise Karacaoğlan’ın doğduğu ve yaşadığı bölgede keşfedildiği için, “Karacaoğlan Çiğdemi” olarak belirlendi.

Kaynaklar: Ege Üniversitesi Haber Ajansı

İstanbul Üniversitesi Arşivi

Akdeniz Üniversitesi

Timur Özkan- Ankara Çiğdemi (Kitap)

 

Exit mobile version