Getting your Trinity Audio player ready...
|
Ülkemizin aydınları ve istihbarat örgütleri köreltilerek risk ve tehditler konusunda halkımızın doğru tepki vermesi önlenmiştir. Ülkemize yönelik birinci tehlike olan Yunanistan sürekli gözardı edilmiş, Ege ve Akdeniz’de toprak kayıpları yaşanmıştır. TSK’nin ve diplomasinin gücüyle elde edilebilecek daha geniş ve kalıcı güvenli bölgeler yerine Afrin, Barış Pınar’ı gibi sınırlı sahalar topluma zafer olarak gösterilmiştir. Dahası ülkemizin güvenliği için kontrol edilen bu bölgeler fetihçi bir yaklaşımla uluslararası sahada propaganda edilmiştir. Dağlık Karabağ’da sağlanan sınırlı başarının kalıcılığı konusunda ciddi kaygılar vardır. Libya’da ulaşılacak hattın yıllar önce İngiltere’de çizilerek YouTube da paylaşılması da taşeron vesayet gücü olarak kullanılmış olabileceğimize işaret etmektedir.
AB ve ABD’nin; petrol fiyatlarıyla kontrol edebildiği Rusya Federasyonu’na karşı yürüttüğü kontrollü kriz Türkiye’nin uygunsuz tepkileriyle ülkemizi küresel güçlerin paylaşım masasına yatırmıştır. AB ve ABD’nin ekonomisini %83 oranında kontrol ettiği kağıttan kaplan Çin’i karşımıza çıkarması da krizden ganimet toplayan ideolojik fırsatçıların ekmeğine yağ sürmüştür.
Oynanan bütün oyunların merkezinde Türk – İslam Coğrafyası bulunmaktadır. Bu coğrafyada siyasi iktidarlar “dünya beşten büyüktür” diyenlerin aksine küresel güçler tarafından kontrol edilmektedir. Sözde üçüncü dünya savaşının sahası bellidir. Ancak El – Kaide ve IŞİD gibi organizasyonlar içinde halkı uzak coğrafyalarda buharlaştıracak cani ve maceraperest komutanlar ve siyasiler henüz halkı tam olarak esir alamamıştır.
Bu koşullar içerisinde Türkiye Halkının Türk Milleti kimliğiyle emperyalizme karşı direnç göstermesi ve işbirlikçilerini demokratik yollarla etkisiz hale getirmesinden başka bir çıkış yolu yoktur. Bu uygarlık savaşında Türkiye halkı eşitlik, kardeşlik ve özgürlük ortamını tesis edecek ve üreten dünyanın mutlu ve müreffeh toplumları arasında yerini alacaktır. Türkiye Cumhuriyeti geçmişte olduğu gibi gelecekte de mazlum milletlerin kurtuluş ümidi olmaya devam edecektir.
—
ADEM KAYAN