Getting your Trinity Audio player ready... |
Emekli amirallerin, “Tekkedeki amiral”, “Montrö’nün tartışmaya açılması”, “Atatürk ilke ve devrimleri” konularında bildiri yayımlamış ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmıştı.
Bildiri, hükümet kanadı tarafından ‘darbe hevesi’ne yorulmuş, re’sen soruşturma başlatılmıştı.
5 Nisan’da imzacı emekli amirallerden 10’u gözaltına alınmış, dördüne ise yaşı nedeniyle üç gün içinde emniyete müracaat etmesi için tebligat yapılmıştı. Savcılığın talebi üzerine 10 amiralin gözaltı süresi dört gün uzatıldı.
Diken’de yer alan habere göre; bildiri nedeniyle gözaltına alınan amirallerden Hakan Eraydın’ın kızı Cansu Eraydın Gürcan, kaleme aldığı mektubundan “Babam ve diğer emekli arkadaşları, pandeminin devam ettiği bir süreçte, son derece kötü nezarethane koşullarına maruz kalmakta. Hem, hepsi aynı zorlu koşullarda tutuldukları için, hem de özellikle bir arkadaşları kanser tedavisi gördüğü halde göz altında olduğundan, babam, kendi sağlık sorunlarını ön plana çıkartmıyor” ifadelerine yer verdi.
Gürcan’ın kaleme aldığı mektup şöyle:
“Babam, Emekli Tuğamiral Hakan Eraydın, bundan tam 10 sene önce Balyoz Davası adı altında tutuklandı. O dönemdeki tutuklanma süreci bile bir şafak operasyonu ile değil; gönderilen tebligatı alır almaz kendisinin ifade vermek üzere adliyeye gitmesi sonrasında gerçekleşmişti.
Eylül 2011-Haziran 2014 tarihleri arasında önce Hasdal Cezaevi’nde, ardından emekli edilip diğer silah arkadaşlarıyla Silivri Cezaevi’nde kaldı. O süreçte, 16 seneye mahkûm edilip, elinden eşlik ve babalık hakları alındı. Daha sonrasında ise önce tahliye edilip, ardından beraat etti.
Babam, 2020 yılının mart ayında, hastanede 3 hafta süren çok zorlu bir Covid tedavisi gördü. Sonrasında, kalp rahatsızlıkları nüksetti ve aritmi sorunları yaşamaya başladı. Nabzı, gün aşırı 220’lerde seyrederken, doktorları bu duruma bir an önce müdahale edilmesi gerektiğini söylediler. Daha geçen ay (Mart 2021); ablasyon, anjiyo, kalbin durdurulup yeniden çalıştırılması gibi işlemleri içeren ağır bir operasyon geçirdi. Böyle bir operasyonun ardından, henüz ilaç tedavisi devam ederken, ikinci defa Covid’e yakalanması telafi edilemez sonuçlara yol açacaktır.
Babam ve diğer emekli arkadaşları, pandeminin devam ettiği bir süreçte, son derece kötü nezarethane koşullarına maruz kalmakta. Hem, hepsi aynı zorlu koşullarda tutuldukları için, hem de özellikle bir arkadaşları kanser tedavisi gördüğü halde göz altında olduğundan, babam, kendi sağlık sorunlarını ön plana çıkartmıyor.
Sabaha karşı göz altına alındığı 5 Nisan’dan bugüne, yalnız avukatlarımız aracılığıyla çok kısıtlı haber alabildiğimiz için, gelişmeleri basın ve internet üzerinden takip edebiliyoruz. 8 Nisan akşamı, televizyonlarda kalp krizi geçirdiği söylendi. O gece aldığımız bilgiler sağlığının iyi olduğu ve kalp krizi değil, tansiyona bağlı bir rahatsızlık geçirdiği yönünde. Ancak, hem o süre zarfındaki rahatsızlığının boyutunu, hem de son durumunu bilememek, sağlığı konusundaki endişelerimizin devam etmesine yol açıyor.
Kanser tedavisi gören Emekli Tuğamiral Ali Sadi Ünsal önceliğimiz olmak üzere, içeride kendi canıyla ve sağlığı ile mücadele eden babam, ve yaşları göz önünde bulundurulması gereken diğer emekli arkadaşları için gereğinin yapılmasını rica ederim.“