Getting your Trinity Audio player ready...
|
Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi’nin birinci bölümü TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Yapılan değişikliklerle kamu kurum ve kuruluşlarında çalışacak öğretmenler de güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kapsamına alınırken, kişinin eşi ile birinci derece kan ve sıhri hısımları hakkında da güvenlik soruşturması yapılması düzenlemesi metinden çıkartıldı.
CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, TBMM’de Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması kanun teklifi hakkında konuştu.
Konuşmasını sadece AKP grubuna dönerek yapmak istediğini belirten CHP’li Erol, kanun teklifini savunan iktidar milletvekillerine 28 Şubat’ı örnek gösterdi. Erdol, “Bir defa, tarihsel süreci şöyle bir değerlendirince ve bu kanun metnini okuyunca hakikaten sizinle ilgili hayrete düştüm. Sanki bu ülkede hiç 28 Şubat süreci yaşanmamış, insanlar değerlerinden, kılıklarından kıyafetlerinden, inançlarından, annesinden, babasından dolayı yargılanmamış gibi, kamu hizmetlerinden mahrum edilmemiş gibi, okullardan atılmamış gibi şimdi onu biraz daha modernize ederek aynı faşist zihniyeti bu parlamentonun gündemine getiriyorsunuz. Bakın, eğer siz kendi varlığınızı, yasaların toplum üzerinde, insanlar üzerinde özgürlüklerini kısıtlayarak sağlayacağınızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Tam tersine, insanlara daha fazla özgürlük alanları tanımalısınız. Size bir örnek vereceğim: 2004 yılında Millî Güvenlik Kurulu bir tavsiye kararı aldı, FETÖ terör örgütüyle ilgili bir araştırma yapılmasıyla ilgili Hükûmete bir tavsiye kararı aldı ve dönemin Müsteşarı Ömer Dinçer televizyonlarda açıklama yaptı, dedi ki: “Evet, bu tavsiye kararının uygulamaya geçirilmemesinin bürokratik muhatabı bendim, ben sorumluluğu aldım ve işleme koymadım.” Siyasi muhatabı da o dönemin Başbakanı, bugünkü Cumhurbaşkanımız sayın Tayyip Erdoğan”dedi.
“DEVLETİN TEMELİNE DİNAMİT”
“Bunlar sadece AKP’de değil, devletin düzenine dinamit koydular” diyen Gürsel Erol, “Şimdi, bakın, o dönem eğer devletin arşivleri, devletin organları ve devletin kurumları doğru çalıştırılmış olsaydı, ciddiye alınmış olsaydı sizin iktidarlarınız döneminde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 356 general kadrosunun 150 tanesi FETÖ’den atılmazdı, 81 ilin 74 emniyet müdürü FETÖ’den dolayı tutuklanmazdı, Yargıtay’ın 133 üyesi FETÖ’den dolayı tutuklanmazdı, Yargıtay üyesi olamazdı, Danıştay’ın 43 üyesi, Anayasa Mahkemesi’nin 2 üyesi, emniyet teşkilatının yaklaşık 30 bin görevlisi, yargının en az yaklaşık 5 bin civarında hâkim ve savcılar… Bunlar ne yaptılar? Bunlar aslında AK Parti’nin değil, devletin, kamunun düzeninin temeline dinamit koydular. Yani sizin verdiğiniz yanlış kararlar yalnızca sizi etkilemiyor. Sizin verdiğiniz yanlış kararlar… Devlet adına alınması gereken tedbirleri almadığınız zaman devlet liyakatini ve devlet geleneğini bozarsınız. Yarın yeni 28 Şubatların olmayacağının garantisi var mı? Peki, 28 Şubatta yaşananları sizin gibi düşünmeyenlere yarın yaşatmanızla ilgili bir hakkınız var mı? Yani bunun yarını da var” dedi.
“FETÖ’CÜ YAKINI BAKAN VE BÜYÜKELÇİ”
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile 26. dönem AKP Milletvekili ve Lahey Büyükelçisi Şaban Dişli’ye dikkat çeken CHP’li Erol, “Eğer güvenlik soruşturmasını tereddüde, şüpheye, araştırmaya dayalı yaparsanız, yedi göbek öteye kadar da giderseniz Şaban Dişli’yi görevden alacak mısınız? Şu anda Türkiye Cumhuriyeti’ni, devleti ve Hükûmeti yurt dışında temsil eden bir diplomat. Sayın Bakanım, alacak mısınız?Siz devlet geleneğinden gelen bir siyasetçisiniz, Şaban Dişli’yi alacak mısınız görevden? Kardeşi FETÖ’cü, içeride. Peki, Tarım Bakanını alacak mısınız? Abisi FETÖ’cü içeride”dedi.
Gürsel Erol, kanun teklifi ile ilgili sözlerini şöyle sürdürdü:
“E, peki, şimdi, FETÖ’yle suçlanan ve FETÖ terör örgütünün darbe girişimine bizzat katılan kişilerin kardeşlerini bu ülkede devletin en önemli görevleri… Bakın, Büyükelçilik sıradan bir bürokratik bir görev değildir, Türkiye Cumhuriyeti’nde makam arabasında Türk Bayrağı’nı taşıyan makam vardır. Bunlardan birisi ilin valileri, birisi büyükelçiler; hem devleti hem hükûmeti temsil eder. Şimdi, hem devleti hem hükûmeti temsil eden birisinin kardeşi FETÖ’den yatacak ama o, devleti temsil edecek. Peki, bu, bir çelişki değil mi? Peki, diğer taraftan, Tarım Bakanı Bakanlar Kurulunda yalnızca tarım politikaları mı konuşulur? Devletin bütün sırları da konuşuluyor, bütün güvenlik politikaları da konuşulur. Peki, yarın, onun FETÖ’cü olmadığı nereden belli? İşte, yaşadık, yaşadık; albaylıktan generalliğe terfi ettirdiğiniz general, daha sonra FETÖ’den açığa alındı. Demek ki olabilir, demek ki kişilerin yorumlarına, değerlendirmelerine göre değil, devletin kurallarına ve kanunun hukuk çerçevesinde uygulanmasıyla ilgili kararlar alınması gerekir. Bunun içindir ki bu yasa doğru bir yasa değil, bu yasa Türkiye Cumhuriyeti’ndeki yurttaşlarımızın yurttaşlık haklarını sınırlayan ve kısıtlayan bir yasadır. Tabii ki grup olarak bu yasaya “hayır” diyeceğiz.”diye ifade etti.
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/yakini-fetocu-olan-bakan-ve-buyukelci-tbmm-gundeminde-gorevden-alacak-misiniz-1826292