Getting your Trinity Audio player ready... |
Kaz Dağı’nda altın madeni işletmek isteyen Kanadalı Alamos Gold’un Türkiye iştiraki Doğu Biga Madencilik Şirketinin Genel Müdürü Ahmet Şentürk’ün DW Türkçe’ye verdiği röportaj altın madenine karşı mücadele eden ekoloji örgütleri tarafından tepkiyle karşılandı. Şirket Genel Müdürünün mücadeleye kibirli yaklaşımını eleştiren ekoloji örgütleri, Şentürk’ün yalan yanlış bilgilerle kamuoyunu yanıltmak istediğine de dikkat çekti.
ŞİRKET YALAN SÖYLEMEYE DEVAM EDİYOR
Kazdağı Ekoloji Platformundan (KEP) yapılan açıklamada, Doğu Ahmet Şentürk’ün açıklamalarının madencilerin rantçı ve doğa düşmanı zihniyetlerini bir kez daha gösterdiği dile getirildi. Şirket Müdürü Şentürk’ün Kirazlı’nın yok olan orman ekosisteminin görüntüsünü “İnşaat başlamış bir alan” olarak değerlendirdiğini aktaran KEP, “Gözü paradan başka şey görmeyen ve sürekli olarak ticari bir işletme olduğunu ve bu iş için bilmem kaç dolar harcadıklarını söyleyen şirket gerçekleri çarpıtmaya ve yalan söylemeye devam ediyor. Doğaya meta olarak bakan bu zihniyetin açıklamalarını ciddiye almıyoruz. Şirket yetkilisinin kamuoyu ve devlet kurumlarına karşı nasıl da saldırgan ve tehditkar bir tavır içinde olduğunu hayretle izliyor, nasıl ve ne hakla cüret ettiğini merak ediyoruz” dedi.
“ALAMOS GOLD İŞGALCİ KONUMDADIR”
Alamos Gold’un ruhsat süresinin 13 Ekim 2019’da bittiğinin altını çizen KEP, “Bu nedenle orman izinleri de iptal edilmiştir. Alan artık Tarım ve Orman Bakanlığının uhdesindedir. Ruhsat uzatma sürecinin hâlâ devam ettiğini iddia eden şirketin iddialarının hiçbir hukuki dayanağı yoktur. 2019 Kasım ayından sonra ruhsat uzatma olanağı hukuken ortadan kalkmış ve süresi dolduğu halde uzatılmayan işletme ruhsatı hukuksal varlığını kaybetmiştir” dedi. Yasanın açık hükümlerine rağmen bölgeden konteynerlerini hâlâ çıkarmamış olan şirketin şu an işgalci konumunda olduğunu aktaran KEP, alanda bulunan konteynerlerin acilen çıkartılması ve alanın rahabilitasyonuna başlanması gerektiğini belirtti.
“ISRARDAN VAZGEÇİN
KEP açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
“Şirket yetkilisi Kirazlı’nın Kaz Dağları olmadığını iddia ediyor. Bilim insanları Kaz Dağları’nın sadece milli parktan ibaret olmadığını ve Kirazlı’yı da içine alan dağlar silsilesi ve bütüncül bir ekosistem olduğunu belirtiyor. Şirket yetkilisi işletme aşamasında siyanür kullanacaklarını ancak bunun tehlikeli olmadığını çünkü içilmeyeceğini söylüyor. Kirazlı projesinde 18 bin 900 ton siyanür kullanılması öngörülüyor. Bu kadar siyanür nereye gidecek? İşlenen cevherin içinden geri alınıp geldiği yere geri mi gönderilecek? Şirketi uyarıyoruz ve sesleniyoruz: ‘Yalan söylemekten, kamuoyunu yanıltmaktan ve Kaz Dağlarını yok etme ısrarından vazgeçin. Yoksa şimdiye kadar gördüğünüzden çok daha büyük bir direnişle karşılaşacaksınız.”
“KİRAZLI ACİLEN REHABİLİTE EDİLMELİ”
Ekoloji Birliği Eş Sözcüsü Süheyla Doğan, Kaz Dağı’nın en fazla 8-10 yıl sürecek madencilik projeleri için feda edilemeyeceğini belirterek, “Bölgenin tarım ve turizm geliri ve sağladığı istihdam madenciliğin sağlayacağı gelir ve istihdamdan kat kat fazladır. Kirazlı Altın Madeni Projesine ve Kaz Dağlarının yüzde 79’unu kaplayan tüm diğer madencilik projelerine karşı bunca yıldır verdiğimiz mücadelemiz tüm kararlılığımızla sürecektir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı şirketin ruhsat hukuku kalmadığını acilen kamuoyuna açıklamalı, Tarım Bakanlığı da Kirazlı’yı acilen rehabilite etmelidir” dedi.
Kaz Dağı’nda altın madenciliğine karşı nöbetin 400 gün değil 10 yıldır sürdüğünü söyleyen Su ve Vicdan Nöbeti Koordinasyonundan Pınar Bilir de şirketin 2009’da devraldıkları ruhsatla ilgili ‘30 yıldır bekliyoruz’ açıklamasına şöyle yanıt verdi: “Çanakkale ruhu topraklarını savunmada bir kez daha hayat bulmuştur ve sonuna kadar da yani Kaz Dağları ekosistemi metalik madencilik projelerinden kurtulana kadar da devam edecektir.” Bilir, şirket yetkilisinin mimiklerinin de içinde bulunduğu yenilgi psikolojisinin bir yansıması olduğunu dile getirdi.
“VİCDANLI OLMALARINI BEKLEMİYORUZ”
Kirazlı Balaban Tepesi’nde altın madeninin çalışmalarını önleyebilmek için 425 gün çadır nöbeti tutanlardan birisi olan Ferzan Aktaş, görevini yapmayan kurumların yaşam savunucularını yine şirket yetkilisiyle karşı karşıya bıraktığını belirterek, “Alamos Gold/ Doğu Biga Madencilik Şirketinin Müdürü, egosu ve kibriyle tüm Türkiye’ye mal olmuş bir mücadeleyi küçümsemeye çalışıyor. Milyonlarca canlının, kurdun, kuşun, karacanın ve insanın yaşam alanı olan Kaz Dağlarının tek başına sahibi olduğunu sanıyor. Kirazlı’nın haline inşaat alanı diyen bir kişinin vicdan sahibi olmasını beklemiyoruz” dedi.
425 gün kar kış demeden tüm baskılara rağmen nöbet tuttuklarını ve madenin ruhsatını yeniletmediklerini aktaran Aktaş “Yalanlarını ve kibirlerini alıp Kaz Dağı’nı terk etsinler. Bilsinler ki Kirazlı’ya verilen zarar telafi edilene ve Kaz Dağlarındaki maden ruhsatları iptal edilene kadar mücadelemiz bitmeyecek” diye seslendi.