1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Delet Adamı Olmanın Böylesi…

Delet Adamı Olmanın Böylesi…

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Getting your Trinity Audio player ready...

HAFIZALARDAN henüz silinmemiştir.

 

Bir 23 Nisan Çocuk Bayramı günü Başbakan iken sembolik olarak Başbakanlık koltuğunda oturan çocuğa “Şimdi Başbakansın ister asar, ister kesersin” demişti.

 

Bu sözler rastgele kullanılmış bir tabir değil, bir niyetin bilinçaltında kökleşmiş ilkel bir zihniyetin dışa vurumudur.

 

O zihniyet hiç değişmeden yıllardır aynen sürüp gidiyor.

 

Ne Türkiye Cumhuriyeti tarihinde daha önce böyle bir şeye rastlanmıştır ve ne de dünyanın hiç bir ülkesinde devlet yönetimi böyle bir zihniyet sahibine bırakılamaz.

 

Devlet bürokrasisinde en üst düzey birimden en alttaki kademeye kadar her makamı kendi emri altına aldı.

 

Onun talimatı olmadan ülke yönetiminde hiçbir idari işlem yapılamıyor.

 

Her şey onun saltanat tahtını korumak için…

 

TÜİK Başkanları sarayın toplum uyanmasın diye enflasyon rakamlarının düşük gösterilmesi talimatına pek uymadıkları için defalarca değiştirildi.

 

Devlette devamlılığı, ekonomik istikrarı sağlamak için bütün dünyada bağımsız olan Merkez Bankası Başkanları emirlere uymadığı ya da hatır gönül için o makama getirilen liyakatsiz kişilerden oluştukları için 20 ayda dört kez değiştirilerek, Maliye yönetimi yazboz tahtasına döndürüldü.

 

TÜBİTAK’a vücut dilinden anlayan Hayvanat Bahçesi müdürü başkan yapıldı.

Türkiye’nin Bern Büyükelçiliğine yabancı dil bilmeyen ve Din Hizmetleri Müşaviri olarak alınan eşi, ayrıca tercümanı ile birlikte ülkeye aylık maliyeti 26 bin dolar olan bir şahıs Basın Ataşesi olarak atandı.

 

Devlet böyle mi yönetilir?

 

80 milyon insan onun umurunda değil…

 

CHP’li Belediyelerin halka verdiği hizmetleri engellemek amacıyla kararnamelere çıkartıyor. Bütün akıl, mantık dışı ve toplum aleyhtarı kararnamelerin altında onun imzası var.

 

Kadına şiddet olaylarına önlem olabilecek olan, üstelik altında şahsının imzası olan İstanbul Sözleşmesini iptal ederek kendine özgü doğallığına geri döndü.

***

KORONA salgının yayılmasına karşı önlem olarak insanların toplu halde bulunmamaları için sokağa çıkma yasakları getirilmişti.

 

Büyük bir toplum kesiminin işlerini kaybedip büyük geçim sıkıntısına düşmelerinin, ekonominin işlem hacminin daralmasının nedeni olan binlerce işyeri kapandı.

 

Bir tarihte “Amaçlarıma ulaşmak için papaz elbisesi bile giyerim” demişti. Henüz papaz elbisesi giydiğini görmedik ama verdiği bütün talimatların amacı ülkeye ulusa hizmet için değil koltuğunu kaybetmemek için…

 

Koltuğu kaybetmemek için güç gösterisi olsun diye kendi onayladığı kararları delerek parti kongreleri düzenleyerek yüzbinleri bile bile ölüm tehlikesine sürüklüyor şimdilerde…

 

Sokakta maske takmayan insanlara para cezası uygulanırken otobüs filoları ile taşınarak lebalep doldurulan kongre salonlarında ne sosyal mesafe kavramı ne hijyenik kurallar uygulanmıyor.

 

İnsanlar ne kadar cahil olsalar da onu bile bile istediğini assın istediğini kessin, ülkeyi batırsın, yolsuzluklar yapsın, fakir fukaranın nafakasından kesilen vergi gelirleri ile saraylar yaptırıp içinde yaşasın, insanları köleleştirsin diye o koltuğa oturtmadılar.

 

Ulusa hizmet etsin diye ve buna inandıkları için oturttular.

 

Tamam, büyük halk yığınları ne yazık ki siyahla beyazın ayırdını hala yapamayacak kadar cahil de…

 

Ama ah be Deniz Baykal…

 

Bunun böyle olacağını daha önce verdiği işaretlere rağmen hiç mi anlayamadı?

Geceleri başını yastığa koyduğunda rahat uyuyor mu acaba?

 

Ah be Deniz Baykal…

 

Ülkenin başına nasıl bir çorap örüleceğini daha önce verdiği işaretlere rağmen hiç mi anlayamadı?

 

Cumhurbaşkanlığı hayâllerine kapılıp “Herkesin siyaset yapmaya hakkı vardır” diyerek ahkâm çıkaracağına, “Bir de Başbakan olursa çekeceğimiz var” diyen gerçek devlet adamı bilge insan Bülent Ecevit’in öngörüsüne kulaklarını açsaydı keşke…

 

Ne ülkenin başına böyle bir dert açılmasının vesilesi olur ve ne de kaset şantajına maruz kalıp siyasi hayatı biterdi.

 

Yine bir tarihte Atatürk’ün kurduğu laik Cumhuriyeti en kısa zamanda din ve şeriat devletine dönüştüreceğine yeminler kasemler etmişti.

 

Ah Deniz Baykal ah ki ne ah…

 

Bundan da mı da hiç mi bir anlam çıkaramadın?

 

Delet Adamı Olmanın Böylesi…
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin