|
Getting your Trinity Audio player ready...
|
İnsanlar köylerden kentlere göç ederken iktidarlar ve devlet tarafından hiç bir plana ve programa tabi tutulmadılar.
Köylerden şehirlere saldık bayıra mevlam kayıra misali.
İnsanlar, şehirlere gelince önce kendilerine iş buldular, sonra kendilerine bir gecekondu yapmak için arsa aramaya başladılar. Daha sonra çocuklarını okutmak için okul aradılar. Kimisi buldu kimisi buldu çocuklarını okuttu melek sahibi yaptı kimisi bunu başaramadı . Daha sonra şehirler dolunca, gecekondulara imarlar verildi çeşitli yöntemlerle. Gecekondular yerine çarpık kentleşmenin ileri aşaması olan apartmanlarla beton kentler oluştu. İnsanların ihtiyacı olan üretim alanları ve sosyal yaşam alanları hesaba katılmadı hiç bir yerde…
Zaten, Türkiyenin hiç bir köyü plansız ve proğramsız olarak geleceği öngörülmeden tesadüflere dayalı OLARAK oluşmuştu. Köylüler kentlere akın edince bu sefer kentler ve şehirler tesadüflere dayalı OLARAK oluşmaya, beton yığınlarına dönüşmeye başladı.
Buna parelel olarak ülke insanı, üretim anlayışından tüketim anlayışına doğru yol almaya başladı.
Aslında Cumhuriyetin kuruluş yıllarında her şeyin planı ve programı yapılmıştı. Halk evleri, Köy enstitüleri, İdeal Cumhuriyet köy projeleri, toprak reformu ve benzer projeler vardı.Ancak İktidar partisi değişince Cumhuriyetin temeli olan projeler; 1950 den itibaren devre dışı bırakıldı. O günden itibaren bugün gelinen zor yaşam koşulları oluşmaya başladı.
Bugün gelinen durum, tüketime dayalı beton ormanı kentlerde hem insan sağlık açısından, hem de ekonomik zorluklar bakımından yaşanamaz hale gelmiştir.
Bu zor yaşam koşullarından çıkış; ancak ve ancak ülkenin her yerinde, üretim kentleri projeleri seferberliği başlatılarak, insan yaşamını üretime dayalı eğitime tabi tutmakla mümkün olabilir.
Ülkenin Şehircilik, tarım, ziraat, eğitim ile ilgili üniversiteleri, okulları öncülük yapmalıdır.. .
Aksi taktirde tüketime dayalı, siyasi kargaşaya dayalı kurumlar ve yöntemler çözüm değil sorun üretmeye devam edecektir…
Olması gereken; eğitim, üretim, yönetim, denetim okullarına dayalı bilimsel, mesleki temsile dayalı Yeni Yaşam Düzenidir…
Planlanmayan gelecek, keşf edilmeyen kullanılmayan yetenekler olur felaket…
Ailelerin, Toplumun, Ulusun ve ülkenin geleceği tesadüflere bırakılamaz, terk edilemez…
Sorun çok çözüm tek; toplumsal dayanışma üretime dayalı kurumsal yapılanma ve mesleki temsile, ehliyete, liyakata dayalı Yeni Yaşam Düzeni…