1. Haberler
  2. Gündem
  3. “Reformlar”ın Gerçek Sahibi; Emperyalist Güçlerin Kurumsal Kimliği, Dünya Bankası

“Reformlar”ın Gerçek Sahibi; Emperyalist Güçlerin Kurumsal Kimliği, Dünya Bankası

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Getting your Trinity Audio player ready...

 

Prof. Dr. Nazan Savaş, çocuklara “Küçük Yeşil Sabun” öyküsünü okudu … – Antakya Gazetesi | Antakya’nın Tarafsız Haber Portalı

Prof. Dr. Nazan SAVAŞ
Halk Sağlığı Uzmanı

Türkiye’nin sağlık, enerji, ulaşım, eğitim, tarım vb. pek çok alanda neo-liberal sisteme dönüştürülme süreci 1978’de başlamış olup, 40 yılı aşkındır sürmektedir (1). Bu süreçte Dünya Bankasınca (DB) çok sayıda rapor yazılmış, ikraz anlaşmaları yapılmış, hukuksal düzenlemeler gerçekleştirilmiş ve Dolar olarak çok yüklü krediler alınmıştır (2-7). Anayasa dahil, temel yasalar, neo-liberal dönüştürülmeye uyarlanmış ve çoğu “uyarlama” Yasa Gücünde Kararnameler (YGK) ile gerçekleştirilmiştir (7). DB denetiminde gerçekleşen ve “REFORM” olarak adlandırılan (!) bu süreçte çoğu zaman milletvekilleri ve bürokratlar dahil, kimse asıl planlayıcı ve dönüştürücü güç olmamıştır.

DB Grubu 5 kurumdan oluşmaktadır :

1- IDA (Uluslararası Kalkınma Birliği)
2- IBRD (Uluslararası Yeniden Yapılanma ve Kalkınma Bankası)
3- IFC (Uluslararası Finans Kurumu)
4- MIGA (Çok Taraflı Yatırım Garanti Ajansı)
5- ICSID (Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıkları Çözüm Merkezi’dir.

IDA en yoksul ülkelere faizsiz uzun süreli kredi sağlarken, IBRD orta gelirli ve kredi itibarına sahip yoksul ülkelere 5 yıl geri ödemesiz 10-15 yıl süreli krediler sağlamaktadır (8).

IFC gelişmekte olan ülkelerde özel sektör kuruluşlarına kredi vermekte,

MIGA ise politika ve danışmanlık hizmetleri kapsamında ülkelere yabancı sermaye akışını teşvik etmektedir.

IFC kredi verirken yerli ve yabancı özel sermayeyi bir araya getirmeye çalışarak şirketlere ortak olmakta ve yatırım fonları kurabilmektedir (8-10). IFC, 2. operasyon merkezini Washington D.C.’den sonra 2010’da İstanbul’da açmıştır (11). O yıldan başlayarak IFC ortaklı firmalarca çok sayıda kamu-özel ortaklı yapı inşa edilmiş ve işletilmektedir.

İkraz anlaşmaları çerçevesinde DB’nin Türkiye’ye kredi verme biçimi :

. 1980-90 döneminde “Structural Adjustment Loan (SAL) – Yapısal Uyum Kredisi” kapsamında gerçekleştirilirken (5,6),
. 2000-2008 döneminde “Country Assistance Strategy (CAS) – Ülke Yardım Stratejisi” kapsamında (12,13),
. 2008-11 dönemi ve sonrasında ise “Country Partnership Strategy (CPS) – Ülke Ortaklık Stratejisi” kapsamında gerçekleştirilmiştir (14).

 

Bu ne demektir?

Önceleri salt borçlandırılıyorken 2008 sonrası dönemde MIGA ve IFC üzerinden Kamu – Özel Ortaklı yapılar aracılığıyla hem borçlandırılıyoruz, hem de IFC’yi binamıza/malımıza, donanımıza, işletmemize ve kârımıza ortak ediyoruz demektir. Çünkü özel kesim ister Türk firması olsun, ister yabancı firma olsun en büyük ortağı IFC‘dir. IFC ile firmaları bir araya getiren kurum da MIGA’dır. Bu yapıların hemen tümü merkezi yönetim bütçesi (genel bütçe) güvenceli yapılardır. Çoğu kamu-özel ortaklı ya da Yap – İşlet – Devret yapıları işleten firmalar da IFC ortaklıdır. Örneğin İstanbul Havalimanını işleten (bakım vb.) firma yabancıdır ama en büyük ortağı IFC’dir. Ankara yüksek hızlı tren garı 19 yıl yolcu güvenceli IFC ortaklı firmaca yapılmış ve işletilmektedir. IFC ayrıca kimi bankalara da (örn. Garanti) kredi vermekte, bu krediler aracılığı ile KOBİ’lere, kadın girişimcilere vb. destek olmaktadır (15). KOBİ’ler ve kadın girişimciler gerçekte bankaya değil, IFC‘ye borçlan(dırıl)maktadır.

. Bu yolla IFC, IMF‘nin de önüne geçmektedir.

Dünya Bankası güdümünde dayatılan Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında yapılan Şehir Hastaneleri de IFC ortaklı firmalarca (örn. Rönesans Firması) yapılmıştır (16). Yine Külliye, MİT binası, Yargıtay Binası ve Külliye’deki kütüphane de yine aynı firmaca yapılmıştır. Dolayısı ile Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli binalarının yapımını gerçekleştiren bu firmanın yabancı sermaye ortaklı yapı olması ne derece doğrudur ve bu firmaya ödemeler ne yolla yapılmıştır? Binaların mülkiyeti ve işletmesi hakkında ortaklıklar söz konusu mudur? Bunları bilmiyoruz.

Önümüzdeki süreçte yapılması planlanan “REFORMLAR“ın da aynı biçimde gerçekleş(tiril)eceği açıktır.

. Yani baş aktör AKP değil, emperyalist güçlerin kurumsal kimliği olan DÜNYA BANKASI‘dır.

“Reformlar”ın Gerçek Sahibi; Emperyalist Güçlerin Kurumsal Kimliği, Dünya Bankası
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin