Getting your Trinity Audio player ready...
|
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesine ilişkin üç sanık polisin “bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme”, firari PKK terör örgütü üyesi Uğur Yakışır hakkında ise “iki polis memurunu öldürme”, “bir polis memurunu öldürmeye teşebbüs etme” ve “Elçi’yi olası kastla öldürme” suçlarından açılan davanın ikinci duruşması dün görüldü. Sanık polislerin tutuklanması talebi reddedildi.
Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya sanık polisler bulundukları illerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) bağlandı.
Elçi’nin eşi Türkan Elçi ve kardeşleri, Diyarbakır Barosu ve çok sayıda kurum davaya katılma talebinde bulundu. Suçtan zarar görme ihtimallerine binaen mahkeme, Türkan Elçi, Ömer ve Mehmet Elçi ile Diyarbakır Barosu’nun davaya katılma talebinin kabulüne, diğer kurumların zarar görmediği gerekçesiyle davaya katılma taleplerinin reddine karar verdi.
Heyet ilk olarak Türkan Elçi’ye söz verdi. 132 gün önce davanın ilk duruşmasının görüldüğünü anımsatan Elçi, “Uzun yılların ardından açılan bir cinayet dosyasının adalet arayışının ilk adımları atılacaktı, umutluyduk. Bizim arkamızda ne devlet gücü ne devlerin gücü ne de sırtımızı yaslayacağımız duvarlarımız var. Bizimle sürekli beraber yürüyen ölülerin sesleri var hepsi o kadar” diye konuştu.
Sanık polisler savunmalarında Tahir Elçi’ye ateş etmediklerini ve olay anını görmediklerini öne sürerken, Londra Üniversitesi’ne bağlı Adli Mimarlık Bölümü’nün Elçi’nin öldürülmesine ilişkin rapora mahkemenin itibar etmemesini istediler.
İlk olarak savunma yapan sanık polis Sinan Tabur, “Meydanda silah sesi gelince cami girişinde silahımı doldurarak beklemeye başladım. İlk şahsa iki el, sonra gelene 4 el atış yaptım. Yaralandıktan sonra ateş etmedim. Silahı yere koydum” dedi.
‘AYAKLARINA ATEŞ ETTİM’
Sanık polis Mesut Sevgi ise savunmasında, “Görevimiz basın açıklamasını kayıt altına almaktı. Basın açıklaması bitti. Yaşlı bir adam Tahir Elçi’nin yanına geldi, konuşma bitmeden silah sesi geldi. Balıkçılarbaşı istikametine baktığımda iki kişinin geldiğini gördüm. İlkinde silah yoktu, ikincisinin elinde silah vardı. Ben de ayaklarına doğru ateş ettim. Tahir Elçi’nin vurulma anını görmedim. Mermim bittiğinde bir kişinin yerde olduğunu gördüm” diye konuştu.
Sanık polis Fuat Tan da savunmasında, “Benim olduğum yerde Tahir Elçi’yi görmedim. Bir şahsın yerde yüzüstü olduğunu gördüm. Daha sonra Tahir Elçi olduğunu fark ettim. Dört Ayaklı Minare bizim Tahir Elçi’yi görmemizi engelliyordu. Şahısların sokağa girmesiyle birlikte silah sesleri çoğaldı. Hangi silahtan hangi ses geldiğini ayırt edemezdik” ifadelerini kullandı