|
Getting your Trinity Audio player ready... |
Gazeteci-yazar Murat Yetkin, AKP’nin Mart ayında gerçekleşecek 7’nci Olağan Büyük Kongresi öncesi, parti yönetiminde yapılması beklenen değişiklere ilişkin dikkat çekici bir iddiada bulundu.
Yetkin, konuya ilişkin Yetkin Report’ta kaleme aldığı yazısında AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AKP yönetim kademelerini yeniden yapılandırma çabası olduğunu belirterek “Erdoğan’ın bir yandan da içeride ve dışarıda parti-devlet, tek adam eleştirilerine karşı AK Parti’nin başına, kendisiyle otorite yarışına girmeye çalışmayacak bir isim getirme ihtimali de konuşuluyor Ankara’da” dedi.
Yetkin, buna karar verilmesi halinde, partinin genel başkanlık koltuğuna getirilmek üzere Binali Yıldırım, Numan Kurtulmuş ve Süleyman Soylu gibi isimlerin konuşulduğunu ifade etti.
‘SIRA ERDOĞAN’A GELECEK’ ENDİŞESİ
Murat Yetkin, CHP’nin “Damat nerede? 128 milyara ne oldu?” kampanyasına dava açan eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’la ilgili de, AKP’nin 19 yıllık iktidarı boyunca ‘nadir görülen bir savunma pozisyonuna geçtiğini’ belirterek, “Belli ki AK Parti, Albayrak için müdafaa hattı kurmazsa sıranın ‘Ekonominin sorumlusu benim’ diyen Erdoğan’a geleceği endişesinde” yorumunu yaptı.
AK Parti cephesinde hafta sonu ilginç gelişmeler vardı. CHP’nin açtığı “Damat nerede? 128 milyara ne oldu?” kampanyası AK Parti’yi Berat Albayrak’ı dört koldan savunmak zorunda bıraktı. Albayrak, görevdeyken de halkın en sevdiği siyasetçiler arasında değildi. Dolayısıyla şimdi Albayrak güzellemelerine baş vurulmasının AK Parti’ye ne kazandıracağı belli değil. Ama Beştepe’den Kabineye, oradan TBMM Grubu ve Parti sözcülüğüne dek “Albayrak’a laf söyletmeyiz” savunusu başladı. AK Parti 19 yıllık iktidarı boyunca nadir görülen bir savunma pozisyonuna geçti.
Bu müdafaalar içinde en ilginci, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Albayrak yerine Hazine ve Maliye Bakanı atadığı Lütfi Elvan’dan geldi. Elvan CHP’yi Albayrak döneminde devlet kasasından giden 128 milyarın hesabını sorduğu için kınadı ve hatalı Albayrak politikalarını ortadan kaldıran kişi olarak onu savunur durumda kaldı. Bu durumun Elvan’a iç ve dış piyasalarda duyulan güveni etkileme ihtimali anlaşılan şu anda Albayrak’ı kıymeti bilinmemiş ekonomi üstadı olarak yeniden parlatma ihtiyacı kadar önemli değil Erdoğan ve AK Parti bakımından.
Çelişkili bir durum
İşin ilginci bu savunma kampanyası sürerken AK Parti İstanbul teşkilatında Albayrak odaklı önemli bir değişiklik olmasıydı. Parti içinde 2019 yerel seçiminde “İstanbul’u kaybeden adam” olarak anılan İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak görevden çekilecek, yerine Saadet Partisi kökenli Osman Nuri Kabaktepe İl Başkanlığına aday olacaktı. Şenocak, İstanbul Belediye seçiminde CHP’li Ekrem İmamoğlu’na rakip olan Binali Yıldırım’ın itirazına rağmen Albayrak desteğiyle yerini korumuştu. Erdoğan’ın İstanbul’daki etkili AK Parti ilçe başkanlarının talebi üzerine Şenocak’ın çekilmesine onay verdiği medyaya yansıdı.
Bir yandan Albayrak’a yakın üst bürokratlar birer birer, dikkat çekmeden görevden alınıyor, Parti örgütünün en önemli kolu olan İstanbul’da Albayrak etkisi geriye itiliyor, diğer yandan Albayrak iktidarın etkili isimlerinde neredeyse aziz mertebesinde övülüyor.
Bu arada Albayrak da kendisine iftira attığı iddiasıyla CHP aleyhine 500 bin liralık dava açıyor. AK partililer, CHP’lilerin #DamatNerede etiketine karşı sosyal medyada #BeratAlbayrakYanındayız etiketi açtı. Belli AK Parti, Albayrak için müdafaa hattı kurmazsa sıranın “Ekonominin sorumlusu benim” diyen Erdoğan’a geleceği endişesinde.
AK Parti bindiği dalı kesiyor
Üstelik İletişim Başkanı Fahrettin Altun’dan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’e, oradan TBMM Grup Başkanvekili Bülent Turhan’a ve kuşkusuz Lütfi Elvan’a dek bu müdafaa hattını kuranlar da Albayrak isminin oy getirmeyeceğini biliyorlar.
Bu arada AK Parti cephesinde oy getirmeyeceği apaçık başka hamleler de göze çarpıyor.
Örneğin Grup Başkan Vekili Özlem Zengin’in namuslu kadının çıplak üst aramasını bir yıl sonra ifşa etmeyeceğinden başlayıp, talimatla hamile kalıp hapse giriyorlar söylemine varması, insan haklarından söz eden bir hukukçu için olacak aymazlık değil.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Boğaziçi Üniversitesi olaylarından eski Rektör Üstün Ergüder’i sorumlu tutması, özellikle İstanbul’da, geçmişte “Yetmez ama evet” diyen liberal kesimi kesinkes AK Parti karşıtı yapacak türden. Soylu’nun HDP’li Pervin Buldan’ı PKK şefleriyle gösteren fotoğrafına Buldan’ın “Erdoğan’ın bilgisi altında gittik” demesi de gözleri Buldan’ın başka ne diyeceğine çevirdi.
AK Parti’nin 2019 seçimlerindeki yenilgisinin sorumlularından Mehmet Özhaseki’nin CHP ve HDP’ye oy verenlere “lanet” okuması -ve sonra amacını aştığını söylemesi- kalpleri fethedecek türden değil.
Neden şimdi, neler oluyor?
Her AK Partilinin Mart sonunda yapılması beklenen AK Parti Kongresi öncesinde kendisini Erdoğan’a hatırlatma yöntemi farklı. Erdoğan’ın AK Parti yönetim kademelerini yeniden yapılandırma çabası var. Erdoğan’ın bir yandan da içeride ve dışarıda parti-devlet, tek adam eleştirilerine karşı AK Parti’nin başına, kendisiyle otorite yarışına girmeye çalışmayacak bir isim getirme ihtimali de konuşuluyor Ankara’da.
Eğer buna karar verirse, Binali Yıldırım’dan Numan Kurtulmuş’a, Süleyman Soylu’ya dek isimler dolaşıyor etrafta. Berat Albayrak müdafaa hattının şimdi kurulmasında Kongre sürecinin de etkisi var.
Ancak bu süreçte öne çıkan isimlerin ortak bir teması var. O da CHP ile HDP’nin işbirliği yaptığı iddiasıyla İYİ Parti ile CHP’nin Millet İttifakını çatlatmak. Şimdiye dek Kemal Kılıçdaroğlu da Meral Akşener de tuzağa düşmedi. Erdoğan ve Cumhur İttifakı ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli ise durmaksızın aynı noktayı hedef alıyor.
Albayrak müdafaasının Cumhur İttifakının anketlerdeki oy kaybını durdurması umuluyorsa, geriye “Hayırlara vesile olsun” demekten başka bir şey kalmıyor.
