Getting your Trinity Audio player ready... |
Orhan Veli, “GÜZEL HAVALAR” isimli şiirinde der ki; “Beni bu güzel havalar mahvetti,/ Böyle havada istifa ettim/ Evkaftaki memuriyetimden./ Tütüne böyle havada alıştım,/ Böyle havada aşık oldum;/ Eve ekmekle tuz götürmeyi/ Böyle havalarda unuttum;/ Şiir yazma hastalığım/ Hep böyle havalarda nüksetti;/ Beni bu güzel havalar mahvetti.”
Saygıyla andığımız Orhan Veli gibi, bizi de bu güzel havalar mahvedecek!..
Aslında havaların güzelliği de tartışmalı. Ocak ayını yarılar gibiyiz. Ama karı, yağmuru bırak, bulut bile yok. Güneş bütün güzelliği ile tepemizde. Sıcaklık 18-20 derece. Barajlar boşalmış. Dereler, göller kurumuş. Bununla birlikte, gene Orhan Veli’nin, “bir elinde cımbız,/ bir elinde ayna./ Umurunda mı dünya!” dediği gibi. Dünya kimsenin umurunda değil, herkes güneşin ve güzel havaların tadını çıkarıyor.
Sözde kafeler kapalı. Ama millet, “bize her yer kafe” diyor. Katlanır koltuğu ile masasını kapan sahile fırlıyor, sofrasını kuruyor, çıkarıyor muhabbetin keyfini!..
Öyle görülüyor ki kar, yağmur, rüzgarla birlikte sıcaklık sıfıra doğru inmedikçe, millet için “hayat eve sığmayacak” ve biz Corona’dan kurtulamayacağız!..