Getting your Trinity Audio player ready...
|
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, partisi adına her hafta düzenlenen 2020’nin son basın açıklamasında konuştu. Konuşmasına her hafta olduğu gibi, yurttaşları ve sansür girişimine rağmen açıklamayı yaymak için çaba veren gençleri selamlayarak başlayan TİP Genel Başkanı, Meclis’in bir ay tatil edilmesine tepki gösterdi.
Ülkenin içinden geçtiği durumda emekçiler ölümle burun buruna olmak pahasına çalışmaya devam ettiğini ve yurttaşların açlıktan ölmemek için her tür risk göze alıp işlerine gittiğini hatırlatan Baş, bu koşullarda Meclis’in bir ay tatil edilmesini “ayıp” olarak niteledi.
En son Genel Kurul’da kabul edilen, dernek ve vakıfların faaliyetlerini kısıtlayan, kayyum atanmasının önünü açan, yardım toplamayı engelleyecek maddelerin de yer aldığı Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi’ne de değinen Baş, bu kanuna dikkatle bakıldığında büyük bir skandal yaşandığının altını çizdi.?Uluslararası bir kuruluş olan Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF) tavsiye kararlarıyla bu teklifin sunulduğunu ifade eden Baş, bu kuruluşun 7 No’lu tavsiye kararı gerekçe gösterilerek iktidar tarafından bu bahaneyle dernekler ve sivil toplum örgütlerinin denetimine geçtiğini vurguladı.
‘EY AKP NEDEN KORKUYORSUN?’
FATF’ın “Siyasi Nüfus Sahibi Kişiler” başlığıyla 12 No’lu bir tavsiye kararı daha olduğunu belirten Baş, partisi adına, bu tavsiye kararına neden uyulmadığını sordu. Kararda kastedilenin yöneticiler ve yakınları tarafından gerçekleştirilen işlemlere konu olan fonların ve mal varlıklarının yakından takip edilmesi ve kaynağının tespiti olduğunu ifade eden Baş, Ey AKP neden korkuyorsun? Sizin tanıdığınız, bildiğiniz kamu görevlileri ve yakınları arasında mal varlıklarından korktuğunuz birileri mi var?” şeklinde konuştu.
BAŞ’TAN 2020 DEĞERLENDİRMESİ
TİP Genel Başkanı, konuşmasının devamında 2020 yılını değerlendirdi. Baş’ın konuşmasının tamamı şöyle:
2020 yılının son basın toplantısını yapıyoruz. Yalnız Türkiye için değil, tüm dünya için de oldukça zor bir yılı geride bırakıyoruz.
Bir virüs ortaya çıktı ve egemenlerin doğaya açtığı savaşın çok ağır bir bedelini ödedik. Toplumcu, halkçı sağlık anlayışından vazgeçmenin, sağlıktan para kazanma hevesinin ölümcül sonuçları olabileceğini çok açık bir şekilde yaşadık. Evrimi, bilimi ve biyolojiyi yok sayanların; evrim, bilim ve biyolojiden çok ağır tokat yediği bir yılı geride bıraktık. Kâr hırsının, rantın, paranın insanlık için ne büyük bir yıkım yaratabileceğine tanık olduk.
Sarılamadık, kucaklaşamadık, el ele tutuşamadık, ölülerimizi bile hep birlikte toprağa veremedik. Kimimiz kapanmanın, kimimiz kapanamamanın acısını yaşadık. Emeğin, sağlığın, dayanışmanın, doğanın değerini anladık.
Bu bir muhasebe konuşması olsun istiyorum. Unutmayalım! Ne bizi yönetenlerin yaptıklarını, ne de bizlerin inancını…
2020, karanlıkların en koyusuydu diye anılacak.
COVİD-19 SALGINI
Ama bugün itibariyle koronavirüs belası nedeniyle, resmi rakamlarla 20 binin üzerinde yurttaşımızın hayatını kaybettiğini, sadece İstanbul’dason beş yılın ortalamasına göre 18 binden fazla yurttaşımızı kaybettiğimiz unutmamalıyız.
En az 302 sağlık emekçisi pandemi nedeniyle, mesleklerinin gereğini yaparken hayatını kaybettiğini unutmamalıyız.
2020’de bu iktidar, Covid-19’un sağlık emekçileri için meslek hastalığı sayılmasın diye harcadığı çabayı da sağlık çalışanları için ek ödemeler yapmamak, 3600 ek göstergeyi çıkarmamak için harcadığı çabayı da unutmamalıyız.
Sağlık ordusuna katılmak isteyen yüz binlerce emekçinin atamasını yapmadıklarını hiç aklımızdan çıkarmayacağız ve bu iktidarın tüm bunlar yaşanırken TTB kapatılsın diye uğraştığını da unutmayacağız.
SAĞLIK EMEKÇİLERİNİN MÜCADELESİ
Ve hatırlayacağız!
Bu ülkede 200 bin sağlık emekçisinin, maaşları, ek ödemeleriyle 4 bin TL’yi bulmayan gelirleriyle sadece insanlar iyileşsin diye nasıl emekler verdiklerini hep hatırlayacağız.
Gülünç rakamlarla, olağanüstü saatler boyunca çalışmak zorunda kalan genç asistan hekimlerin binlerce yurttaşımızı kurtardığını hatırlayacağız.
2020’de sağlık emekçilerinin harcadıkları çabayı sevgi ve saygıyla hatırlayacağız.
Umut yaşatmak için sergilediğiniz direnişte…
2020’de parası olmadığı için tedavileri yapılmayan küçücük SMA hastalarının ailelerinin direnci bizi geleceğe taşıyacak, umudu ve mücadeleyi büyütecek.
‘UMUT DAYANIŞMADA’
Kendisine bütçeden günde 58 milyon TL para ayıran Saray’ın, yurttaşlarımıza bu zor günlerinde maddi destekte bulunmak yerine İBAN numarası gönderip, yurttaşlardan para istediğini unutmayacağız.
2020’de bu iktidar, yurttaşların kendi oluşturduğu dayanışma ağlarını yasaklamak için uğraştı. Belediyelerin yardım ve desteklerini engellemek için çaba harcadı. Yurttaşına bir maskeyi dağıtmayı beceremedi.
Ve elbette hatırlayacağız; 3 boyutlu yazıcılarla siperlik üreten mühendislerin oluşturduğu dayanışma ağını…
Birleşmiş Milletler’den ödül kazanan Kadıköy Dayanışması’nı hatırlayacağız, yaşlı yurttaşlarımıza yemek götürmek için emek veren binlerce genç kardeşimizi hatırlayacağız.
Pandemide işsiz kalan sahne emekçileri için organizasyonlar yapan sanatçı dostlarımızı hatırlayacağız.
2020’de biz bunları hatırlayacağız. ‘Umut insanda’ diyeceğiz. ‘Umut dayanışmada’ demeyi sürdüreceğiz.
‘İKTİDAR ÖNCE BİLİMDEN, EĞİTİMDEN, KÜLTÜRDEN VAZGEÇTİ’
Unutmayacağız!
Pandemide bu iktidar önce bilimden, önce eğitimden, önce kültürden vazgeçti. Camiler açıldı, sahneler, konser salonları, sinemalar kapandı. 2020’de Ayasofya şov için, oy için ibadete açıldı ama AKM açılmadı!
Tüm ülkeler, tedbir alıp çocukların okula gitmesini sağlamayı birinci önceliği haline getirirken, Türkiye’de okullar kapatıldı.
Bu iktidar bir tablet dağıtmadı. Telekomünikasyon şirketleri zarar görmesin diye interneti ücretsiz hale getirecek hiçbir adım atmadı.
Öğretmenlerin 3600 ek gösterge talepleri yerine getirilmedi.
‘BU ÜLKENİN UMUDU SİZSİNİZ’
İktidarın bunca basiretsizliğine, halk düşmanlığına karşın 2020’de 60 binden fazla kitap yayımlandı. Binlerce şarkı yapıldı. Film yapıldı. Üretmeye, yaratmaya devam ettik.
Derse katılamayan öğrencisine ulaşmaya çalışan, şartlar ne olursa olsun eğitim vermek için uğraşan öğretmen arkadaşım. Seni hatırlayacağız. Kardeşlerini alıp dağ başına çıkan, internete ve eğitime erişmek için kilometrelerce yol yürüyen küçük kardeşim. Seni hatırlayacağız
Kendi yemeğinden kısıp, internet parası, tablet parası ayırmaya çalışan anneler, babalar veli arkadaşlarım. Sizlerden binlerce var! Bu ülkenin umudu sizsiniz. Ve bu ülke 2020’de sizi hatırlayacak.
Umut eğitimde, kültürde, bilimde, çocukta…
‘GENÇLERİMİZİ SİZDEN KURTARACAĞIZ’
Unutmayacağız!
2020’de iktidarın geleceğini kararttığı genç kardeşlerimin yüzde 76’sı yurt dışına çıkmak istiyor. Bu ülkedeki gençlerin en az yüzde 40’ı iş arıyor! 3 gençten 2’si sadece yol-yemek parasıyla çalışmaya razı hale geldi. Ve on binlerce öğrenci tutuklu…
Unutmayacağız! Bu iktidar bu yıl, sosyal medyayı kontrol altına almak için yasalar geçirdi. Üniversitelere, öğrenci yurtlarına, evlerine ‘fuhuş yuvası’ diyen gerici, yandaş profesör seni de unutmayacağız! Unutmayacağız ki, Türkiye’nin geleceğinde size, sizin bu sapkın görüşlerinize yer olmayacak. Gençlerimizi sizlerden kurtaracağız.
‘UMUT GENÇLERİN İSYANINDA’
Bu ülke, binlerce gencin alın teriyle, emeğiyle, üretimiyle, yaşama sevinciyle ayakta.
Pandemide onlar dayanışma sergiledi, sorunları onlar haykırıyor. Hayvanları koruyor, iklimi krizini haykırmak için seferber oluyor.
Gerici rektörlerine, profesörlere meydan okuyor. Araştırıyor, inceliyor, irdeliyor, tartışıyor, tepki gösteriyor, üretiyor.
Umut genç arkadaşımda! Umut gençlerin heyecanında, isyanında, yaratıcılığında…
‘İKTİDAR KADINLARA KARŞI’
Hiç unutmayacağız!
2020’de Aralık ayı başına kadar en az 275 kadın öldürüldü. 161 kadının ölümünde cinayet şüphesi var. Gülistan Doku’nun, Nadira’nın, Pınar’ın, Ceren’in ve yüzlerce kadının katilleri hâlâ serbest.
2020’de 18 milyonluk İstanbul’da yalnızca bir tane Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezi bulunuyor.
İktidar ‘evde kalın’ diye bağırıyor ancak evde şiddete uğrayan kadınları korumak için hiçbir şey yapmıyor. Pandemide yine kadınlar şiddete uğradı. Ev içi şiddetin mağdurları kadınlar ve çocuklar oldu.
Ya iktidar ne yaptı?
8 Mart’ta, 25 Kasım’da yine kadınlara saldırdı. Onlarcasını gözaltına aldı. Hükümet, İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilmek için denemeler yaptı. Gereklerini uygulamadı. Kadınların nafaka hakkına saldırmak için uğraştı. Toplumsal cinsiyet eşitliğini talep edenlere savaş açtı.
LGBTİ+’lere karşı en ayrımcı sözler Diyanet İşleri Başkanı’ndan geldi. Hükümet tek vücut bu ayrımcılığı destekledi.
Unutmayacağız! 1 milyon kadın işini kaybetti. Unutmayacağız! Kadın istihdamı yüzde 30 bile değil!
‘UMUT KADININ MÜCADELESİNDE’
Ve hatırlayacağız!
Türkiye’de 2020’de kadın cinayetleri biraz olsun azaldıysa bu kadınların mücadelesiyle, haykırmasıyla, dayanışmasıyla oldu. Tacizi ifşa eden kadınları hatırlayacağız. İstanbul Sözleşmesi’nde iktidara geri adım attıran kadınları hatırlayacağız. Türkiye’nin en büyük muhalefet gücü haline gelen kadınları, şarkılarını, rengarenk eylemlerini, birbirlerinin elinden tutmalarını hep hatırlayacağız.
Yobazlara kalsa kapatılacak atletizm, jimnastik, voleybol gibi branşlarda kadınların uluslararası başarılarını hatırlayacağız.
Umut kadında, umut kadının mücadelesinde!
‘SENİ UNUTMAYACAĞIZ(!) ERDOĞAN’
Unutmayacağız!
Bu iktidarın politikaları nedeniyle 10 milyona yakın yurttaşımız iş kaybı yaşadı. İstihdam bir milyona yakın azaldı.
Fabrikalar ve iş yerleri kapandı. Ülkemizin büyük çoğunluğu On milyonlarca yurttaşımız yoksulluk sınırının altında yaşamak zorunda.
Saray, ayda kendisine 1 milyar 800 milyon ayırırken, asgari ücretliye 2 bin 825 lira 90 kuruşu reva gördü. Bunlarda asgari utanma olsaydı, bu rakamı telaffuz etmeye tenezzül edemezlerdi.
Saray bahçelerine 55 milyon TL harcarken, maden işçilerinin tazminatını vermek için adım atmayan Erdoğan, seni unutmayacağız!
Yandaşlarına bütçeden on milyarlarca lira aktarırken, ücretsiz izne zorlanan işçiyi günde 39 liraya mahkum eden Erdoğan, seni unutmayacağız!
‘Açım’ diyen esnafa, ‘çay iç rahatlarsın’ diye yanıt veren Erdoğan, seni unutmayacağız!
‘Yoksulluğu sorun olmaktan çıkardık’ diyen Çalışma Bakanı seni unutmayacağız!
Aile şirketin yeni oteller alırken, sanat emekçilerine dilenci muamelesi yapan Kültür ve Turizm Bakanı seni unutmayacağız!
Kendi yemeğini Denizli’deki belediyelere ödetirken, “vatandaş kuru ekmek yesin” diyen AKP’li vekil seni unutmayacağız!
‘Beni virüs değil sizin düzeniniz öldürür’ diyen TIR şoförü Malik’i gözaltına aldıran Süleyman Soylu, seni unutmayacağız!
Millete küfür eden Cengiz, seni unutmayacağız! 5’li çete sizi unutmayacağız!
Halkımız yoksulluktan boğulurken, servetine servet katanlar, yüzde 90’lara varan kar açıklayıp, yüzde 98 vergiden muaf tutulanlar, büyük patronlar sizi de unutmayacağız.
‘DİRENEN İŞÇİLERİ UNUTMAYACAĞIZ’
2020’yi Ermenek’te, Soma direnen maden işçileriyle hatırlayacağız.
Direnen; Cargill, Özer Elektrik, Systemair HSK, Baldur Süspansiyon, Samsun Çorum Ambar, Kömürcüoğlu/Çınartaş, TüvTürk, Makro/Uyum Market, Lipton, Real Market, Sarıyer Belediyesi, Şişli Kent Yol, Soda Sanayi, Ünal Kablo, Grup Tekstil, FZK Mühendislik, Bimeks, Sinbo, Çorum Ekmekçioğulları işçileri, KHK’lılar, traktörlerine el konmak istenen köylüler, seslerini haykıran fındık üreticileri, Hürriyet ve Demirören Medya’da sendikalaştıkları için işten çıkarılan basın emekçileri, enkaz altında kalan yurttaşlarımızı kurtarmak için yardıma koşan maden işçileri…
Umut sizde. Umut ekmekte, emeğin yarattığı değerde…
‘KAYYUMLARI VE İŞKENCEYİ UNUTMAYACAĞIZ’
Unutmayacağız!
Ve İstanbul’a ve Ankara’ya ve İzmir’e ve tüm Türkiye’ye, derelerimize, ormanlarımıza, parklarımıza ihanetinizi unutmayacağız! Kazdağları’nı Kanadalı şirket için, Saros Körfezi’ni Katarlı şirket için, Erbaa’yı Erdoğan’ın yakınları için gözden çıkaran iktidarı unutmayacağız!
Kazdağları’ndaki sincaplar için aylarca çadırda kalan çevre dostları… 2020’yi sizin ve sizin gibi binlerin yarattığı umutla hatırlayacağız!
Umut doğada, umut doğayı savunanda!
Kayyumları unutmayacağız!
İşkenceyi unutmayacağız!
Selahattin Demirtaş’ı ve cezaevlerindeki tüm siyasi tutsakları, gazetecileri, aydınları, yazarları ve gençleri hatırlayacağız!
Berkin’i aklımızdan bir an olsun çıkarmayacağız… Rabia Naz’ı hep hatırlayacağız…
Ve bu ülkede 2020’de doğan binlerce bebeğe Sevgi adı verildi, Barış adı verildi, Özgür adı verildi, Deniz adı verildi, Devrim adı verildi.
Umut her gün bir daha doğdu.
2021’e umut ile gireceğiz.
Umut insanda!