Mutasyon geçirmesi kötüye yorulmamalı

Getting your Trinity Audio player ready...

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı geliştirilen aşılar, tam rahatlama yarattı derken, İngiltere’den gelen bir haber, tüm dünyada tekrar korku havasını hakim kıldı. Zira gelen haberlerde virüsün mutasyon geçirdiği ve bulaşıcılık oranını yüzde 70 daha fazla arttırdığı yönündeydi. Toplumda oluşan panik havasının oldukça yanlış olduğunu dile getiren Klinik ve Mikrobiyoloji Uzmanı Uzman Doktor Mustafa Torun, bu durumun yeni bir durum olmadığını, eylül ayından beridir virüsün mutasyona uğradığını bildiklerini söyledi. Kovid-19 virüsünün mutasyon geçirmesinin doğal bir olay olduğunu ifade eden Torun, ilerleyen dönemlerde bu mutasyonların artacağını söyledi. Yeni mutasyon ile birlikte bulaşıcılığın artmasının buna paralel olarak ölüm oranlarını da arttıracağı yönünde yanlış bir tutumun olduğuna dikkat çeken Torun, “Virüsün mutasyon geçirmesi onun ilerleyen dönemlerde nereye evirileceğini gösterir. Ne olacağını bilemeyiz ama ben bu durumu iyiye yoruyorum” dedi.

OLDUKÇA DOĞAL BİR ŞEY

Kovid-19 virüsünün hala bilinmeyen birçok yönünün olduğunu söyleyen Mustafa Torun fakat virüsün mutasyon geçirmesinin beklenilen bir durum olduğuna dikkat çekti. Torun, “Doğanın bir yasası olarak tüm canlılar mutasyon geçirir. Virüslerin de canlı olduğunu düşünürsek bunun oldukça doğal bir şey olduğunu söyleyebiliriz. Virüsler çoğalma yeteneği olan mikroorganizmalardır. Virüsler iki türlü mutasyon geçirir. Birincisi tamamen yapısal mutasyon; ikincisi ise kısmi mutasyon. Virüsün kısmi mutasyonların ucunda proteinden oluşan çıkıntıların değişim hemen her gün oluyor zaten. Fakat hepsini fark edemiyoruz. Bizim fark ettiklerimiz pandemilere neden olan yapısal büyük mutasyonlardır” dedi.

BEN BU KONUDA İYİMSERİM

İnsanlığın ortak sorunu haline gelen Kovid-19 virüsünün mutasyon geçirdiği haberlerinin toplumda korku havası yarattığını dile getiren Torun, “Bir virüsün mutasyona uğrayıp bulaşıcılığının artması her zaman olumsuz anlam barındırmaz. Şu anda yapılan paniğin son derece yanlış olduğunu düşünüyorum. Bulaşıcılığın artması, ölüm oranının da ona paralel artacağı anlamına gelmiyor. Bu durum iyiye de dönebilir çünkü virüslerde, kendini yaşatıp çoğalma amacıyla, bulaşıcılık artması genelde ölümcül olma oranını azalttığını çokça gözlemledik. Ölüm oranını arttırma olasılığı da var ama bu daha düşük bir ihtimal. Ben bu konuda iyimserim. İlerleyen günler ne gösterir bilemeyiz ve bu konuda kesin konuşamayız fakat ama bu durum virüsün ölümcül olma durumunu daha da azaltacağı kanaatindeyim” diye konuştu.

2022 BAHAR AYLARINA KADAR SÜREBİLİR

Virüsün mutasyon geçirmesi yeni olan bir durum olmadığının altını çizen Torun, “Eylül-ekim aylarında başladığını biliyoruz. Pik noktaya ulaşılınca da doğal olarak duyuldu. Bundan sonraki süreçte her geçen gün Kovid-19’un yeni mutasyonlarını duyabiliriz. Buna hazırlıklı olmalıyız. Biz ülke olarak dünyayı iyi takip edemiyoruz yoksa mutasyonlardan daha çok haberdar olabilirdik. Virüsün mutasyon geçirenini zaten biz de bekliyorduk. Gelişmiş ülkeler ise bu takipleri sıkıca yapabiliyor. Yani sözün özü ilerleyen dönemlerde mutasyonların artacaktır ve bu durum bize virüsün nereye evirileceğini gösterecek. Kovid-19 virüsünün bu son mutasyonunun kendini sınırlandırabileceğini de öngörüyorum. Bu sürecin en fazla 2022’nin bahar aylarına kadar sürebileceğini düşünüyorum. O zamana kadar da maske, mesafe, hijyen ve aşı kurallarına riayet edilmeli” ifadelerini kullandı.

AŞI BİR ZORUNLULUKTUR

Aşı konusunda toplumsal bir duyarlılık gerektiğini dile getiren Torun, “Anayasa Mahkemesi’nden gelen onay ile 28 bin aile istemediği takdirde aşı olmama hakkı tanındı. Bu da toplumsal olarak bir sorun çünkü aşı olmayanlar, hastalık taşıyıcısı olabilir. Halbuki aşı bir zorunluluktur. Neyse ki bu virüs bize aşının önemini bir kez daha hatırlattı diye düşünüyorum” dedi. Toplumda Çin aşısına yönelik güvensizliklerin olduğunu söyleyen Mustafa Torun, bu durumun salgının Çin’den tüm dünyaya yayılması ile Çin’e karşı oluşan ön yargıya bağlı oluştuğunu dile getirdi. Torun, “Çin’in savunucusu değiliz elbet ama küresel kapitalist ülkeler piyasa ekonomisi gereği Çin’e karşı olumsuz bir ön yargı beslememize neden oluyor. Çin’in aşı için kullandığı yöntem bizim için en bilinen yöntemdir ve en uygun model olarak görülüyor” şeklinde konuştu.

 

Exit mobile version