Getting your Trinity Audio player ready...
|
AKP iktidara gelir gelmez ilk iş olarak yangından mal kaçırır gibi “Nereden Buldun Yasası”nı yürürlükten kaldırmıştı.
Çok iyi hatırlamıyorum ama muhalefet soygunun bu denli büyük olacağını, soygunlar yüzünden gün gelecek Devlet Hazinesinin borçların faizinin bile borç alarak ödemek zorunda kalacağını akla hiç getirmediği için olacak buna gerektiği kadar reaksiyon göstermemişti.
Toplum da sonunda işin ucunun kendilerine kadar uzanacağını, küçük bir grubun övünürcesine “Milletin a… koyduk” itirafıyla devleti ve ulusu soyarak servetine servet katarken, büyük kitlelerin nafakasından gasp edenler yüzünden kuru ekmeğe muhtaç hale düşeceğini öngöremediği için en ufak bir tepki göstermemişti.
Akli ve etik değerlerin zedelenmediği ülke yönetimlerinde ulustan toplanan vergiler kamu hizmeti olarak tekrar ulusa geri dönerken o hizmetler sayesinde bir yandan ulusun refah düzeyi yükselir bir yandan da ülkenin kişi başına ulusal geliri artar.
Bizde tersine 2014 yılında kişi başına ulusal gelir 12.158 Dolar iken bu miktar 2020 yılında. 8.455 Dolara geriledi.
Bildiğimiz periyodik ekonomik kalkınma planları döndü hiç ara vermeden sürekli ekonomiyi çökertme planlarına…
Gelir dağılımı makası açıldıkça açılıyor
Halkın satın alma gücü sürekli düşüyor…
Ekim ayında 2.482 lira olan açlık sınırı kasım ayında 2.516 Lira oldu. 8.085 Lira olan yoksulluk sınırı ise 8.197 Liraya yükseldi.
Asgari ücret 2020 yılı için brüt 2 bin 943 Lira, net 2 bin 324 lira 70 kuruş…
İnsanların günlük nafakalarını çöp konteynırlarından temin etmeleri, günün ilerleyen saatlerini bekleyip semt pazarlarındaki döküntüleri toplamaları alışılmış görüntüler olurken sarayın ulusa bir günlük maliyeti on milyon Lira…
Son 18 yıldır halkın dişinden tırnağından kesilerek acımasızca toplanan vergiler saray saltanatı, dizi dizi makam arabaları, eş dost kollamacılığı, ihtiyaç olan yerlere okullar, fabrikalar, hastahaneler kurmak gerekirken ihtiyaç olmayan yerleri camilerle doldurmak ve benzeri savurganlıklar yetmezmiş gibi bazı yabancı ülkelere milyon dolarlar hibe ediliyor.
Örtülü ödenek harcamaları akıl almaz boyutlarda…
Halkın vergileri Devlet Malı Deniz Yemeyen Domuz Fonunda kayıtlı…
Evine ekmek götüremeyen insanlarımız intihar ederken nereden buldun diye bir soruya muhatap olunamayacağı için finans kaynağı büyük bir bölümü açlık, yoksulluk sınırının da altında yaşayan insanlardan toplanan vergiler olan ihale vurgunları ile toplanan rüşvet ve komisyonlarla birileri zenginleşirken dolayısıyla o vergiler onlar için itibar aracına dönüşüyor.
İngiliz Danışmanlık firması Knight’ın açıkladığı Servet Raporu’na göre 2019 yılında “Ultra zengin” olarak kabul edilen, 30 milyon Dolar ve üzerinde serveti bulunan kişi sayısı bir yılda yüzde beş artarak 1.913’e ulaştı.
Ayrıca ultra zenginlerin İsviçre, Lichtenstein, Man Adası, Şeysel Adaları, Virjin Adaları ve vergi cenneti adalara 500 milyar Dolara yakın paraya kaçırdıkları artık iyice su yüzeyine çıktı ki Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK)’ın gündeminde yer alıyor artık…
Siz, siz olun asgari ücretle çalışan bir emekçinin Sarayın günlük harcamaları kadar para kazanması için kaç yıl çalışması gerektiğini hesaplamaya kalkışmayın dudaklarınız uçuklar.
Bu günkü siyasi ve hukuki koşullar altında ne soygunlara son verilmesi ve ne de çalınanların esas sahiplerine geri verilmesi mümkün değil…
Özellikle soygun düzenini bilinçsizce desteklemek saplantısına takılıp kalmış olanlar akıllarını başlarına toplasınlar…
Vicdan diye insana özgü bir kavram olduğunu hatırlayıp, eğer kendi kişiliklerine biraz saygıları varsa suça suçluya sessiz kalmanın suça yataklık etmek, suça ortaklık etmek olduğunu düşünsünler.
Elbette bu durum uzun süre devam edemez.
Eninde sonunda bu iktidar gidecek iktidara, parlamentoya yeni siyasetçiler gelecek.
Hangi partiden, hangi siyasi görüşten olursa olsun yeni iktidar da yeni parlamenterler yemin ettikleri andan itibaren bilsinler ki büyük bir vebalin altına girmiş olacaklar.
Derhal hiç zaman kaybetmeden “Nereden buldun Yasası”nı artık Anayasal tedbirlerle mi olur yoksa ağır cezai müeyyidelerle mi olur bir daha hiç kimsenin dokunamayacağı şekilde yeniden hayata geçirmek borcu…
Bitmedi…
Soyguncuların ulustan devlette çaldıklarını sahiplerine geri vermek için hiç gevşemeden çalışmak borcu…
…