Getting your Trinity Audio player ready... |
AKP bütün araştırmalarda bunca olup bitene rağmen hala açık ara birinci görünmektedir! AKP’sinin iktidarda kalabilmesi için ikinci bir partiye ihtiyacı sistemden kaynaklanmaktadır. Dünyada “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” diye bir sistem yoktur. Sadece bir ülkede Amerika da “başkanlık” sistemi vardır. Latin Amerika, Orta Afrika ve Orta Asya’da 37 ülkede “başkancı” sistem vardır. Sağcı seçilirse sağcıların sevindiği, solcu seçilirse solcuların sevindiği bir nevi otoriter totaliter rejimlerdir. Türkiye dâhil bu ülkelerde ”başbakan” yoktur…
Tüm Avrupa ülkeleri dâhil olmak üzere toplam 149 ülkede ise meclis ağırlıklı meclis içinden başbakan ve bakanların görevlendirildiği “demokratik parlamenter sistem” vardır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde 623 yılda 228 sadrazam (başbakan) atanmış ve başarıyla görev yapmıştır. Cumhuriyet döneminde 95 yılda 65 hükümet kurulmuş, meclis içinden 27 başbakan atanmış ve başarıyla görev yapmıştır. Başbakanlık maalesef 2018 yılında kaldırılmıştır!..
Başkancı sistemleri savunanlar koalisyonlardan yakınırlar. Hâlbuki koalisyonlar en doğru hükümet biçimidir, birbirlerini denetlerler, hırsızlık, rüşvet, yolsuzluk görevini kötüye kullanmanın en az olduğu hükümetler koalisyon hükümetleridir. Birisi hata yaptı mı hemen açığa çıkar. Toplumu kutuplaştırmazlar! Mesela hiç kimse allame-i cihan dahi olsa devlet bütçesinden üç dört maaş alamaz! Avrupa da birçok ülkede koalisyon hükümetleri başarılı bir şekilde görev yapmaktadırlar.
Ülkemizde sistemden kaynaklanan seçim öncesi ittifaklar kurulmaktadır. Bugün “cumhur ittifakı” (AKP-MHP) ve “millet ittifakı” (CHP, DP, İYİ P. SP) vardır, “cumhur ittifakı” bilindiği gibi “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini” savunmakta “millet ittifakı” ise “güçlendirilmiş demokratik parlamenter sistemi” inşa edeceğini ifade etmektedir.
AKP’den ayrılan siyasilerin kurdukları “DEVA” ve “Gelecek Partisi” de güçlendirilmiş demokratik parlamenter sistemi savunmaktadır. Ülkemizde 93 siyasi parti faaliyette olup bunlardan 13’ünün son milletvekili seçimlerinde seçime katılma hakkı olduğu YSK tarafından açıklanmıştır. Yani geriye kalan partiler “tabela partileri” olarak değerlendirilmektedir…
AKP ve MHP kendi seçmen kitlesini konsolide etmek için her türlü propaganda tekniğini kullanmaktadır. Bugün iki ittifak yetersiz kalmakta ve üçüncü bir ittifaka ihtiyaç olduğu gün be gün ortaya çıkmaktadır. Mevcut iki ittifak da kullandığı argümanlarla ve siyasilerin üslubuyla toplumu kutuplaştırmaktadır.
Acaba “güçlendirilmiş demokratik parlamenter sistemi” inşa etmek isteyen siyasi partilerin, alternatif olarak ikinci bir ittifakı kurmaları konusunu düşünmeleri gerekmez mi? Biz gerekli olduğu kanaatindeyiz. O halde bu ittifak aşağıdaki gibi olabilir mi?
1 (a). Milliyetçi Muhafazakâr partilerin bir arada seçime katılacağı “millet ittifakı” (İYİ P. SP, DEVA, GELECEK PARTİSİ).
1 (b). Aynı kökten gelen partilerin kuracağı “demokrat ittifak” (CHP, DP, DSP).
HDP demokratik parlamenter sistem için bu durumda yalnız seçimlere katılır, baraj sorunu yoktur! Eğer baraj sorunu görünüyorsa, Kürt muhafazakâr seçmenlerin oylarını almak amaçlanmalıdır. O halde bu ittifak aşağıdaki gibi olabilir mi?
2 (a). Milliyetçi Muhafazakâr partilerin bir arada seçime katılacağı “millet ittifakı” (HDP, SP, DEVA, GELECEK PARTİSİ) Demokratik Parlamenter Sistemi savunuyorlar.
2 (b). Aynı kökten gelen partiler ve iyilik hareketi “demokratik ittifak” (CHP, DP, DSP, İYİ. P) Demokratik Parlamenter Sistemi savunuyorlar.
İki seçenekte de “güçlendirilmiş demokratik parlamenter sistem” kesinlikle inşa edilir! 1’inci seçenekle mi yoksa ikinci seçenekle mi başarılı olunabileceğini parti liderleri ve parti organları düşünmeli ve değerlendirmelidir. Türkiye’nin ağır koşullarında; yukarıda adı geçen siyasi partilerin, yönetime talip olup olmadıkları konusu da bu yöntemle samimiyet testine tabi tutulmuş olur…