Advert Advert
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yüce Meclisin Karizmasına Düşen Leke…

Yüce Meclisin Karizmasına Düşen Leke…

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Getting your Trinity Audio player ready...

İKTİDARIN zihniyetine karşı olanların da çağdaş düşünceye yatkın olanların da sıkılıkla kullandıkları “Başı örtülü olan da olmayan da kabulümüzdür” şeklinde işin doğrusu insan özgürlüğü adına kulağa hoş gelen bir söylemleri var.

 

Eğer gerçeği, yani Kur’an’da kadınların başlarını örtme emri olmadığını bilmeden bunu söylüyorlarsa, onlara söyleyecek bir sözüm yok.

 

Fakat gerçeği bile bile bunu söylüyorlarsa o zaman köktendincilere, cahillere şirin görünmek için popülizm yapıyorlar demektir ki, bu hiç de etik değil.

 

Sözde din adamları Kur’an’ın Nur Suresinin 31. Ayetinde başörtüsü emri bulunduğunu öne sürerler.

 

Oysa gerçek ve aydın din adamları defalarca açıkladılar, açıklamaya da devam ediyorlar.

 

Yanı sıra 31. Ayette cinsel organ anlamında FERÇ sözcüğü bile olmasına karşılık, ne başörtüsü anlamında bir sözcük ve ne de kutsal kitabın hiçbir Suresinde BAŞ anlamında RES sözcüğünün geçmediğine dikkati çekiyorlar.

 

Yine aydın din adamlarına göre 31. Ayette göğse takılan ziynetlerin kötü niyetlilere karşı önlem olarak ulu orta teşhir edilmemesi için örtünme tavsiye ediliyor. Başın sıkı sıkıya bohçalaması değil…

 

Zaten Nur Suresinin 34. Ayeti. “Biz size, din hükümlerini apaçık bildiren ayetler indirdik” der.

 

Ne ilginçtir ki, Afrika’da Fas ve Libya topraklarının güneyindeki bölgede kadınların egemen olduğu anaerkil aile düzeninde yaşayan Tuaregler adında Müslüman bir toplulukta kadınlar başörtüsü baskısı yaşamazlarken, erkekler kafalarını sarıp sarmalar, yüzlerini peçe ile kapatırlar.

 

Elbette erkekler nasıl bir ihtiyaç gereği olarak ya da aksesuar olarak şapka, bere gibi giysi eşyası kullanıyorlarsa kadınlar da aynı amaçla örtünebilir ama bu batıl bir inançla din emri kaygısıyla olmamalı.

 

Peki, o zaman nereden kaynaklanıyor bu başörtüsü emri…

 

Musa Peygamberin ölümünden 2000 yıl sonra bazı Yahudi din adamları nereden ve nasıl buldularsa(!) Musa Peygambere indirilen ama bilinmeyen vahiyler diyerek Talmud adıyla yazdıkları kutsallaştırılmış bir kitapta “Kadının başı çirkindir” gerekçesiyle örtünme emrinden söz ettiler.

 

Oradan da daha önceki adı Tarsuslu Saul olan Yahudi dönmesi Hristiyan azizi Pavlus’un Katolik rahibelerin ibadet ederken başlarını örtmeleri buyruğuyla Hristiyanlığa, ardından da “Kadın memeli hayvandır” mantığındaki kadınları bir alt sınıfmış gibi gösteren Araplar vasıtasıyla İslamiyet’e geçti.

 

Mutlaka bu gerçeğin, örtünme emrinin kadına baskı aracı olarak kullanıldığını bilenler vardır.

 

“Başı örtülü de örtüsüz de kabulümüzdür” diyeceklerine, İslam dininde böyle bir emir olmadığı gerçeğini toplum bilincine yerleştirmeye çalışsalar daha akli, daha etik hareket etmiş olmazlar mı?

 

İnsanlarımız yasaklamalara gerek kalmadan kendi özgür iradeleriyle aklın yolun bulabilseler…

 

Keşke bunu yapsalar da eşsiz önderimiz Atatürk’ün kurduğu yüce Meclis aklına, karizmasına düşen lekelerin birinden bir kurtulsa…

 

Hem de, hem Atatürk’ün ve hem de Bülent Ecevit’in ruhları şad olsa…

Yüce Meclisin Karizmasına Düşen Leke…
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin