AB’de Biden beklentisi

Getting your Trinity Audio player ready...

 

Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanlarının, 10-11 Aralık’ta yapılacak zirve öncesinde yarın toplanarak Ankara ile ilişkilerin son durumunu değerlendireceği belirtilirken Avrupa’dan Libya, Suriye denklemine ilişkin çıkışlar sürüyor. Türkiye’nin özellikle son dönemde Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerine karşı sert ifadeler kullanan ve ekim ayında yapacağı Türkiye ziyaretini de iptal eden AB dönem başkanı Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Der Spiegel dergisine verdiği demeçte, “Avrupa ve ABD’nin daha yakın çalışmaya ihtiyacı var” ifadesini kullandı.

ABD’de seçilmiş başkan Demokrat Partili Joe Biden’ın Dışişleri Bakanı olarak görev yapması beklenen Antony Blinken’le konuşup konuşmadığı sorulan Maas, “Biden görevi 20 Ocak’tan itibaren devralacak. Washington’ın bu süreçle ilgili belli kuralları var. O yüzden herhangi bir iletişim olmadı” dedi. Daha önce Blinken’le yüz yüze hiç karşılaşmadığını belirten Maas, “Bir araya gelmedik ancak, Dışişleri Bakanlığı’nda görev aldığı önceki dönemde yaptıklarını takip ettim. Blinken, uluslararası işbirliği ve sorumluluğa adanmış biri. Bunu çok uzun zamandır bekliyorduk” diye konuştu.

‘OTOKRATİK AKTÖRLER’

Washington’ın yeni yönetiminden umutlu olduğunu vurgulayan Maas, “ABD’nin uluslararası sahneye dönüşü çok şeyi değiştirecek. Çünkü her iki taraf da işbirliği yaklaşımını savunuyor. Avrupa ve ABD’nin stratejik olarak yeniden daha yakın çalışmaya ihtiyacı var” ifadesini kullandı. Maas’ın bu çerçeve, Ankara ve Moskova’yı işaret eden çıkışı da dikkat çekti. “Libya ve Suriye’de, yeniden Türkiye ve Rusya’nın dolduracağı bir boşluğu bırakamayız. Otokratik aktörlere oyunları için yer bırakamayız. Biz Avrupalılar olarak barışın, demokrasinin ve insan haklarının garantörü olmak için üzerimize düşen hazırlığı yaptık” dedi.

Maas, “NATO kendini bir değerler topluluğu olarak görür. Sizce üyeler arasında Erdoğan yönetimindeki Türkiye, hukukun üstünlüğüne uymayan Macaristan ve Polonya gibi ülkeler varken bunu söylemek ne kadar güvenilir?” sorusuna ise “Bu yüzden NATO’nun siyasi bir organizasyon olarak rolünü güçlendirmeliyiz. Ortak değerleri tartışabilecek bir alan yok. Bu alanı yaratmalıyız” yanıtını verdi.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ise Rusya ve Türkiye’nin Dağlık Karabağ, Suriye ve Libya ihtilaflarını “Astanalaştırdığını”, yani Suriye’deki krizi çözmek için uyguladığı Astana formatına başvurarak Avrupa’yı çözüm sürecinin dışına ittiğini savundu. Sputnik’in haberine göre AB’nin, çıkarlarının tehlikede olduğu yerde olması gerektiğini kaydeden Borrell, “Bu nedenle, kapasitemizdeki birçok boşluğu kapatmamız ve çıkarlarımızın söz konusu olduğu yerlerde bulunmamız ve aktif olmamız gerekiyor” diye ekledi.

Öte yandan Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Margaritis Schinas, AB’nin Türkiye’ye yaptırım kararı alacağını savundu. BBC’nin haberine göre Yunanistan merkezli Skai TV kanalına konuşan Schinas, “Türkiye her şeyi yanlış yaptı. Yalnız Avrupa’yı değil; herkesi karşısına almak için elinden geleni yaptı. Bunun da maliyeti vardır” dedi. Zirvede, “Türkiye’nin AB ve ABD ilişkileri yeniden değerlendirilecektir” yorumunu yaptı.

ORUÇ REİS İÇİN 45 BİN SAAT SEYİR

Milli Savunma Bakanlığı, 10 Ağustos-29 Kasım tarihleri arasında Akdeniz’de sismik araştırmalar yapan Oruç Reis gemisine koruma sağlayan donanma gemileri ile denizaltıların toplam 45 bin saat seyir yaptığını, deniz karakol uçakları ve helikopterlerle bin 170 saat, insansız hava araçlarıyla (İHA) da 3 bin 600 saat uçuş gerçekleştirildiğini açıkladı. Oruç Reis gemisi, ilk olarak 10 Ağustos-12 Eylül tarihleri arasında BM’ye bildirilen Türk kıta sahanlığının güney sınırlarından başlayarak 28 sismik araştırma faaliyeti yürütmüştü. Eylül ayında AB Liderler Zirvesi öncesi Oruç Reis gemisinin sismik araştırma faaliyetine ara verilmiş, bir aylık bekleyişin ardından 12 Ekim’de Oruç Reis, araştırmalarına devam etmek üzere Doğu Akdeniz’e tekrar açılmış ve sismik araştırmalarını 29 Kasım’da tamamlayarak Antalya Limanı’na dönmüştü.

Atina, Oruç Reis’in araştırma yaptığı alanların kendi kıta sahanlığıyla örtüştüğünü savunarak bu faaliyete tepki göstermiş, Türkiye ve Yunanistan arasında gerilim yaşanmış, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Oruç Reis’e faaliyeti boyunca refakat ve koruma görevi sağlamıştı. Milli Savunma Bakanlığı’ndan verilen bilgiye göre Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nca, Oruç Reis’in faaliyet gösterdiği 82 gün boyunca Doğu Akdeniz ve Ege’de savaş gemileri ve denizaltılar tarafından 45 bin saat seyir yapıldı. Refakat ve koruma görevine Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı helikopterler, Hava Kuvvetleri’ne bağlı uçaklarla Sahil Güvenlik Komutanlığı unsurları da destek verdi.

Exit mobile version