Getting your Trinity Audio player ready... |
Temenniler
Temenniler
İyi dilekler
Ve sonuç adetten ibaretler.
Çok yazdım her meslek grubunun kendi içinde sefası var, cefası var,ezikliği var ama hep ahde vefası var.
Ben ilkokulda iken öğretmenim benim en büyük ebeveynimdi.
Tabumdu…
Yeri gelir anne-babadan bile daha etkendi otorite oluşturmam da.
Çünkü yanlış bişey yapsak ufakta olsa ;-öğretmenine söylerim tehditleriyle nasıl da kimyamız ve vücut dilimiz değişirdi.
Bu bir öcüden korkma değil, bu bir dağların zirvesinde olan saygıydı.
Korku değildi.
★
Öğretmenlerimiz adımızı öğrenip hele de lise ya da üniversite de adımızla hitap etseler, onu ”ayrıcalıklı olma” zannedip etrafımıza üstünlük bakışlarıyla tebessüm ederdik,
Her insanın ilk, ortaokul lise ve Üniversiteye dair yığınlarca dolu anısı illaki vardır.
Yazsam sayfalar yetmez.
Acı ve tatlı.
★
Benim bu sabah aklıma gelen hüzünlü bir anıydı.
Babam ilkokulda bir sınıfa beni öğretmenime teslim edip hemen gitmişti… Nasıl panik yaptım anlatamam Ama diğer çocukların anneleri de vardı yanlarında onlar bırakıp gitmemişlerdi…
★
Birden içimi kaplayan hüzün, ağlamaklı, panik, korku, terkedilme duygusunu o zaman yaşadım ilk hayatta.
Sınıf sanki ana-baba günü, öğrencinin esamesi yok!
Bir serçe kadar küçük ve telaşlı yüreğimin hissettiği bırakıtlıkla hemen pencereye koştummm.
★
Babam meğer gitmemiş, Cumhuriyet İlkokulunun kaldırımında çokça olan söğüt ağaçlarının arkasına gizlenmiş duruyordu, acaba çok ağlarsa Ayla diye düşünüp belki de yanıma gelecekti…
Gördüm onu.
Sevindim
Beni bırakmamıştı…
Sonra öğretmenimiz geldi yanıma…
Ayla bak, arkadaşınlar var burada, Penceden çekil, buraya gel demişti.
★
Uyum sağlamıştım.
Yazdığımın; hatıralarımın Trajik yönü ise 7 yaşından sonra babamla ilkokul öğretmenim bir kez daha buluşmuşlardı; yoğun bakımda
★
Babamın yanındaydım ben yoğun bakımda,
Bir hasta getirdiler kadın, babamın yaşlarında,
Yatağa yatırıldıktan sonra aradaki beyaz perdeyi çektiler.
Bana tanıdık gelmişti yatan kadın hasta…
Perdeyi aralayıp baktım ve tanıdım hemen
Gelen kadın hasta İlkokul öğretmenimdi…
★
Sevindim çok o beni hemen tanımayadı tabii yıllardan sonra… Giresun’da iken yollarda gördüğümde laflanırdık bazen. İstanbul’a gelince bir daha göremedim.
★
Kendimi tanıttım, hatırladı sizin sınıfta Atiye de vardı, dedi…
Başladık sohbete ama yormak istemedim fazla.
Kardiyag(kalp ile ) sorunları vardı…
Babam yatıyor, dedim perdeyi araladım geçmiş olsun dediler birbirlerine, yarım asırdan sonra .
Öğretmenim bana gurur duydum seninle, Ayla dedikten sonra serumu takılıyordu bende geçmiş olsun dileğimi diledim ve ayrıldım her ikisinin de yanlarından.
Ertesi sabah yine gittim…
★★★
Baktım girince odaya, yatağa; Babamı gördüm
Öğretmenime günaydın diyecektim ki;
-öğretmenim yoktu.
-yatağı boştu…
-Sormadım
-Anladım.
-Sabaha karşı kalbi durmuştu
Üzülmesin diye babama söylemedim.
Öğretmenim gece yarısı göçmüştü, sonsuzluğa.
İyiki de dün bir bardak su vermiştim ellerimle, dedim
Bu asla yetmezdi/öğretmenime.
Bir harf öğretmişti; kırk yıl kölesi olmalıydım!
★
Yıllardan sonra bu trajik karşılaşma etkilemişti beni…
Öğretmenim babama teslim etmişti, giderken beni.
Ahd-e vefa.
Babamsa teslim edecek kimseyi bulamadı…
Bir hafta sonra o da gitti
Bense;
Tüm sevilerden uzak orta da kaldım.
Beni kimseye teslim edemedi…
Güçlü olmalıydım; Zira
Bişey olduk ama adını ben dahi koyamıyorum…
★★★
Tüm dostlarımın öğretmenlerimin gününü bir anımla yad ettim.