Getting your Trinity Audio player ready...
|
Ne zaman eğitim ve öğretmenler konusu gündeme gelse, çok sevilen bir MUŞ türküsü aklımıza gelir..Bilen bilir;Eskiden türküleri tanınmış THM sanatçılarının ağzından radyodan dinlerdik..Bu türküyü de” Muazzez Türüng hocamız çok güzel söylerdi.. Işıklar içinde uyusun..
Mektebin bacaları
Ders verir hocaları
Kim yarını severse
Odur birincileri
Osmanlı İmparatoru 2.Abdülhamid’in Maarif Nazarlarından(Milli Eğitim Bakanı),EMRULLAH EFENDİ, HALİM PAŞA yada ZÜHTÜ PAŞA’ya mı ait olduğu kesin bilinmeyen,
“Şu okullar olmasa milli eğitimi ne güzel idare ederdim” sözü bugün daha da bir anlam kazanmış durumda..
Hani aklımıza geldi. Bu günlerde okullar da kapalı ya!.
***
Ama yine iyi yönetilemiyor mu yoksa MİLLİ EĞİTİM?
Ne dersiniz? Neyse geçelim burayı.
Eğitim ve öğretimin birden fazla sacayağı bulunmaktadır.
★★★
Öğretmenler, Öğrenciler, veliler, müfredat programı, ekonomik ve sosyal statü ,bu sac ayaklarının en önde gelen unsurlarıdır.
Bu yazımız da ÖĞRETMENLER GÜNÜ ile ilgili. Düşüncelerimizi paylaşmak istedik.
***
24 Kasım 1928 Mustafa Kemal Atatürk’ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği tarihtir.
12 Eylül 1980 Askeri darbesini yapanlar,1981 yılında, her yılın 24 Kasım gününü ÖĞRETMENLER GÜNÜ olarak kutlamayı yasalaştırdılar.
★★★
24 Kasım’ın,12 Eylül’ün ürünü olması onu reddetme hakkını bize verirmi elbet vermez!..
Önemli olan 24 Kasım’n içeriği ve nasıl yorumlanması gerektiğidir. Bunun içinde mutlaka 12 Eylül ruhundan arındırılmalıdır.
***
Bilinmesini isteriz ki, 12 Eylül ile gelen serbest pazar ekonomisi ve NEOLİBERAL politikalar, eğitimi paralı, hatta alınıp satılan bir meta haline getirmiştir.
Bu politikalar; eğitim sistemimizi yerle yeksan etmiştir.
Sonuçlarını bugünlerde daha iyi görmekteyiz.
Yoksul halk çocuklarının okuduğu birçok parasız yatılı okulu kapatılmıştır.
Buralardan, birçok bilim adamı, siyasetçi ve üst düzey yönetici yetiştiğini bilmekteyiz.
Ama neoliberal potikalar, hem öğretmen mesleğine hem de öğretmenin yetiştirilmesi tarzına ve hem de öğretmenin sorgulayan, araştıran ve en önemlisi halk ve yoksul çocukların eğitimine verdikleri öneme büyük zararlar vermiştir.
***
Daha yakın bir zaman da; Ayrıca bir eğitim kurumu temsilcisi; ‘’Biz okumamış ve cahil kesimin ferasetine güveniyoruz onlar ülkeyi ayakta tutanlardır ‘’diye açıklaması eğitim camiası için bir zoka’dır. Bu sesleniş dolaylı eğitimi etkileyecek ve öğretmen statüsünün önemini düşürülmesine neden olacaktır.
★★★
Öğretmenler; Umar ve dileriz ki, yakın zaman da yeniden “MUALLİM” olma niteliğine kavuşurlar.
Böylece hem halk ve hak sevdasına sarılma özelliği gösterirler.
***
Eğitimin, toplumsal yarar ilkesi, öncelikle öğretmen mesleğinin sorunudur.
Bu sorunun çözülmesi, aydınlanma hamlemizi geliştireceği gibi;Özgür, sorgulayan ve toplumsal çıkarları önde tutan bireyler yetiştirmeyi yeniden kazandırmasını dileriz…
***
Kutlu olsun tüm öğretmenlerimizin 24 KASIM’ı…
EĞİTİM ÜRETİM İÇİNDİR!
Sevgiler..
Mustafa Torun(Uzm.Dr.)
Cafer Keskin(Eğitimci-Yazar)