Getting your Trinity Audio player ready... |
Türkiye Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığından istifa süreci ile ilgili resmi açıklamayı beklerken gözlerin çevrildiği isimlerin başında gelen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 12.si düzenlenen Büyükelçiler Konferansı’na katılıyor.
Türkiye’nin yurt dışında ve merkez teşkilatında görevli büyükelçilerinin katılımıyla 2008’den bu yana düzenlenen Büyükelçiler Konferansı’na Türkiye’nin merkezdeki büyükelçileri Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda hazır bulunarak, yurt dışındaki büyükelçileri ise çevrim içi olarak katılıyor.
Konferans kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da konuşma yaptı. Berat Albayrak’ın istifa kararıyla ilgili değerlendirme yapıp yapmayacağı merak konusu olan Erdoğan, konu ile ilgili herhangi bir beyanda bulunmadı.
Erdoğan’ın konuşmalarından özetler şöyle:
“SALGIN BİTMEDİ”
-Salgın sebebiyle sizleri istediğimiz tarzda ağırlamak mümkün olmadı maalesef. Her birinizi gayretleriniz emekleriniz için gönülden tebrik ediyorum. Bu ilk çevrimiçi konferans olmasının yanı sıra bu kapsamda yerli yazılımla gerçekleştirilen ilk resmi toplantıdır. Büyükelçilerimiz bu sene koronavirüs salgını ile de mücadele etmek zorunda kaldı. Muhalefetin bizi çekmek istediği tuzağa düşmedik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin avantajları ile süreci yönettik. Yurt dışında vatandaşlarımızı da sahipsiz bırakmadık. Devletimizin yardım elini uzattık.
-Salgınla mücadelemiz henüz bitmiş değil, hastalığın bir süre daha bizle olacağı hayatımızı etkileyeceği anlaşılıyor. Ne zaman biteceği, o da belli değil. Türkiye olarak bu dönemi de kendi özgün politikalarımızla yönetmeye çalışıyoruz. Bu sıkıntılı dönemin üstesinden de geleceğiz.
‘KURUM VE KURALLARDA YENİ DÖNEM’ VURGUSU
-Eskiler dünün güneşi ile bugünün çamaşırı kurutulmaz diyor biz de zihniyetimizi kurumlarımızı ve kurallarımızı bu yeni dönemin şartlarına göre düzenlemeden uluslararası örgütlerdeki itibar kaybının önüne geçemeyiz.
-Siyasi ve ekonomik arenanın yeniden belirlendiği bir kavşaktayız. Ülkemiz maalesef gerek 2. Dünya Savaşı gerekse Soğuk Savaş sırasında fırsatları değerlendirememiştir.
-Ülkemize ve milletimize yeni pişmanlıklar yaşatmamakta kararlıyız. İlkelerimizden, değerlerimizde taviz vermeden milli menfaatlerimizi savunuyoruz. 4.5 – 5 milyon mülteciyi ülkemizde barındırıyoruz. Bir o kadarına da Suriye’de bakıyoruz.
-Suriye’deki harekatlarla sadece DEAŞ’lı ve PKK/YPG’li teröristleri sınırlarımızdan uzaklaştırmakla kalmadık aynı zamanda 411 bin Suriyeli kardeşimizin de memleketlerine geri dönüşünü temin ettik. İdlib’de büyük bir göç dalgasının önüne geçtik.
LİBYA VE DOĞU AKDENİZ
-Bugün Libya’da siyasi çözüm umutları yeniden yeşermişse bunda Türkiye’nin zamanında yaptığı müdahalenin çok ciddi katkısı bulunuyor. Her alanda Libya halkının yanında olmaya devam edeceğiz. Doğu Akdeniz’deki her türlü gelişmenin yükünü taşıyan ülkemizin doğal kaynaklar söz konusu olduğunda yok sayılmasına elbette rıza gösteremezdik. Yunanistan’ın provokasyonlarına rağmen doğu Akdeniz meselesinde daima soğukkanlı davrandık. Avrupa Birliği’ni Türkiye’yi kendinden uzaklaştıran stratejik körlükten bir an önce kurtulmasını ümit ediyoruz. Tehdit şantaj dilinin hiçbir fayda sağlamayacağı artık anlaşılmalıdır. ”