Getting your Trinity Audio player ready... |
İbn Haldun Üniversitesi açılış Töreni’nde Sayın Erdoğan, on sekiz yıllık iktidar dönemimizde ‘’fikri iktidarımızı hala tesis edemediğimiz kanaatindeyim’’ diyor.
Evet, AKP on sekiz yılda tüm kurumları dönüştürdü, rejimi değiştirdi.
Kamu karar alma ve uygulama süreçlerinde daha katılımcı, şeffaf olmaktan uzaklaştı; meclis denetimden yoksun kaldı.
Ve sonuç?
Uygulana gelinen liberal ekonomik sistem çöktü. Laikliğin yok sayılması iç çatışmaların nedeni oldu. Genç Cumhuriyet’in on beş yılda yaptıkları, son on beş yılda birer birer satıldı. Tarım tükendi. İşsizlik tarihin en yüksek seviyesine ulaştı.
AKP istediği kadar bu kurumları dönüştürsün, işte bu nedenle fikri iktidarını gerçekleştirmesi söz konusu olamaz. Peki neden?
‘’Genç Cumhuriyet Devrimleri’’ bu ülkenin bağışıklık sistemidir de ondan.
Nasıl insan vücudunun bağışıklık sistemi hastalıklara karşı direnç gösteriyorsa, Cumhuriyetin bağışıklık sistemi de bu dönüşümlere karşı direnç göstermektedir.
Atatürk, hedefimiz ‘’kuvvetli cumhuriyetçi, ulusçu, halkçı, devletçi, laik ve devrimci yurttaş yetiştirmek’’ diyerek çağdaş bir ülke yaratmak adına Altı Ok hedeflerini yaşama geçirmiştir.
Benim iki eserimden birisi Cumhuriyet ikincisi de Cumhuriyet Halk Partisi’ derken, aynı zamanda CHP’ne de Atatürk Devrimlerini koruma görevini vermiştir.
‘’CHP’nin ideolojisi benim ideolojimdir’’ diyen Atatürk’ün anlayışı ‘’sol’’ anlayışı temsil etmektedir.
Onun için de, CHP’nin solculuğu ’Altı Ok’’ilkelerinden gelmektedir. Bu nedenle Atatürk:
Kurtuluş Savaşı ile İmparatorluk yerine kurulan Cumhuriyet kurumlarını çağdaş ve uygar bir gelecek için şekillendirmiştir.
Çağdaş ve uygar bir Türkiye hedefiyle eğitim ve öğretmen sorunun çözülmesi için Köy Enstitülerinin alt yapısı oluşturmuştur.
Ekonomide planlı kalkınma için, yabancılara ait sanayi kuruluşları devletleştirilerek yerli sermaye ile öncelikli iç tüketimi karşılayacak yatırımlar gerçekleştirmiştir.
Bu nedenle AKP:
Endüstrileştirdiği eğitim sistemiyle fikri hedefine ulaşamayacaktır, . Liberal ekonomik sistemiyle fikri hedefinde başarılı olamayacaktır.
Peki, o zaman çözüm nedir?
Çözüm, çoğulcu demokratik parlamenter sisteme geçmektir.
Katılımcı demokrasi, demokratik bir yönetim, saydam, hesap verebilir kurumlar, kaynakların etkin kullanımı, kamu mal ve hizmet verimliliğinin sağlanması vazgeçilmez esaslar olmalıdır.
İşte bu nedenle biz, Cumhuriyetin varlığı ‘’Altı Ok’’ ilkelerinin varlığıyla olanaklıdır diyoruz.
O zaman ‘’uyuyan dev’’ CHP’ne tarihi bir görev düşmüyor mu? Tabii ki düşüyor ancak:
Bu gün CHP bu gerçekleri göz ardı ederek, Altı Ok ilkelerine sahip çıkan kadroları ötekileştirerek büyük yanılgı içine düşmüştür ve değişen rejimin iki sistemli ittifak politikalarının içinde boğularak zaman kaybetmektedir.
Bu politikalar sadece Atatürk’ün adından değil, ilkelerinden de uzaklaşıldığı anlamına gelmektedir. Bu nedenle de köklerinden uzaklaşarak Cumhuriyet kuran ‘’dev’’in uyumasına neden olmaktadır.
Bu da Atatürk Devrimlerine karşı olan kesimlerin örgütlenebilmesini kolaylaştırmaktadır.
O zaman Atatürk Devrimcilerine tarihi bir görev düşmektedir.
Bu görevde, uyuyan devi bir an önce ayağa kaldırarak şahlanmasını sağlamaktır.
Bunun içinde bir an önce parti demokrasi sağlanarak birlik ve beraberlik içinde olunmalıdır.
İşte o zaman bakın uyuyan dev, Cumhuriyetin 100. yılında nasıl iktidar olacaktır.