Getting your Trinity Audio player ready... |
Babasız büyüyen kadınları üzmeyin amin... İki örüklü saçlarım, Ve saçlarımın hiç değmediği babam. Beslenme çantam, Kara tahta, Silgi kokum, İki ders arası gevrek kokusu, Çayın buğusu, Bacası tüten evim, Sokak lambam, Kara kedi korkusu, Okulun yokuş yolu, Annemin kurabiyeleri, Nedensiz kardeş gülüşmeleri, Ateşe atılan odun, Soba üstü kestaneler, Pazar kahvaltılarım, Filizlenip dallanan umutlarım. Şimdi içimde ölü kuşlar cehennemi. Baba, hiç değmediğin saçlarım yine iki örüklü. Çantamda koca bir coğrafyanın ağırlığı, Silgim yok,sileceğim yanlışlar çok, İki aşk arası hüzünlerim var, Çayımın buğusu olsa da eski dostlar yok. Bacası tüten evlere, Sokak lambalarına bakarım ara sıra , Henüz söylenmemiş mavi şarkılarla. Bir de kedim var artık baba, Kara Kedinin uğursuzluğu insanların kendi uğursuzluğu. Kızlarımdan bahsetmiyorum, Bir kaç kez görmüşlüğün,oturmuşluğun var. Küçük kayıplarım oldu baba, Büyük ölülerim. Senden biliyorum ben baba, İnsanlar yaşarken de ölür. Sen cenazesini kılmadığım ilk ölüm değilsin. "Ruhunu ekmek parasına satanlar " gördüm baba, Geçen de seni gördüm zahire pazarı yolunda, Üç defa baktım, Sakallarına aklar düşmüş o adam sendin baba. Sen bize hiç gelmedin baba. Gelseydin belki de ölü çocuklar büyürdü. Belki kanat çırpardı balıklar. Ve sen her şeye geç kaldın baba. "Yüzünün ,yüzü suyu hürmetine " Artık gelme baba. Artık gelme. Gelme... Kız çocukları babasız da büyü(r)mez....