Advert Advert
  1. Haberler
  2. Dünya
  3. Ölüm yıl dönümünde Muammer Kaddafi

Ölüm yıl dönümünde Muammer Kaddafi

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Getting your Trinity Audio player ready...

Libya’yı 42 yıl yöneten Albay Muammer Kaddafi, Libya’yı Afrika’nın refah seviyesi en yüksek ülkesi konumuna getirmişti. Sosyal devlet politikaları sürdüren Kaddafi, halkın pek çok kamu hizmetine ücretsiz ve eşit ulaşmasını sağlıyordu. Libya petrolünü millileştirerek emperyalist merkezlerin düşmanlığını kazanan Kaddafi, Türkiye’nin Kıbrıs Barış Harekatı sırasında Batı ülkelerinin ambargosuna uğraması karşısında ülkemize destek olmuştu.

MUAMMER KADDAFİ KİMDİR?

Muammer Kaddafi 7 Haziran 1942’de Sirte’de doğdu. İtalyan Libyası’nda, Sirte yakınlarında fakir bir Bedevi ailesinin yanında doğan Kaddafi, Sabha’daki okulunda Arap milliyetçisi oldu ve daha sonra Bingazi Kraliyet Askeri Akademisi’ne kaydoldu.

İtalyan Libyası’nda, Sirte yakınlarında fakir bir Bedevi ailesinin yanında doğan Kaddafi, Sabha’daki okulunda Arap milliyetçisi oldu ve daha sonra Bingazi Kraliyet Askeri Akademisi’ne kaydoldu. Ordu içinde, Batı destekli Senussi I.İdris monarşisini 1969 ihtilalinde deviren devrimci bir grup kurdu.

1969 yılında iktidara gelen Kaddafi, 1977’de Libya Cumhuriyeti’nin yerine Libya Sosyalist Halk Cemahiriyesi devletini kurdu. İlk iktidara geldiği 1969 yılından 2011 yılına kadar 42 yıl boyunca Libya’yı yönetti. Başlangıçta kendisini ideolojik olarak Arap milliyetçiliği ve Arap sosyalizmine adamıştı, ancak daha sonra kendisi tarafından önerilen “Üçüncü Dünya Teorisi”ni benimsedi.

İslamcı modernist, hukuk sisteminin temeli olarak şeriatı ve “İslami sosyalizmi” tanıttı. Petrol endüstrisini kamulaştırdı ve orduyu güçlendirmek, yabancı devrimcilere fon sağlamak ve ev inşası, sağlık ve eğitim projelerini vurgulayan sosyal programlar uygulamak için devletin giderek artan gelirlerini kullandı. 1973’te, doğrudan demokrasi sistemi olarak sunulan Temel Halk Kongrelerinin kurulmasıyla bir “Popüler Devrim” başlattı, ancak büyük kararlar üzerinde kişisel kontrolünü korudu. O yıl Üçüncü Uluslararası Teorisini ana hatlarıyla açıkladı ve bu fikirlerini Yeşil Kitap’ta yayınladı.

Kaddafi, Libya’yı 1977’de Jamahiriya “kitlelerin devleti” adı verilen yeni bir sosyalist devlete dönüştürdü. Resmi olarak yönetimde sembolik bir rol üstlendi ancak muhalefetin polislik ve baskılanmasından sorumlu askeri ve Devrim Komitelerinin başı olarak kaldı. 1970’lerde ve 1980’lerde Libya’nın Mısır ve Çad ile başarısız sınır çatışmaları, yabancı militanlara destek vermesi ve İskoçya’daki Lockerbie Faciası’nın sorumluluğunu aldığı için dünya sahnesinden gittikçe izole olduğunu iddia etti. Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık ve İsrail ile özellikle düşmanca bir ilişki içine girdi ve 1986’da Libya’nın ABD’nin ve Birleşmiş Milletler tarafından bombalanmasıyla ekonomik yaptırımlar uygulandı.

1999’dan itibaren Kaddafi Arap sosyalizminden kaçındı ve ekonomik özelleştirmeyi, Batı uluslarıyla yakınlaşmayı ve Pan-Afrikanizmi teşvik etti; 2009-2010 yılları arasında Afrika Birliği Başkanlığı yaptı. 2011’deki Arap Baharı’nın ortasında, Libya’nın doğusunda yaygın yolsuzluk ve işsizlikle ilgili protestolar başladı. Durum, NATO’nun Kaddafi karşıtı Geçici Ulusal Konseyi (GUK) lehine askeri müdahalede bulunduğu iç savaşa dönüştü. Hükümet devrildi ve Kaddafi, Geçici Ulusal Konseyi militanları tarafından yakalandığı ve öldürüldüğü yer olan Sirte’ye geri çekildi. 2011 Libya İç Savaşı sonucunda kurduğu rejim devrildi ve isyancılar tarafından linç edilerek öldürüldü.

KADDAFİ’NİN ASKERİ HAYATI VE KARA HARP OKULU İDDİASI
1963 yılında Libya Üniversitesi Tarih Bölümü’nü bitirdi. Daha sonra Bingazi’deki Askeri Akademi’ye girdi. 1966 yılında mezun olduktan sonra İngiltere’ye giderek askeri alanda uzmanlık eğitimi gördü. 1956 yılında Arap milliyetçiliğinden etkilenerek anti-siyonist hareketlere katıldı. 1959 yılında okul arkadaşlarıyla birlikte ileride Özgür Subaylar Hareketi adını alacak gizli bir örgüt kurdu. 1969 yılında yüzbaşı rütbesine terfi etti. Aralarında Aziz Üstel, Ahmet Hakan ve FETÖ hükümlüsü Nuh Gönültaş’ın da bulunduğu bazı isimler Kaddafi’nin Türkiye’de Kara Harp Okulu’nda okuduğunu iddia etmişlerse de bu iddialar yalanlanmıştır.

KADDAFİ DÖNEMİNDE TÜRKİYE LİBYA İLİŞKİLERİ

Kaddafi döneminde Türkiye-Libya ilişkileri ise vasat bir düzlemdeydi. 1974 yılına geldiğimizde ise Türkiye-Libya ilişkilerinde çok önemli bir gelişme gerçekleşti. Kaddafi, Türkiye’nin Kıbrıs harekâtını maddi (askeri uçaklara yakıt ikmali gibi) ve manevi güçlü bir şekilde destekledi. Bu süreç Libya ve Türkiye arasındaki ilişkilerin ivme kazanmasına yol açtı ve Libya ile ticari ilişkiler geliştirildi. Bu dönemde ticaret ve işbirliği antlaşmaları imzalandı ve Türk firmalarına büyük ihaleler verildi. Libya’da Türk işçiler istihdam edildi.

KIBRIS BARIŞ HAREKATI VE KADDAFİ

Bu harekâtın bir işgal ve ilhak girişimi olduğunu ileri süren İngiltere, ABD ve SSCB gibi büyük devletler, Türkiye’ye karşı bir tavır takındılar. ABD 1975’te Türkiye’ye silah ambargosu konulmasına karar verdi.

Bu gelişmelerin olduğu sırada Libya lideri Muammer Kaddafi, Türkiye ile ilişkileri sıklaştırma ve geliştirme politikası uyguladı. Türkiye’ye silah ve petrol yardımı yaptı.

Libya devleti ve halkının desteğini iletmek üzere 2 Ocak 1975’te Türkiye’ye gelen Libya Başbakanı Callud yaptığı açıklamada: “Bizim Libya Devrim Konseyi olarak ve Libya halkı olarak şu veya bu nedenle kopan tarih bağlarının tekrar birleştirilmesi hususunda ısrarımız vardır. İki ülke arasında köprülerin onarılması için her türlü gayreti göstermeye hazırız. Bu hususta kapıları tamamıyla açık tutuyoruz. Arap milletiyle Türk milletinin bir araya gelmesi büyük bir olaydır” dedi.

Türkiye’ye desteğini sürdüren Kaddafi, savaş uçaklarını ve füzelerini de Türkiye’nin hizmetine arz etti. Yapılan askeri yardımlarla ilgili olarak hibe edilen silahları taşırken çekilen resimleri de basın-yayın organlarında yer aldı.

KADDAFİ’NİN EMPERYALİZME KARŞI MÜCADELESİ

Kaddafi emperyalizme karşı dik duruşuyla ve mücadelesiyle bilinen bir liderdi. Libya petrollerini millileştirmesi, ezilen ülkelere destek vermesi batının tepkisini çekiyordu. Muammer Kaddafi Afrika’dan, ABD ambargosundaki Güney Amerika ülkelerine, Güney Amerika’dan Filistin’e ve diğer bölge ülkelerine kadar emperyalizme karşı mücadele eden ezilen ülkeleri destekleyen bir politika izlemiştir. Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında Türkiye’ye uygulanan ambargoyu da yine Kaddafi delmiş, ülkemize petrol ve silah yardımı yapmıştır.

2008 yılında Arap Birliği toplantısında ABD’nin Irak’ta yaptığı katliamlara değinen Kaddafi, Arap ülkeleri liderlerini “ABD Saddam’ı astı, sırada biz olabiliriz” sözleriyle uyarmıştı. Kaddafi aynı konuşmasında Arap ülkelerine birlik çağrısı yapmış ve “Türkiye, İran gibi ülkelerle aramızda sorun olması biz Arapların çıkarına değil” demişti.

2009 yılında Venezuela’ya resmi ziyarette bulunan Kaddafi “Dünya’yı yeniden şekillendirebiliriz” diyerek Güney Amerika ve Afrika ülkelerinin katılımıyla “Güneyin NATO’su” adında askeri bir birlik oluşturma teklifinde bulundu.

FİDEL CASTRO’NUN LİBYA GEZİSİ

Küba, ABD’nin çok yakınında bulunmasına rağmen, bağımsızlığını korumayı bilmiş ve ABD’nin tüm çabalarına rağmen kendisini ABD işgalinden korumayı başarmış bir ülkedir. Bu başarıda, efsane liderleri Fidel Castro en önemli etkendir. Fidel Castro ile Muammer Kaddafi, Castro’nun Libya ziyareti ile bir araya geliyorlar, karşılaşma çok sıcak bir karşılaşma oluyor. Bu iki lideri aynı cephede buluşturan ise anti emperyalistlikleri idi.

Fidel Castro’nun Libya ziyareti gazeteci yazar Kenan Akın şöyle anlatıyor:
“Libya Halk Kongresi Fizan bölgesinin Sebha şehrinde toplanmıştı. Aynı zamanda devrimin yıl dönümü de kutlanıyordu. Kaddafi’nin “onur konuğu” Castro, Sebha’ya kadar gelmişti. Kumların ay ışığında pırıl pırıl parladığı ve küme küme oynadığı “nefis” bir çöl gecesinde, yakılan yüzlerce meşalenin aydınlattığı Sebha Havaalanı’na Castro’yu getiren uçak indiğinde, bedevilerin sıktığı kurşun, kadınların “hel hele” çığlıkları unutulur gibi değildi. Castro bütün heybetiyle, Albay Kaddafi ile kucaklaşırken mermilerin ve “hel hele”lerin artan sesleri birbirine karışıyordu.

Pistin kenarlarında rengarenk kıyafetli bedevilerin koşuşan atları ve elden ele dolaşan meşaleler, bu tarihi buluşmaya eşlik ediyordu. Anayasa’sını “Kur’an-ı Kerim” yaptığı gece Libya’ya, “ateşli” bir Marksist lider konuk olmuştu.

Gerçekten de tarihin “garip” bir cilvesi daha tecelli ediyordu. Yanımızdaki bir bedeviye Castro’yu göstererek “Bu kim” sorumuza, yağız delikanlının “Reis il Küba” yanıtı hafızalarımızı ara sıra yokluyor.”

LİBYA İÇ SAVAŞI VE KADDAFİ’NİN ÖLÜMÜ

2011 yılında batı destekli Arap Baharı’nın etkisiyle ülkede bir iç savaş yaşandı. Başlangıçta kontrolü elinde tutan ve ülke dışından gelen terör gruplarına darbe üstüne darbe indiren Libya ordusu NATO’nun da devreye girmesiyle güçsüz duruma düştü. 23 Ağustos 2011 tarihinde Trablus düştü. Muammer Kaddafi 20 Ekim 2011 tarihinde, memleketi Sirte’de yaralı kurtulduğu NATO saldırısı sonucu terör gruplarına esir düştü. Kaddafi esir düşmesinin ardından vahşice linç edildi. Kaddafinin linç ediliş anlarına ait görüntüler medyaya düştü ve tüm Dünya’da büyük tepki topladı. Ayrıca Kaddafi’nin sol kulak ile göz aralığının ortasında ve sağ alt karın boşluğunda kurşun izleri bulundu. Kaddafi ölümünün ardından Sahre Çölü’nde bilinmeyen bir yerde toprağa verildi.

Kaddafi’nin NATO saldırısı başlamadan önce başkent Trablus’ta halka seslenişinden…
“Tarihsel deklarasyonumuzda yer alan bazı cümleleri hatırlatmak istiyorum. Bu deklarasyon, hiçbir parlamento ya da aracılık sistemi olmadan bu halkın demokrasiye yürüyüşünün belgesidir.”

“Bu sistem doğrudan halkın sistemidir, aynı zamanda bir cumhuriyettir. Bu 1979 yılında ilan ettiğimiz bir deklarasyondur ve halkın iktidarı bu tarihten itibaren kurulmuştur.”

“Bu deklarasyonla bütün Libya halkı, halk komiteleri yoluyla isteklerini ortaya koymuştur ve ortak kabul sergilenmiştir.”

“Bir zamanlar İtalyanlar’ın kölesi olduğumuz gibi bir kez daha köle olmamızı istiyorlar. Buna asla razı olmayacağız. ABD veya NATO ülkemize girerse, kanlı bir savaşa gireceğiz ve binlerce Libyalı ölecek.”

KADDAFİ’NİN ÖLÜMÜ SONRASI LİBYA

Kaddafi döneminde bölgede refah seviyesi en yüksek, en güvenli ve huzurlu ülkelerden biri olarak gösterilen Libya, Kaddafi sonrasında kaosun ve savaşın merkezlerinden biri durumuna geldi.

Birleşmiş Milletler de çatışmaların başlamasından bu yana on binlerce kişinin yerlerinden olduğunu kaydetti.

Muammer Kaddafi’nin NATO tarafından devrilmesiyle 2011 yılından bu yana siyasi istikrarın bir türlü sağlanamadığı Kuzey Afrika ülkesi Libya’da birden fazla yönetim bulunuyor.

Libya, 2014 seçimlerinin ardından siyaseten ikiye bölündü.

Bunlardan birisi ülkenin doğusunda, Mısır sınırına yakın Tobruk’ta bulunan Temsilciler Meclisi ve diğeri de Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti.

Ölüm yıl dönümünde Muammer Kaddafi
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin